SORGÜL ŞÊXO

Hesekê – Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarında tarım ve yeşillik alanlar da zarar görüyor. Halkın ‘sarı altın’ olarak nitelendirdiği buğday ve mısır tarlaları saldırıların hedefi haline getiriliyor. Serêkanîyê işgalinden sonra su istasyonu olan Elok’un Türkiye tarafından kapatılması halkı susuzlukla karşı karşıya bırakıyor. Kuşkusuz suyun kesilmesi iklimi etkileyerek bölgenin ekolojisinde dengesizlik yaratarak çölleşmeye yol açmaktadır. Uluslararası raporlara göre, Suriye en çölleşmiş ülkelerden biri. Kadınlar bu saldırılara karşı olumsuz etkileri en az imkanla engellemeye çalışıyor.

Cizîr Kantonu'nun Til Temir şehrinde yaşayan 11 çocuk annesi Nahide Daban, saldırılara ve iklimsel değişimlere karşı ağaç dikiyor.

Dört yıl önce Covid 19 nedeniyle sokağa çıkma yasağında ağaç dikmeye başladığını aktaran Nahide Daban, "Ağaç dikmek çok önemli ve kutsal bir görev. Salgın döneminde sokağa çıkma yasağı başlamıştı ve bende faydalı olacak bir şeyler yapmak istedim. Dört yıl önce küçük ağaçlar diktik, şimdi ise meyvelerini yiyoruz" diyor.

Ağaçlardan bahçe kurdu

Gölge ve oksijen isteyenlerin ağaç dikmesi gerektiğini kaydeden Nahide Daban, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ağaçlar sadece şekil değil, aynı zamanda bize gölge ve oksijen de veriyor. Son birkaç yılda iklim değişti, sıcaklıklar arttı. Zaten topraklar kurudu ve çöller artıyor, işgalci Türk devleti de Elok İstasyonu’nun ve Xabur nehrinin suyunu kesti. Açtığımız kuyulardan elde ettiğimiz suyla ağaçlarımızı suluyoruz. Ağaçların yanı sıra domates, patlıcan, bamyaya kadar bir yaz bahçesi kurduk. Düşmanın ne yaptığı umurumuzda değil, kendimiz yönetip yaratabiliriz."

‘Küçük bir bahçeniz olsun ama yeşil olsun’

Çölleşmeyi azaltmak için kadınların ve genel olarak toplumun evlerinin bahçelerini yeşillendirmesi gerektiğini söyleyen Nahide Daban, "Küçük bir bahçeniz olsun ama yeşil olsun. Tohum ekseniz bile yarın size büyük bir ağaç verecek. Kadınların bahçelerini dikmeleri, çevrelerini yeşillendirmeleri gerekiyor. Topraklarımız çöle döndü ve sularda kesik. Bu durum hem topraklarımızı hem de insanlarımızı etkiliyor. Kuyuları olan insanlar, bu kuyuları halkın hizmetine sunmalıdır” ifadelerinde bulunuyor. 

‘Belediyelerimize yardımcı olalım ve çevremizi yeşillendirelim’

Nahide Daban, konuşmasının sonunda toplum ve Özerk Yönetim arasındaki dayanışma ve yardımlaşma ruhunun güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları söylüyor: "Ülkemizi sevmeliyiz, burada kalalım çünkü yabancı ülkeler bize hizmet etmiyor. Şikayet etmeyi bırakıp birbirimize yardım etmeliyiz. Belediyelerimize yardımcı olalım ve çevremizi yeşillendirelim. Önemli olan toprağımızın kurumasına izin vermemek. Eğer kuşların, arıların sesini seviyorsanız ağaç, çiçek dikin."