Ortadoğu ve dünya krizinin çözüm anahtarı: Demokratik Ulus-2

Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt kadınlarının mücadelesinin toplum ve kadınlar için bir milat olduğunu vurgulayan PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Foza Yûsif, erkekliğin IŞİD çeteleriyle birlikte iflas ettiğini söyledi.

Foza Yûsif: Kürt kadın mücadelesi toplumda bir milat oluşturdu

RONAHÎ NÛDA

Qamişlo – Rojava Devrimi ve Demokratik Ulus sisteminin kurulmasıyla başta kadınlar olmak üzere çok sayıda insan siyasetin ön saflarında yer aldı. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Foza Yûsif, dünyada ve Ortadoğu’da genel olarak siyasette cinsiyetçiliğin hakim olduğunu söyleyerek, “Bugün dünyaya bakarsak, parlamentoda, siyasette ve liderlik pozisyonlarında yer alanların çoğunlukla erekler olduğunu görebiliriz. Bu yüzden de dünyaya hakim olan politika savaş üzerine kuruludur” dedi.

‘Günümüzde siyaset toplumdan kopmuştur’

Siyasetin tanımının kitaplarda erkek bilincine göre yazıldığını dile getiren Foza Yûsif, şunları ifade etti:

“Örneğin Araplar siyasetin disiplin olduğunu söylerler. Bazıları siyasetin sıkıcı olduğunu söylüyor. Bazıları siyasetin aldatma sanatı olduğunu söyler. Siyasetin birçok tanımı var, insan o tanımları dinlediğinde temelde erkeğin, yanlış bilinci ortaya çıkıyor. Günümüzde siyaset insanlardan ve toplumlardan kopmuştur. Siyaset, yönetici sınıflar tarafından sömürülmüştür ve kendi kontrolleri altına almışlardır. Bu nedenle dünyada uygulanan politikanın özgürlükçü ve demokratik bir politika olduğu söylenemez. Politika, toplumun değerinin nasıl çalınacağının yöntemi haline gelmiştir. Zulmün olduğu yerde iradeli toplum olmaz. Siyaset zenginlerin, dünyadaki büyük şirketlerin, ordunun, gücün ve istihbaratın eline geçti. Dolayısıyla siyaset erkekler tarafından işgal edilmiştir. Siyaset bir araç olarak kullanılıyor."

‘Politikamız halkçı ve özgürlükçü olmalıdır’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın siyaset tanımı hakkında bilgi veren Foza Yûsif, "Önder Apo 5'inci savunmasında siyasete yeni bir tanım getiriyor ve 'siyaset kendi kendini planlama ve örgütleme sanatıdır' diyor. Siyaset günlük yaşamla çok yakından ilgilidir. Halk ve kadınlar olarak politikamız, tüm saldırı ve politikalara karşı halkçı ve özgürlükçü bir politika oluşturmak olmalıdır” dedi.

‘İktidar güçlerinin tekeli altındaki siyaseti kurtarıyoruz’

Siyasetin erkekler tarafından işgal edildiğine vurgu yapan Foza Yûsif, “En büyük kurbanlar kadınlar olmuştur. Siyaseti erk zihniyetten nasıl kurtaracağız? 19 Temmuz devrimiyle Kuzey ve Doğu Suriye'de olan şuydu; iktidar güçlerinin tekelleri altına aldığı siyaseti kurtarıyoruz. Önder Apo, siyaseti eril erkeğin elinden alıp halklara teslim etmek istiyordu. Bu kapsamda siyaset kavramında ve uygulamasında değişiklikler yapmak zorundayız" şeklinde konuştu. Suriye'de ve özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çabalarıyla 1980'li ve 1990'lı yıllarda kadınların siyasete katıldığına dikkat çeken Foza Yûsif, şunları kaydetti:

“Rojava Kürdistan'da 1980'lerden/90'lardan beri kadınlar siyasete katılıyor. Kadınların askeri faaliyetlere katılımı siyasetin bir parçasıdır. Kürdistan toplumunda çok ciddi bir siyasi seviyeyi ortaya çıkardı. Kadınlar siyaset yapabilir, en özgür ve demokratik siyaseti kadınlar yapabilir diyebiliriz. Ancak Kürt siyasi partiler, kadınlara siyasette düşüncelerini ve duygularını aktif olarak ifade etme fırsatı vermemiştir. Ancak 2011'den sonra kadınlara bir fırsat doğdu. Kongra Star'ın çalışmaları devrimden önce de vardı ama gizliydi ve tüm kadınlara ulaşamıyordu. Ancak 2011'den sonra kadınlar kurumsallaştı ve siyasete aktif katılım sağlayarak, liderlik pozisyonlarında yer aldı. Kuzey ve Doğu Suriye kadınları küresel kadın mücadelesinin deneyimlerinden faydalandı. Diğer yerlerde kadın devrimi genel devrimden sonra gerçekleşti. Ancak ilk kadın devrimi Suriye'nin kuzey ve doğusunda gerçekleşti. Önder Apo, kadın devriminin ulusal devrimden sonra durmaması gerektiğini söyledi. Kadın devrimi, toplumsal devrimin özünü temsil eder. Değişim ve dönüşüm yapmak istiyorsak, kadınların da bunda aktif olması gerekiyor."

