Ortadoğu ve dünya krizinin çözüm anahtarı: Demokratik Ulus-7

Demokratik Ulusun temel ilkelerinden birinin öz savunma olduğunu kaydeden YPJ Komutanı Nesrîn Ebdullah, “Öz savunma sistemini oluşturamazsak, hiçbir değeri koruyamayacağımızı biliyorduk” diyerek, halklar mozaiği inşa edildiğini söyledi.

Değerlerimizi öz savunma ile koruduk’

RONAHÎ NÛDA

Qamişlo- Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Temmuz 2012 yılında gerçekleşen devrim, Kürt halkının ve küresel kadın mücadelesinin kazanımlarından biridir. Kürt halkı yıllarca saldırı, katliam ve imha ile karşı karşıya kaldı ve hala bu tehlike devam etmekte. Halkların bir arada barış ve demokrasi içerisinde yaşadığı Demokratik Ulus sistemi ve yine IŞİD çetelerinin dünya üzerindeki varlığını yerle bir eden YPJ-YPG, QSD gibi askeri güçler tehlikelere en büyük yanıt oldular. 

Demokratik Ulus projesinin en önemli yönlerinden biri de öz savunmadır. Bu konu sadece silahlı değil birçok konuyu içerdiği için güvenlik meselesi olarak da anılmaktadır. Ayrıca nefsi müdafaa, insanların kendilerinin güvenliği ile ilgilidir. Öz Savunma Kuvvetlerinin, 2014-2015 yılları arasında resmen ilan edildi. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de öz savunma güçleri çok büyük adımlar atmış ve halkların rengi, sesi ve koruyucusu haline gelmiştir. Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) Komutanı Nesrîn Ebdullah, öz savunmayı değerlendirdi.

’10 yılı aşkın bir süredir devrimin içindeyiz’

Nesrîn Ebdullah, 19 Temmuz Devrimi’nin 2011’de başladığını hatırlatarak, “19 Temmuz Devrimi bir halk devrimidir ve bu devrim büyük kahramanlıkları, fedakarlıkları ve başarıları içeren dolu dolu bir devrimdir. Biz halk olarak kendi varlığımıza ve kimliğimize sahip olmak istiyorduk ancak önümüzde de zorlukların olduğunu biliyorduk. Ama bugüne kadar halkımız tüm bileşenleriyle mücadelede ısrarlı oldular ve haklarını savundular. Kürt halkının bu devrimi başlattığı Kuzey ve Doğu Suriye’de büyük bir tecrübe var. 10 yılı aşkın bir süredir bir devrimin ortasındayız. Bu yıllar boyunca onlarca insan özgürlükleri, kimlikleri ve varlıkları için savaştı. Bu coğrafyada var olan şartlar yeni bir fikrin doğmasına neden oldu ve o da Demokratik Ulus paradigmasıydı” diye belirtti.

‘Öz savunma alanı Özyönetimin kurulmasının önünü açtı’

Demokratik Ulus sisteminin öz savunma ile korunduğunu söyleyen Nesrîn Ebdullah, şunları ifade etti: "Paradigma içinde aktif rol oynayan boyutlardan biri öz savunmaydı. Sadece koruma değil, bu 10 yıl boyunca sürecin değerlerini yaratma ve sürdürme gücüydü. Demokratik Ulusun temel ilkelerinden biri öz savunmadır. Devrimin başında ilk örgütlenen alan öz savunma alanıydı. Öz savunma Demokratik Ulus ilkelerine göre örgütlendi. Öz savunma alanı, siyaset, ekonomi, diplomasi, kültür ve hukuk alanı olan Özerk Yönetim'in kurulmasının önünü açtı. Çünkü bir öz savunma sistemi oluşturamazsak, başka hiçbir değeri koruyamayacağımızı biliyorduk. Bu nedenle almamız gereken strateji öz savunmadır.”

‘Öz savunma sadece silahlanmak değildir’

Öz savunmanın sadece eline silah almak olmadığını vurgulayan Nesrîn Ebdullah, "İnsanlar öz savunmayı sadece silahlanmak olarak ele almamalı, silah bir ihtiyaçtan kaynaklı alınmıştır. Öz savunmayla mahalleleri, şehirleri ve köyleri korumaya başladık. Öz savunma felsefesi olmadan mücadeleye ve devrime devam etmenin mümkün olmadığını zihnen biliyorduk. Sonuç olarak, devlete baş kaldırıyorsunuz. Yaşanan kaosta gerçek ortaya çıktı ki El Nusra'dan DAİŞ'e kadar çeteler üzerimize saldırdı. Savunma bizim felsefemiz ve paradigmamızdır. Savunmanın hukuk, siyaset, diplomasi, kültür ve ekonomi alanlarında da bir misyonu vardır. Ayrıca en önemli nokta ise öz savunma felsefesinde kendinizi bilirseniz koruyabilirsiniz de” diye konuştu.

‘Tüm saldırılara karşı varlığımız korumayı başardık’

Nesrîn Ebdullah, toplum içinde öz savunma eğitiminin çok önemli olduğunu belirterek, "Stratejik olarak dikkat etmemiz gereken şey kişinin kendisini eğitmesiydi. Biz bunun farkındaydık ve insanların bulunduğu alanı koruyabilmesi için öz savunmayı bilmesi gerekiyordu. Önder Apo, 'Öz savunma ekmek ve sudan daha önemlidir' diyor. Neden? Çünkü Kürt halkına karşı kimlik, kültürel, siyasi ve fiziki soykırım var. Bugün Kürtler olarak varlığımız bu konuya bağlıdır ve bizler tüm saldırılara karşı varlığımızı korumayı başardık. Ve bu da öz savunmayla oldu” dedi.

