Türkiye eğitim sisteminde cinsiyetçilik derinleştirildi

21 yıllık AKP iktidarı döneminde Türkiye’de eğitim sistemindeki ırkçılık, dincilik ve cinsiyetçilik derinleştirildi. Ders kitaplarından, genel programa Türkiye’deki eğitim sistemiyle çocuk zihinleri cinsiyetçi, erkek egemen ideolojiyle dolduruluyor.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi- Türkiye’de eğitim sistemi uzun zamandır ciddi sorunlarla yüz yüze kaldı. Tekçi, milliyetçi anlayış ders kitaplarından eğitimin tüm kademelerine kendini daha belirgin hale getirdi. Son yıllarda tarikatlarla yapılan işbirlikleri de var olan karanlığın daha da perçinleşmesine sebep oldu. Okul öncesi eğitimden başlayan ‘dini eğitim’ AKP ve onun yandaşlarının istediği gibi çocukları şekillendirmeye çalıştı ve tüm yapılarını da bunun üzerine inşa etti.

Eğitim alanında yaşanan gerileme hızla ilerlerken aynı hızla bilimsellikten uzaklaşıldı. Okulların alt yapıları, öğretmen eksiklikleri, kalabalık sınıflar, çocukların cemaat yurtlarına yönlendirmesi ve buralarda yaşanan istismar vakaları konuşulmaya devam ediyor. Türkiye’de 2022-2023 yılı eğitim döneminin sonuna gelindi. Okullar, öğrenciler ve veliler bu yılı da ekonomik zorluklarla geçirdi. ‘Okul alışverişleri tamamlanamadı’ ile başlayan haberler ‘çocuklar beslenemiyor’ başlıklarıyla sona erdi. Masraflara yetişemeyen veliler kimi zaman ıslattıkları simitleri beslenme çantasına koydu kimi zaman servis ücretlerini ödeyemediği için farklı yollar denedi.

Cinsiyet eşitsizliğinin en derin yaşandığı alanlardan biri olan eğitimde kitaplar, müfredat yine eşitsizliklerle doluydu. Bu yıl da çocuklar anadillerinde eğitimlerinden mahrum bırakıldı. Seçmeli dersler arasına konulan Kürtçe, okullarda sıralamaya girmediği için ‘yeterli sınıf yok’ denilerek verilmedi. Seçmeli derslerin çoğunluğunu ‘dini’ eğitim oluşturdu.

Cinsiyetçilikle şekillendirilen çocuklar

Eğitim sistemi bu yıl da toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzak bir yol izledi. Egemen ideolojinin tüm baskılarıyla şekillenen ders kitaplarında toplumsal yaşamın her alanında yaşanan cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamalar yer aldı. Öte yandan karma eğitimi hedef haline getiren uygulamalar yükselen muhafazakarlığın da bir kanıtı oldu. Yine ders kitaplarında kadınlar aile içinde ev işlerinden ve çocuklardan sorumlu gösterildi. Derslerde erkeğin kadınlardan üstün olduğu kadınların erkeklere hizmet ve itaat etmesi gerektiği anlatıldı. Cinsiyet ayrımcılığını kendi zihniyeti ile derinleştiren AKP, eğitimi, sorgulatmayı değil itaat ettirmeyi hedef belirleyen bir sistem haline getirdi. Elbette bunun da diğer politikalarla bağlantılı olarak ağır sonuçları yaşandı.

Ders kitaplarında ne vardı?

Kadınların temsiline dair olumlu söylemlerin her yıl azaldığı ders kitaplarında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da bir gelişme sağlanamadı. Kadınlar ev içinde kurgulanırken ‘modern’ giyimli ve eğitimli kadınlık kurgusu yerini, muhafazakâr görünümlü bir anne ve ev kadınına bıraktı.  Kimi çalışmalara göre Matematik ders kitaplarında hiçbir şekilde kadın rol modele rastlanmadı. Yine kimi kitaplarda da kadınlar çok az yer buldu. Çalışan kadınlar metinlerden çıkarıldı onların yerine erkekler konuldu. Kadınlar için sadece aile hayatını vurgulayan metinler ya da görseller tercih edildi. Kadınlar ‘paylaşma’ özelliği ile öne çıkarılırken erkekler için ‘vatansever, millet sevgisi, disiplinli olan, fedakâr olan’ gibi ifadelerle ön plana çıkarıldı. 

676 bin çocuk eğitimden uzak kaldı

Türkiye’de 12 yıllık zorunlu eğitim var. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 9 milyon 928 bin 304’ü erkek, 9 milyon 227 bin 267’si kız olmak üzere toplam 19 milyon 155 bin 571 öğrenci örgün eğitim alıyor. Ancak raporlar ülkedeki eğitim çağındaki 676 bin çocuğun eğitimden uzak kaldığını gösterdi. Bunun sebeplerine önemli ölçüde ‘yoksulluk’ gösterilirken diğer yandan 4+4+4 sistemi de çocukları evlerine gönderen uygulamalardan.  Eğitim sistemi dışında kalanların büyük çoğunluğunu 14-17 yaş aralığındaki çocuklar oluşturdu. Yani Türkiye’de her 10 çocuktan biri okula gidemedi. Okuldan ayrılma en yaygın lise çağında yaşandı. Bunun da önemli oranını yine kız çocukları oluşturdu.