‘Her kesim Demokratik Ulus sistemiyle siyasete katılım sağlayabildi’

Yok sayılan her kesimin Demokratik Ulus sistemiyle siyasete katılım sağlayabildiğini söyleyen Foza Yûsif, “Kuzey ve Doğu Suriye’de demokratik siyaset anlayışıyla önemli değişim ve dönüşümler yaratıldı. Tüm etnik farklılıklar meclislerde yerini aldı. Bölgedeki tüm dini görüşler düşüncelerini özgürce ifade etmiş ve meclislere katılmışlardır. Meclisin yüzde 50'sini kadınlar oluştururken, siyasette en dinamik güce ve role ise gençler sahip. Devrimden sonra kent ve kanton meclislerinin oluşması büyük değişimler getirdi. Artık mecliste sadece erkekler yok, kadınlar da katılıyor. Bu da zamanla yeni bir bakış açısı ve yeni bir kültür yarattı. Artık toplumumuz bir YPJ savaşçını, bir kadın siyasetçiyi toplum üzerinde olumlu etki yaratan bir kadın olarak görüyor. Artık köylerde, şehirlerde yerel meclisler var ve içinde yüzlerce insan yer alıyor” şeklinde konuştu.

‘Devrimle birlikte toplumun gizli gücü açığa çıktı’

Foza Yûsif, demokratik siyasetin ve siyaset akademilerinin önemini de şu sözlerle anlattı: "Tabii ki doğrudan demokratik siyaset uygulamak istiyoruz. Siyasetin topluma açık olmasını ve tüm kararları birlikte almasını istiyoruz. Birincisi, demokratik siyaset zihniyetini inşa etmek istiyoruz. İkincisi, sistemimizi demokratik siyasete göre inşa etmek istiyoruz. Demokratik bir siyasi sistemi ne kadar çok inşa ederseniz o kadar başarılı olursunuz. Birçok demokratik siyaset akademileri, demokratik toplum akademileri açıldı. Günümüzde demokratik siyasetin gelişmesi için akademilerin rolü çok önemlidir. Ulus-devlet aklıyla düşünen insan, toplumla demokratik olarak alıp veremez, neden? Devletin halka yaklaşımı şu ki; toplum hiçbir şey anlamıyor, devlet toplumu aptal görüyor. Bizim sistemimize göre herkesin iradesi var, herkes tartışıp karar verebilir diyoruz. Devrimle birlikte toplumun gizli gücü bir volkan gibi açığa çıktı. Rojava Devrimi’nde halkın ve kadınların potansiyelinin ne kadar güçlü olduğu ortaya çıktı.”

‘Kadın toplumda değişim ve dönüşümler yarattı’

Devrimle birlikte kadının her yere hareket etme imkanı bulduğunu vurgulayan Foza Yûsif, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kadın gücünü ortaya çıkarmış ve kadının etkisi toplumda değişim ve dönüşümler yaratmıştır. Kadın bir yaşam modeli ve yeni bir alternatif oldu. Yeni bir siyasi sistemin yolunu açtı. Erkeklik DAİŞ çeteleriyle birlikte iflas etti. DAİŞ en güçlü ve baskıcı erkekliği temsil ediyordu. DAİŞ çetelerine karşı yürütülen savaşla birlikte birçok gizli şey ortaya çıktı. Kürt kadınlarının mücadelesi toplum ve kadınlar için bir milat olmuştur. Kadının yükselişi topluma şöyle bir mesaj verdi; ‘ben toplumun en zayıf halkası olarak görülüyordum ancak DAİŞ gibi bir düşmana karşı savaştım ve kazandım’ dedi. Yani kadın kazanırsa toplum da ayağa kalkar. Bu, toplumsal devrimin yolunu açtı. YPJ'nin hakikati siyasi olduğu kadar askeridir. YPJ'nin felsefesinde özgür bir yaşam vardır ve bu özgür yaşam felsefesi ancak siyasi yaşam ve demokrasi ile korunacaktır.”