‘Kürt her alanda öz savunmayı geliştirdi’

Demokratik Ulus paradigmasına yönelik saldırılara dikkat çeken Nesrîn Ebdullah, "Tüm saldırılar Kürtlerin varlığınadır. Bu paradigmanın ortadan kaldırılması söz konusu değildir. Düşman bu paradigmayı yok etmek için her gün saldırıyor. Demokratik Ulus projesine saldırılar olsa da bunu hayata geçireceğiz. İnsanların elinden topraklarının alınması onu köle yapmaz ancak insan zihnen ve ruhen köleleşebilir. Ve insanlar düşmana; ‘Benim toprağımı benden alabilirsiniz ama benim irademi, varlığımı, inancımı elimden alamazsınız’ dedi” diye ifade etti. Nesrîn Ebdullah, kadınların öz savunmadaki rolüne ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Direniş ve zafer strateji olmadan olmaz. Devrimin seyri içinde, halkın devrimci savaşı stratejisini benimsedik. Bu strateji çerçevesinde sistemler ve alanlar kurgulayabildik. En etkili faktör kadındır. Kürt kadını, kadın tarihini güçlü bir şekilde analiz edebildi ve kendi deneyimini de analiz edebildi. Kadın gerçeği ve zamanın ruhunu okuyabiliyordu. Bir erkek devlet sistemiyle karşı karşıyayız ve buna karşı savaşıyoruz. Kadınlar erkek-devlet sistemine karşı örgütlendi ve her alanda öz savunmayı geliştirdi. Böylece siyasetten sanata, öz savunmadan ve daha birçok alana kadar yüzlerce kadın örgütlendi. Kadın artık bir direniş sembolü haline geldi, bu sembol iradeleşti ve güçlü kadını oluşturdu. Kadınlar bu güçle artık adım atabiliyor ve varlığını koruyabiliyor.”

‘Özerk Yönetim halkları buluşturdu sınırları kaldırdı’

Demokratik Ulus fikrinin Özerk Yönetim'in kurulmasıyla herkesi kucaklayabildiğini söyleyen Nesrîn Ebdullah, “Suriye'de var olan tüm yapılar kendi kimlikleri ve kendi iradeleri ile her alanda misyon sahibi olarak yerini almaktadır. Bir sistem, insanların kimliğinin rengini koruyabildi ve insan mozaiğini ortaya çıkardı. Suriye rejimi toplumun dokusunu böldü ve halklar arasında çatışmalar yarattı. Özerk Yönetim, Demokratik Ulus paradigması ekseninde halkları buluşturdu ve aradaki sınırları kaldırdı. Sistem toplumlar arasındaki ilişkiyi her zaman kendi çıkarları doğrultusunda kullanmıştır. Bu devrimi korumak için yapabileceğimiz tek şey, insanların tek ruh, çok kültürlü ve çok kimlikli bir arada yaşamasıydı. Bu özellikle öz savunma alanında elde edebildiğimiz büyük bir başarıdır" dedi.

‘Demokratik Ulus sistemine Kürt halkı öncülük etti’

Suriye’de halkların birliğinin sağlandığını söyleyen Nesrîn Ebdullah, her halkın kendi özerk durumuna göre örgütlüğünü sağladığını bu halklardan birinin de Kürt halkı olduğunu belirtti. Her bileşenin bir geçmişinin ve kimliğinin olduğunu ifade eden Nesrîn Ebdullah, şunları kaydetti:

“Demokratik Ulus sistemine Kürt halkı öncülük etti. Ulusal kongrenin kurulması Kürt halkı için çok önemlidir. Birçok adım atıldı, kongre ve konferanslar düzenlenerek önemli tartışmalar yürütüldü. Tarihte Kürt halkına fırsatlar verilmedi ancak Kürtler kendi fırsatlarını yaratabilirler. Bugün görüyoruz ki savunma sistemi, okullar, edebî alanlar ve daha birçok şey inşa edilmiş. Bu küçük bir şey değil, unutmayalım ki Suriye rejimi ulusal elbisemizi giymemizi yasakladı, sarı, yeşil ve kırmızı renklerimizi suç olarak gördü. Bugün ulusal değerlerimizi ve geleneklerimizi yaşatmak için mücadele veriyoruz. Bu da farklı bileşenlerde çok farklı renklerin ortaya çıktığını görüyoruz."

Öz savunmanın demokrasinin temel ilkelerinden biri olduğunun altını çizen Nesrîn Ebdullah, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sonuç olarak öz savunma demokratik bir meseledir ve demokrasinin temel ilkelerinden biridir. Bir halk öz savunma kapsamında korumasını sağlayamıyorsa demokratik bir yaşamdan da bahsedemeyiz. 2011'den bugüne kadınlar da sahada örgütleniyor. Öz savunma alanında bir misyonumuz varsa her alanda misyonumuzu yerine getirebiliriz. Bu vesileyle gençleri öz savunma alanında konumlanmaya ve kimliklerine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Barış sürecine hazırlanmak için her genç devrimci halk mücadelesine katılmalı ve demokratik ulus çerçevesinde kendisini eğitmelidir.”