Siyaset/Erkek, Yargı/Erkek, Fail/Erkek: 18 yılda 6 bin 759 kadın katledildi - 2

“Ataerkil düzen eşitsizliği besliyor” Mardin, Batman, Siirt ve Urfa’da kadınlar, bulundukları kentlerde kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, ataerkil düzenin eşitsizliği beslediğini vurguluyor. Bölgede artan kadın katliamları, intihar adı altında yaşanan şüpheli ölümlere dikkat çeken kadınlar, aynı zamanda özel savaş politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceklerini dile getiriyor.

“Ataerkil düzen eşitsizliği besliyor”

Mardin, Batman, Siirt ve Urfa’da kadınlar, bulundukları kentlerde kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, ataerkil düzenin eşitsizliği beslediğini vurguluyor. Bölgede artan kadın katliamları, intihar adı altında yaşanan şüpheli ölümlere dikkat çeken kadınlar, aynı zamanda özel savaş politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceklerini dile getiriyor.  

MEDİNE MAMEDOĞLU

Haber Merkezi – Türkiye genelinde kadına yönelik katliamlar, cinsel saldırılar, tacizler, şüpheli intiharlar adı altında yaşanan ölümler gündemdeki yerini korurken, Mardin, Batman, Siirt ve Urfa’da kadına yönelik saldırıları yakından takip eden kadınlarla konuştuk. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi, kadına dair politikalar, yargıya taşınan kadına yönelik saldırılar ve cezasızlık politikalarına dikkat çekti.

“Şüpheli ölümlerin nasıl meydana geldiğini iyi biliyoruz”

Mardin Şahmaran Kadın Platformu Üyesi Melike Bisikletçiler, yaşanan ölümlerin iyi araştırılmadığı ve gerçeğin kamuoyundan saklandığını ifade etti. Melike Bisikletçiler, şüpheli ölümlerde yaşanan cezasızlık sürecine değindi.

“Bölgede artan kadın intiharları ve ölümlerin hepimiz farkındayız. Her gün haber ajanslarına şüpheli kadın ölümleri haberi düşüyor. Biz bu ölümlerin şüpheli olmadığını nasıl meydana geldiğini daha önce ki olaylardan iyi biliyoruz. Ama görün ki yaşanan ölümler sonrasında yapılan araştırmalar yarıda kalıyor. Ölenlerin neden yaşamına son verdiği neler yaşandığı kamuoyundan gizleniyor. Yaşanan ölümler normalleştirilmemeli. Bir kadın gördüğü şiddet ya da baskı nedeniyle yaşamına son veriyorsa bunun nedenleri araştırılmalı ve buna sebep olanlar yargılanmalıdır.”

“Erkekler iktidarın politikalarından cesaret alıyor”

Şüpheli kadın ölümlerinin had safhaya ulaştığı bu dönemde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının erkek şiddetini daha da çok arttırdığını belirten Melike Bisikletçiler, konuşmasının devamında şunlara yer verdi:

“Şiddet ve ölümlerde yaşanan artışın elbette ki iktidarın politikaları, cezasızlık kültürü ile de birebir alakası var. Bu kadar yoğun ve sistematik yaşanan erkek şiddetine son 1 yılda pandemi de eklendi.  Kadınlar bu dönemde hem faillerle aynı evde kalmaya zorlandı hem de ev içi emek de gittikçe daha eşitsiz bir hal aldı. Tabii son 1 ayda bütün bunlara ek olarak İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi de erkek şiddetini artıran nedenlerin başında geliyor. Dolayısıyla böylesi bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması ve feshedilmesi kadın cinayetlerini ciddi oranda artırıyor. Esasında biz bugün kadın kırımı yaşıyoruz ve güvencesizliğe terkedilmeye çalışılıyoruz. Bu anlamda İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

“Yaşanan ölümler tesadüfi değildir” 

Batman Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Semra Güneş de son dönemde yaşanan kadın ölümlerinin ‘töre’ ve ‘namus’ gibi kavramlar ile değerlendirilmemesi gerektiği görüşünde.

“Son yıllarda kadın cinayetlerinde yaşanan artışın hepimiz farkındayız. Bunun dışında kadın intiharları ve şüpheli ölümleri de aynı şekilde artıyor. Son zamanlarda Siirt, Batman ve çevre illerde meydana gelen kadın intiharları tesadüf değildir. Pandemi sürecinde kadınlar kendi evlerinde mevcut olan aile içi şiddet, istismar ve psikolojik şiddete daha çok maruz kaldılar. Pandemi sürecinde hukuki başvuru mekanizmalarının uygulanmaması bu suçları ikiye katlamıştır.”

“İtaatkâr kadın yaratmak istiyorlar”

İktidarın yarattığı toplumsal ve ekonomik kriz nedeniyle intihar vakalarının arttığını ifade eden Semra Güneş, yaşanan krizlerin her alanda en çok kadınları etkilediğini söyledi. Semra Güneş,  krize karşı mücadele eden kadınların da hedef haline getirildiğini belirtti.

“Mevcut iktidar yaratmak istediği politikalar ile kadını eve hapsetmek istemektedir. Muhafazakâr bir toplum yaratarak erkek şiddetini meşru haline getirme hayali kuruyorlar. Onlara göre erkeğe itaat etmek istemeyen kadın suçludur.  Bu zorbalığa karşı direnç gösteren ve mücadele eden kadınlar da onların hedefindedir. Kürt kadınları uzun yıllardır kendi içinde ki ataerkilliğe karşı savaşıyor. Çocuk yaşta evlilik, ev içi şiddet ve tecavüz kültürüne karşı mücadele yürütüyor. İktidar bu politikaları ile bu mücadeleyi veren kadınlara da gözdağı vermek istiyor.”

