Monarşi ile yönetilen Suudi’de kadınların özgürlük yürüyüşü -3

Haklar için ilk feminist faaliyetler

Suudi’de kadınlar tüm baskı ve zor politikalarına karşı direnişi elden bırakmıyor. Araç kullanma hakkına karşı tutuklamaları göze alan kadınlar, önemli kampanyalar yürüterek, önemli başarılar elde etti. 

SANAA EL-ELÎ

Haber Merkezi - Ataerkil sistem, erkek egemenliğinin kadınlar üzerindeki meşruiyetini bir kanun olarak ilan etti. Suudi Arabistan'daki aile ve kadınlarla ilgili yasalar 1970'lerin sonunda kaydedildi ve değiştirilmedi. Kanun kadınların araba kullanmasını, seyahat etmesini, evlenmesini, boşanmasını ve birçok hakkını gasp ediyordu. 24 Haziran 2018'de kadınların ehliyetlerinin yasallaştırılması ve koruculuk yasasının kaldırılması tüm Suudi kadınların hayali ve umuduydu.

Kadınlardan imza kampanyası

Araba kullanımına dair 1975 yılında çıkarılan yasaya karşı kadınlar kampanya başlattı. Bu kampanya da 1990'da başlamış ve Arapların gelişmesiyle 2000'li yıllara kadar kendini örgütlemeye devam etmiştir. Devletin 1990'larda kadın hareketine tepkisi sert oldu, 47 kadın işten atıldı ve 13 kişi gözaltına alındı. Araçların sokaklarda kullanılmasının ardından sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. 2009 yılında yazar ve hukuk aktivisti Wajiha Al-Huwaider ve gazeteci Ibtihal El-Mubarek, devlet başkanına topladıkları bin 100 imzalı bir dilekçe sundu. Bu dilekçede kadınların araba kullanmasını yasaklayan yasanın yürürlükten kaldırılması istendi.

Araç süren kadınlar tutuklandı

Gazeteci Wajiha Al-Huwaider hakkında ise 2003 yılında haber yazıp yayınlaması yasaklandı. Wajiha Al-Huwaider, 2006 yılında gözaltına alındı ve sosyal medya sitelerinde haber paylaşımı da yasaklandı. Kampanyanın ikinci aşaması olarak 2011 yılında kadın faaliyetleri başladı. Manal Al-Sharif adlı bir aktivist 21 Mayıs 2011'de arabasını sürerken tutuklandı. Bu aktivist, bir daha araç kullanmayacağına dair söz verdikten sonra serbest bırakıldı. 17 Haziran 2011'de aktivist Manal Al-Sharif, "Kendi arabamla gideceğim" mesajıyla sosyal medya sitelerinde haberleri paylaşmaya devam etti. Onlarca kadın da mesaja destek vererek araçlarıyla Suudi Arabistan sokaklarına döküldü. Ancak ertesi gün yasaya aykırı davrandıkları için gözaltına alındılar. Daha sonra Manal Al-Sharif, insan hakları izleme komisyonuna yeniden giremeyince kefaletle serbest bırakıldı.

Kadınlar yargılandı

Olaydan bir ay sonra aktivist Najlaa Al-Hariri, "Women 2 Drive" adlı sosyal medya sitesinde göründü ve Cidde sokaklarında arabasını sürdü. Bunun üzerine Eylül 2011'de Shaima Jastaniah adlı bir kadın, Cidde şehrinde bir sokakta araba kullanırken tutuklandı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca halkın hükümdar Abdullah bin Abdülaziz ile olan memnuniyetsizliği nedeniyle mevcut tüm polis güçleri, özel servisler ve orduyla protestoya karşı çıktı. İki kadın gazeteci Nisreen Nejmuddin ve Samia Al-Essa, cezayı paylaştıklarından dolayı mahkemeye getirildi.

Kadınlardan araç kullanma çağrısı

İkinci kampanya 2013 yılında başlatıldı. Ama İçişleri Bakanlığı’nın yasağından dolayı kampanya başarısız oldu. Kampanyaya öncülük etmek için aktivistler sosyal medya üzerinden lansmanını sürdürdü ve programı 31 Kasım'da duyurdu. Eylemci Aziza Youssef bu kampanyadan dolayı 29 Ekim'de tutuklandı. Bir daha araba sürmeyeceğinin sözünü verince ve imza atınca serbest bırakıldı. 2014'ün dördüncü kampanyasında, hükümet karşıtı eylemciler Twitter'daki kampanyayı "zorunlu değil sistematik" diye eleştirdiler. Ancak aksine, bölgedeki aktivistler, kadınların araba kullanmasına izin verilmesi için 29 Mart'ta araç kullanma çağrısında bulundu. Bir dizi eylemci araçlarını sürdü ve bunun görüntüsünü Twitter hesaplarında yayınladı.

