Irak’ta kadınlar göçe mecbur bırakılıyor
Irak halkı onlarca yıldır şiddet ve savaş, artan yoksulluk, toplumsal ve siyasi zorluklar içinde yaşıyor. İnsanların yaklaşık yüzde 18'inin yardıma ihtiyacı var ve bu yüzdenin çoğunluğu kadın.
Haber Merkezi - Yoksulluğun olduğu ülkelerde savaş daha da çetin bir hal alıyor. Irak yasa dışı faktörlerin, toplumsal ve siyasi farklılıkların ve çatışmaların yanı sıra doğal afetlerin ve gıda krizinin şiddetlendiği ülkelerden biri. Terör olayları ve iklim değişikliği yeni bir uluslararası manzaranın oluşmasına ve göçün artmasına neden oluyor.
Cinsel ve fiziki şiddete maruz kalıyorlar
Kadınlar, koruma kanallarının sınırlı olmasından kaynaklı sürekli cinsel ve fiziki şiddete maruz kalıyorlar. Ailelerini kaybeden ve yalnız kalan kadınlar evin tüm sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalıyorlar ya da savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalıyorlar.
İki milyon mülteci durumunda
Irak ve Kürdistan Bölgesi halkı birbirine bağlı halklar. Yıllardır şiddet ve savaş içinde yaşıyorlar. Sadece kısa bir süre barış içinde yaşayabildiler. 2014'te IŞİD Şengal’e saldırdı, Musul ve Irak'ın bazı bölgelerini yerle bir etti. Şu anda bölgede yaklaşık iki milyon insan hala mülteci durumunda.
Iraklıların yüzde 18’i yardıma muhtaç
Militan güçler her zaman bölgedeki saldırıların önüne geçiyor. Bir yandan da yoksulluk ve ekonomik krizin artması toplumsal ve siyasi gerilikler yeni bir istikrarsızlık kaynağı haline geldi. Bütün bunlar ile birlikte Iraklıların yaklaşık yüzde 18'i şu anda yardıma muhtaç ve bunların büyük bir çoğunluğu ise kadın.
Yüzde 83’ü şiddet görüyor
Oksfam araştırmasına göre, ülkedeki kadınların yüzde 83'ü eşlerinin şiddetine maruz kalıyor. Yüzde 33 psikolojik sorun yaşıyor ve her 5 kadından 1’i çocuk yaşta zorla evlendirildi ve fiziki şiddette maruz kaldı.
Irak'ta kadınların savaş nedeniyle gördükleri şiddetle ilgili resmi Birleşmiş Milletler verileri şöyle:
“Katliamlar ve insan hakları ihlalleri, Irak ve Kürdistan Bölgesi'nin işgali, ev içinde ve dışında şiddete maruz kalan kadınlar da dahil olmak üzere altı milyondan fazla insanın yerinden edilmesine yol açtı.
Dünyaya gelen çocukların ölüm oranları arttı.
Anne ölümlerinin yüzde altmışı düşmanca olaylarda meydana geliyor.
Her beş kadından biri göç, zorluk ve büyük acılar yaşıyorlar.
Cinsel ve fiziki şiddet arttı.
Kadınlar anlaşmazlıklar yüzünden zarar görüyor, genç kadınlar gözle görülür bir şekilde eğitimlerini bırakıyor.
Kadına yönelik şiddet siyasi anlaşmazlıklar yüzünden de yaşanıyor.
Kadınlara ve genç kadınlara yönelik fiziksel ve cinsel şiddet, siyasi durumu zorlamak, düşmanlığı meşrulaştırmak ve toplumu yok etmek için düşmana karşı bir savaş silahı olarak kullanılmaktadır. Savaşın olduğu ülkelerde bu tür olaylar oldukça yaygın.
Kadınların bir kısmı şiddet nedeniyle normal yaşamlarından uzaklaşıyor ve saldırıya uğruyorlar. Saldırıya uğrayacakları korkusuyla yaşamlarını sürdürüyorlar. Bunların bir bölümü gerçek yaşama geri dönemiyorlar. Bu nedenle göçten sonra bilinmeyen toplumda yeni bir yaşam tarzı bulmaları gerekiyor.
Çoğu zaman eşlerini kaybetmeleri nedeniyle kadınlar ailelerine bakmak zorunda kalıyor. Geçim kaynağı bulmak için çok zorlanıyor ve şiddete maruz kalıyor. IŞİD savaşı sırasında çoğu Êzidî olmak üzere 5 bin ile 10 bin arasında kadın köleleştirildi ve insan ticaretine maruz kaldı.”