“Kadın kurumlarından korkuyorlar”

İktidarın bölgede mücadele eden kadınlardan ve kadın kurumlarından korktuğunu dile getiren Semra Güneş, hedef gösterme ve baskılara karşı mücadeleye devam vurgusunda bulundu.

“Öncelikle bölgede son iki yılda kadın cinayetlerinde büyük bir artış olduğunu gözlemliyoruz. Toplumsal şiddet ve öncelikle devlet şiddetinin tırmanması hukuk güvenliğinin kalmaması sorunların diyalogla çözülme olanağını da etkiliyor. Kadın özgürlüğü bireyin ve toplumun özgürleşmesi anlamına geldiği için kadın kazanımlarından, kadın kurumlarından korkuyorlar. Son dönemde yaşananlar da bunun göstergesidir. Biz bu özel savaş politikaları ve şiddete karşı başımız dik mücadele etmeye devam edeceğiz. Her alanda kadınlarımızı bilinçlendirip onların yanında olacağız. Sistem istediği politikaların burada işlevsiz olduğunu görecek.”

“Cezasızlık politikaları şiddeti artıyor”

Bu dönemde artan şüpheli kadın ölümleri ve intiharlarının Siirt’te gözle görülür şeklinde arttığına yer veren Siirt Belediyesi İl Genel Meclis Üyesi Cemile Altan ise, yaşanan ölümlerin genç kesim olduğunu da dikkat çekti.

“Son dönemlerde artan kadın katliamlarını, şüpheli kadın ölümlerini, intiharlarını ve kadına yönelik şiddet haberlerini üzüntüyle takip ediyoruz. Kadınlar erkeklere göre daha fazla intihar etmektedir. Siirt’te intihar edenlerin en fazla genç kesim olduğu görülmektedir. Bunun altında yatan dinamikte ailevi toplumsal baskılar, ekonomi ve işsizlik gibi nedenler. Psikolojik şiddetle gelen baskı ve geleceğe dair umutsuzluk, kadının korunmada yetersizliği, devletin şiddete yönelik cezasızlık politikaları, kadının psikolojik ve ekonomik durumu bu ölümleri tetikliyor.”

“Pandemi sürecinde kadına saldırılar iki kat arttı”

Toplumsal krizlerin yanı sıra iktidar politikalarının da yaşanan ölüm ve şiddet olaylarında büyük payı olduğunu söyleyen Cemile Altan, “Gündemin kadın üzerindeki negatif bakış açısı, basında şiddetin normal bir yaşam tarzı olarak lanse edilmesi erkeklere güç vermektedir. Pandemi sürecinde ise şiddet iki kat arttı. Eve alışamayan erkek bu süreçte kendi eksikliğini, yetersizliğini kadın üzerinde tahakküm kurarak çözümü şiddette arıyor. Dolayısıyla bu durum şüpheli ölümlere ve intiharlara sebebiyet veriyor” diye konuştu.

“Krizin krizini yaşıyoruz”

Urfa Kadın Platformu üyesi Eylem Salar da yaşadıkları kentte son süreçte artan şüpheli kadın ölümlerinin görünmez kılındığını ifade etti. Bütün kurumların gündemine alması gereken bu konunun çok ciddi bir boyuta ulaştığını belirten Eylem Salar, Urfa’nın Türkiye ortalamasının üzerinde şiddet vakalarının yaşandığı kentlerden biri olduğu bilgisini verdi. 

“Bugün kadınlar kendi hayatlarına dair karar almak istedikleri ve temel haklarını kullanmak istedikleri için psikolojik, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddete maruz kalarak katlediliyorlar. Derinleşen pandemi kriziyle beraber kadınlar olarak krizin de krizini yaşadığımız bu süreçteyiz. Dünya Sağlık Örgütü dahi kadın sağlığının erkeklere oranla daha olumsuz etkilendiğini ortaya koyuyor. Kadınlar pandemi sürecinden en fazla etkilenen yüksek riskli grup arasında. Salgınla beraber dünya genelinde şiddet vakalarında yüzde 27.8 oranında bir artış görüldü. Yine kadın kurumlarına başvurularda ciddi artış var. Ve maalesef bugün demokrasi düşmanı, kendisinden olmayana düşman, ülkemiz kadınların cehennemi haline gelmiştir. Bu haliyle de doğal olarak ilk gözden çıkarılan gruplarda kadınlar oluyor.” 

“Cinsiyet temelli şiddet katlanarak artıyor”

“Mevcut durumda kadınların karşı karşıya kaldığı ekonomik ve sosyal kriz gün geçtikçe derinleşiyor” diyen Eylem Salar, “Cinsiyet temelli şiddet kadınlar aleyhine katlanarak artıyor. Toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle var olan ataerkil düzen eşitsizliği beslemektedir. Evde bulunmanın beraberinde getirdiği artan sorumluluklar, artan ev içi yük, aile üyelerinin gereksinimlerini karşılama çabaları ile kadın şiddetle karşı karşıya kalmıştır. Yürütülen politikalar toplumsal cinsiyet ayrımcılığın önlenmesine yönelik son yıllarda elde edilen sınırlı sayıda kazanımın kaybedilmesine ve cinsiyetler arası eşitsizliğin derinleşmesine neden olabilecek sorunlara sebep olmuştur”  diye konuştu.

Yarın: HDP Milletvekili Remziye Tosun: Kadınlar nefes almak için direniyor