Kadınlar haklarını almakta kararlı

İçlerinden biri, 2011 kampanyasında işbirliği yapan Lugin Hathloul adında bir kadın, babasının arabasını Suudi havaalanından eve kadar sürüyor ve bu görüntüleri paylaşıyor. Polis, babasından, kızının Suudi Arabistan'da bir daha araba kullanmayacağına dair imza sözü alır. 2015 yılında Lugin Hathloul, İmaret şehrinden Suudi'ye kadar araç sürdüğü için tutuklanır ve 37 gün sonra serbest bırakılır. İmaret şehri kendisine yasaklanır. Lugin Hathloul’un, 18 Mayıs 2018'de üçüncü kez tutuklandığı belirtildi. Dini kurumlara ve kanunlarına yönelik suçlamaları nedeniyle rejim tarafından yargılanıyor. Devlet, resmi gazete ve medya organlarında onları yabancı devletlerle ihanet ve işbirliği yapmakla suçladı ve idama mahkum etti. Gözaltı kampanyası devam etti ve 15 Mayıs 2018'de Aisha Al-Mana, Welei El Şibir, Hisa El ûêx ve Madiha Al-Ajroush tutuklandı, ancak kefaletle serbest bırakıldı. Ancak Israa Al-Ghamam adlı bir kadın, faaliyetlerini desteklemek ve sosyal medya ve kamuoyunda paylaşımda bulunmak suçlamasıyla tutuklandı.

Kadınlara karşı gözaltı furyası

Kahraman olarak tanınan kadın hakları aktivisti Samar Badawi, 2011 ve 2012 kampanyalarında aktivistlerle işbirliği yaptı ve 2016 yılının başlarında tutuklandı. Aktivistler Nassmia El-sadah ve Nassima Badawi de 30 Temmuz 2018'de tutuklandı. İddiaya göre yabancı büyükelçilikle işbirliği yaptığı iddiasıyla yargılanıyor ve tutuklanıyorlar. Yine aynı yıl önde gelen aktivistlerden biri Htun El-Fassi tutuklandı. Htun El-Fassi, kadın haklarının en önemli savunucularından biri olarak biliniyor. Htun El-Fassi, kadın tarihi akademisinden mezun oldu ayrıca onunla beraber aktivist ve gazeteci Nouf Abdulaziz yakalandı. Aktivist Nouf Abdulaziz hakkında yayınladığı bir makaleden dolayı Maya Al-Zahrani de gözaltına alındı. 5 Nisan 2019'daki ikinci gözaltı kampanyası sırasında bir grup eylemci tutuklandı. Khadija Al Harbi hamile bir kadındı. Doğumuna az kalmasına rağmen serbest bırakılmadı.

Bazı önemli aktivistlerin hayat özeti

Aziza Al-Youssef: Başkent Riyad'da doğdu. Amerika Birleşik Devletleri'nde bilgisayar bilimini okuyan Al- Youssef, 2016 yılında siyasi ve hukuki çalışmalar yapmış. Suudi kadın haklarının korunması için destek almış ve devlet televizyonunda birkaç kez korucu yasasının kaldırılması çağrısında bulunmuştu. Güzel üslubuyla da toplumun dikkatini çeken Aziza Al-Youssef, kadın haklarını İslami ve liberal bir perspektifle tartıştı.

Lugin Hathloul: 1989 yılında Cidde'de doğdu. Kanada'da Fransız edebiyatı eğitimi almanın yanı sıra, kadın hakları savunuculuğunu da sürdürdü. Suudi kadınlara yönelik tacizi ve şiddeti eleştirmesi nedeniyle sık sık tutuklanıyor. Mayıs 2019'da sosyal medyadaki paylaşımından dolayı halen cezaevinde.

Eman al-Nafjan: En ünlü yazar ve akademisyen olan Eman al-Nafjan, 2011 yılında Dış Politika gazetesi tarafından en yetenekli ve bilgili kadın seçildi. Eltaife şehrinde doğdu. İngiltere'de İngiliz Edebiyatı okudu. Çocukluğunu Amerika Birleşik Devletleri'nde geçiren Eman al-Nafjan, ayrıca Mir Saud Üniversitesi'nde çalıştı. Batı'da Suudi kadınların sesi oldu. Al-Gardiya gazetesinde, Suudi rejiminin kadın üzerindeki egemenliğini ve cinsiyetçiliği eleştirdi.

Araç kullanma izni

26 Eylül 2017'de Mir Salman Nin Abdulaziz, kadınların araç kullanmasını yasallaştırma kararını imzalıyor ve bu kararı 24 Haziran 2018'de paylaşıyor. 4 Haziran 2018'de ehliyet alan ilk kadın Ehlam El Senyen oldu. El Senyen ehliyetinin fotoğrafını da sosyal medyada paylaşıyor.

Yarın: Kadınlara yönelik işkence belgelendi