Karma eğitim hedefte

Uzmanlar ve ilgili sendikalar ülkede karma eğitimin açık hedef haline getirildiğine dikkat çekti ve cins ayrımı yapıldığına işaret ediyor. Bu yıl 14 Mayıs’ta genel seçimler sonrasında HÜDA PAR’ın Meclis’e girmesi bu konudaki kaygıları derinleştirdi. Türkiye’de kız çocuklarının okula gitme oranı yüzde 91 olarak ifade ediliyor. Kız çocuklarının okula gidememesi ya da eğitim hayatından koparılması onların evliliğe zorlanmaları anlamına da geliyor. Üstelik bu gerçek raporlara da yansıdı. Cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmediği, kadın cinayetleri ve şiddetin sürekli gündem olduğu Türkiye’de karma eğitim karşıtlığı, tek din, tek mezhep ve tek cinsiyet egemenliğine dayalı bir toplum oluşturma hedefinden ayrı durmuyor.

Okullara manevi danışman

Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın imzaladığı protokol çerçevesinde okullara ‘manevi danışman’ adı altında din görevlilerinin atanması ön görüldü. Din görevlilerinin okullarda nasıl bir çalışma yürüteceği hangi müfredat üzerinden ‘eğitim’ verecekleri net değil. ‘Laik eğitim karşıtlığının son hamlesi’ olarak görülen bu düzenleme birçok velinin tepkisini çekti. Sadece İzmir’de 842 okula imam, Kur’an kursu öğrencisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirildi.  Bu görevlendirmelere nasıl ve ne kadar kaynak ayrıldığı da merak konusu. 

19 senede 755 bin 375 çocuk doğum yaptı

Eğitimlerine ‘ekstra masraf’ olarak bakılan kız çocukları bir an önce evden çıkarılmak isteniyor. Türkiye’de son 19 senede yani AKP’li yıllarda doğum yapan kız çocuklarının sayısı 1 milyon 755 bin 375’e ulaştı. Bu doğumların yüzde 27’si 17 yaşından küçük çocuklarda gerçekleşirken, 15 yaşından küçüklerin yaptığı doğum sayısı ise 15 bin 601 oldu. Türkiye’de veriler, 2012-2021 yılları arasında 15 yaşından küçük 147 çocuğun birden fazla doğum yaptığını gösteriyor.

İstismar vakaları arttı

Cinsel istismar da eğitim sisteminde ayrımcılığın yanı sıra farklı bir şiddet olarak karşımızda duruyor. Cinsel istismar vakalarının önemli bir oranı okullarda gerçekleşti. Failler ise ya öğretmenler ya da okul yetkilileri/müdürleri oldu. Basına yansıyan haberlere göre 2022 yılında en az 238 çocuk istismara maruz kaldı. 2022’de en az 65 çocuğu öğretmenlerin de aralarında olduğu okul çalışanları, 25 çocuğu kuran kursu görevlileri, tarikat üyeleri istismar etti. 2023 yılının ilk 5 ayında ise en az 50 çocuk cinsel istismara maruz kaldı. Bu vakalardan belirlenen 11’i okul, kuran kursu gibi yerlerde gerçekleşti.  Adalet Bakanlığı’nın en son paylaştığı verilere göre çocuk istismarı suçları yüzde 33 arttı.

Okullarda çalıştırılan çocuklar

Eğitimden koparılıp çalıştırılan çocukların sayısı da azımsanmayacak kadar çok. Öte yandan eğitim adı altında çocuklardan kazanç sağlanıyor. AKP döneminde mesleki eğitim adı altında birçok meslek lisesi açıldı. Meslek liselerinde 1 milyon 848 bin 236 öğrenci eğitim görüyor. Mesleki ve teknik eğitim adı altında okullarda da çalıştırılan çocuklara aylık sadece bin 300 TL ödeme yapılıyor. “Çırak, kalfa ve usta” gibi sınıflandırılmalarla çalıştırılan öğrencilerin sayısının 1 milyon 200 bine ulaştığı açıklanmıştı. Resmi açıklamalara göre 18 Aralık 2022 itibarıyla meslek liselerinin 11 ayda 1 milyar 955 milyon TL gelir elde ettiği ve buradan öğrencilere 94 milyon 332 bin lira, öğretmenlere ise 206 milyon 608 bin lira olmak üzere toplam 301 milyon lira pay ödendiği belirtilmişti. Geriye kalan 1 milyar 654 milyon TL ise “çocuk işçiliği” üzerinden devletin hazinesine aktarıldı.

5 milyon çocuk işçi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hane halkı iş gücü araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 18.7 olarak açıklandı ama İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) bu konuda kurumun verileri perdelendiğini duyurdu. İSİG’e göre Türkiye’de en az 2 milyon yaz aylarında ise 5 milyon ‘çocuk işçi’ var. Ayrıca bu sayıya göçmen ya da mülteci statüsündeki çocuklar da dahil değil. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri ise, 2022 yılında en az 3 bin 552 çocuğun sokaklarda çalıştırıldığını belirtiyor. Yine İSİG, AKP’li yıllarda yani 2022 yılından 31 Mayıs 2023 tarihine kadar en az 868 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiğini verileriyle sunuyor.