‘Devrim süreciyle birlikte kadın sistemi gelişti’

Rojava Devrim süreciyle birlikte bir kadın sisteminin geliştiğinin altını çizen Foza Yûsif, eşbaşkanlık sisteminin de özünde bir kadın sistemi olduğunu kaydetti. Foza Yûsif, “Özyönetim'de bir kadın kendi özerk sistemini kuruyorsa, kadın sistemini tanımlar. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye'de siyasi, kültürel, ekonomik, hukuki ve diplomatik alanda kadınlar örgütleniyorsa, bu kadın sistemidir. Kendini demokratikleştirir ve Özerk Yönetim sistemini de demokratikleştirir. Diğer devrimlerden farkımız, kadın devrimini genel devrimin gerisinde bırakmamış olmamız ve kendimizi güvence altına almak için genel sistem içinde özgün bir sistem kurmak istememizdir. Her gün mücadele etmezseniz, kadınları ve toplumu hazırlamazsanız geriye gitme olur” dedi.

‘Kadınları davet edip sistemi paylaşmalı’

İktidarların, demokratik siyasete yönelik büyük saldırılar yürüttüğüne dikkat çeken Foza Yûsif, "Dünyada ve Ortadoğu'da demokratik siyaseti yaymak ve örgütlemek çok önemlidir. Diğer kadınları davet edip bu sistemi herkesle paylaşmalı ve temelini hazırlamalıyız. Etrafımızda demokratik siyaseti ne kadar çok teşvik edersek, devrimimizi o kadar garanti altına almış oluruz. İktidar demokratik siyasete büyük bir saldırı yapıyor, halkın ve kadınların iradesinin gelişmesini istemiyor. Boğmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Özerk Yönetim'e ve kadın siyasetçi ve liderlere yönelik saldırılar gelişiyor. Yûsra Derwêş ve Leyman Siwêş te bu kadınlardan ikisiydi” şeklinde konuştu.

‘Önümüzde çok önemli görevler var’

Foza Yûsif, devrime sahip çıkmanın bölgenin demokratikleşmesiyle bağlantılı olduğunu belirterek, "Önümüzde çok önemli görevler var. Bölgemizde kadın sistemini ve demokratik siyasi sistemi ne kadar güçlendirirsek, aynı zamanda farkındalık yaratacağız. Bunu yaparsak küresel düzeyde değişiklikler yapmış oluruz. Devrimin, demokratik siyasetin ve demokratik ulusun temellerini garanti edebileceğiz. Aksine birçok büyük tehlikeyle karşı karşıya kalınabilir. Ortadoğu'yu demokratikleştirmezsek devrimimizi kurtaramayız. Savunmamız ve devrimimiz bölgesel siyasetin demokratikleşmesine bağlıdır. Bu görüş ve inançla bölge kadınları ve siyasetçiler olarak bu hakikat ve bilinçle hareket etmemiz gerekiyor” diye kaydetti.

‘Özgür ve onurlu bir yaşam için bedel ödemekten korkmamalıyız’

Foza Yûsif, 19 Temmuz devriminin yıldönümünü kutlayarak sözlerini şöyle noktaladı: " Tüm annelerin, kadınların, bölge halkının Devrimini tebrik ediyorum. Toplumsal devrim için çok bedeller ödedik ve devrim kendi içinde büyük değerler inşa etti. Kendimizi güçlü bir şekilde organize edelim ve savunmamızı güçlendirelim. Sabırlı ve dikkatli olalım. Büyük bedeller ödedik ancak en büyük bedel de köleliktir. Özgür ve onurlu bir yaşam için bedel ödemekten korkmamalıyız. Dost ve düşmanlarımıza büyük bir irade ve kararlılıkla bu mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi söylemeliyiz. Düşmanlar bizi yok etmekte ısrar ediyorlar ancak bizler varlığımızda ve devrimimizin geleceğinde ısrar edeceğiz. Biz özgürlük istiyoruz, onlar zulüm istiyorlar, biz onur istiyoruz, onlar bize onursuzluğu dayatıyor. Mücadelemizle gurur duymalıyız. Bu özgürlük yürüyüşünde bedelini ödeyen ve büyük bir kararlılıkla yürüyen tüm şehit anneleri, emekçileri, mücadeleci kadınları bugün vesilesiyle selamlıyor, zaferin kesinlikle bizim olduğunu söylüyorum.”

Yarın: Nebîla Mihemed: Bağımsız ekonominin inşası için büyük adımlar atıldı