RAFIF ESLEEM

Gazze– “Yeşil ekonomi” çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltmayı, çevreyi bozmadan sürdürülebilir kalkınmayı hedeflemek olarak tanımlanıyor. Yeşil ekonomiyi değerlendiren çevre araştırmacısı Shahira Odeh, yeşil kelimesinin çevrede var olan, kirliliğe yol açmayan, çevre üzerine yükler oluşturmayan her şey anlamına geldiğini söyledi.

‘Yeşil ekonomi küresel ekonomik sistemin çökmesiyle ortaya çıktı’

Yeşil ekonominin birçok boyutu olduğunu vurgulayan Shahira Odeh, “Bunlardan ilki yoksullukla mücadele, sonrasında ise sosyal boyutu geliyor. Yeşil ekonomiye olan güven, küresel ekonomik sistemin çökmesi ve girişimcilere verdiği ağır kayıplar sonucunda ortaya çıktı. Bu nedenle yeşil ekonomiye yönelim oldu ve iş fırsatları yaratmanın da bir aracı haline geldi. Yenilikler ve yaratıcı enerjiler, yatırımları çekme, enerji ve su alanlarının desteklenmesi gibi” dedi.

‘Yenilenemeyen enerji kaynakları özenle kullanılmalı’

Çevresel malzemelerin uygun bir yönetimi gerektirdiğine işaret eden Shahira Odeh, şunları ifade etti: “Çevresel kaynakların nasıl kullanıldığı önemli bir hale geldi. Bundan dolayı yeşil bir ekonomiye doğru eğilime yol açan nedenlerden biri de dünya nüfusunun yüzde 24 artmasıdır. Temiz bir teknoloji yaratmak için kadınların atık bertarafı, geri dönüşüm, su ve elektrik gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarını özenle kullanma ve günlük gıdayı sağlıklı bir şekilde sağlama konularında örnek olması gerekiyor.”

‘Arap ülkeleri en savunmasız ülkeler arasında’

Bu tür projelerin yöneticilerinin geçim kaynağının nasıl çevre dostu olabileceğini düşünmesi gerektiğini söyleyen Shahira Odeh, “Karbona daha az bağımlı yeni yollar geliştirilmeli, enerji ve ulaşım sektörlerinde kapsamlı reformlar yapılmalı. Araştırmalara göre Arap ülkeleri iklim değişikliğine karşı en savunmasız ülkeler arasında yer alıyor. Kuraklık ve su kıtlığı çeken bir bölgede ortalama sıcaklıklardaki artış, yağış eksikliği ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olabiliyor” diye konuştu.

‘Kadınların yeşil ekonomideki rolü önemli’

Yeşil ekonominin genişletilmesinin özellikle çocuklar, yaşlılar ve özel ihtiyaçları olan insanlar gibi savunmasız grupların sorunlarına temel bir çözüm olabileceğini düşündüğünü belirten Shahira Odeh, “Bir bütün olarak sisteme entegrasyonunu tercüme eden gerçek prosedürler ve politikalar uygulanmadığı takdirde bu gruplarda kırılganlığı artıracaktır. Kadınların yeşil ekonomideki rolü ise önemlidir. Dünya Bankası'na göre, kadınlar için kaynakların ve gelirin artırılması önemli. Böylece yoksulluğun bir nesilden diğerine aktarımı azaltılacaktır” dedi.

‘Yoksullukla mücadelede kadının öncü rolü ortaya çıktı’

Tarımsal üretim ve gıda işlemenin kadın emeğinin iki ana kaynağı olduğunu kaydeden Shahira Odeh, tarım alanında yaşanan cinsiyet ayrımcılığındaki uçurumun kapatılmasının toplum için önemli beslenme kazanımları sağlayabileceğini sözlerine ekledi. Shahira Odeh, “Kadınların yoksullukla mücadelede öncü rolü ortaya çıktı. Sadece tarım sektöründe değil, enerji, su, atıkların geri dönüşümü, turizm gibi birçok sektörde de kadınlar rol oynuyor” diye konuştu. Kadınların siyasi kararlardaki etkisinin zayıf olduğuna işaret eden Shahira Odeh, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü siyasete yeterince katılma fırsatını bulamıyorlar. Bu durum da siyasete en çok dahil olan taraf olmalarına rağmen ihtiyaçlarını ifade edememelerine neden oluyor. Kadınlar yeşil ekonominin çeşitli sektörlerinde yer alarak kendi rollerinin öneminin acilen farkına varmaları gerekiyor. Yer almaları durumunda tarımsal alan, gıda güvenliği, su ve enerji sağlama sorumluluğunu üstlenirler.”