Afganistanlı kadınlar sanat ve savaşta tarihi başarılara sahip (2)
Abdurrahman Han’ın zulmüne boyun eğmeyen bilge kadınlar
Kara dönem olarak atlandırılan Abdurrahman Han’ın yönetimindeki 1840-1901 yıllarında kadınlar, yaşatılan zulme karşı geldikleri için zındanlara konuldu, Şirin ve 40 kadın gibi kendilerini dağlardan attı.
BAHARÎN LEHIB
Kabil - Prens Abdurrahman Han’ın (1840-1901) yaşadığı dönemin özellikle kadınlar olmak üzere Afgan halkı için karanlık bir dönem olduğu söylenebilir. Abdurrahman Han, İngiltere’nin desteğiyle tahta çıkabildi. Döneminde iç savaşların yanı sıra yerel halkı İslam'a girmeye zorlayan birçok suç işledi ve Hazara soykırımını gerçekleştirdi.
Şirin ve 40 kadın düşmana teslim olmadı
Abdurrahman Han'ın güçleri Hazaraları yok etmek için Uruzgan'a saldırdığında çocukları, gençleri ve yetişkinleri öldürdüler, evleri yaktılar ve kadınlara tecavüz ettiler. Hazara ayaklanması sırasında Şirin isimli yiğit bir kadın 40 yoldaşıyla birlikte tüm bu suçlara karşı ayaklandı. Abdurrahman Han'ın güçlerinin zafer kazanmasından sonra bu kadınlar yaya olarak Kabil'e gitmek ve Kabil'in dağlarına sığınmak zorunda kalmışlardır. Ancak bir süre sonra Abdurrahman Han'ın güçleri kadınların sığındığı dağın zirvesine çıkabildiler. Şirin ve yoldaşları gece gündüz taşlarla savunmalarını yapsalar da başarılı olamadılar. Bunun üzerine düşmanın kendilerine yaklaştığını gören kadınlar, kendilerini bulundukları dağdan aşağıya atarak düşmana teslim olmadılar. Abdurrahman Han'ın zalim hükümdarlığı devrildikten sonra bu dağa “Kırk Kızın Dağı” adı verildi.
Makhfi Badakhshi
Makhfi Badakhshi veya Begum Nasab, 1876'de Badakhshan’da doğdu ve 1963 yılında yaşamını yitirdi. Prens Abdurrahman Han'ın döneminin şairlerindendir. 16 yaşında şiir yazmaya başladı. Abdurrahman Han, Makhfi Badakhshi’nin Badakhshan emirlerinden olan babasını Kandahar'a sürgün etti. Makhfi Badakhshi tüm yaşamını ailesiyle birlikte sürgünde geçirdi.
Makhfi Badakhshi, Mahjuba Herawi'ye bir mektup gönderdi. Mektupta, erkeklerin kadınlara yönelik haksız uygulamalarına ilişkin ortak acılarını yazdı. Makhfi Badakhshi, şiirlerinde, halkın çektiği acıları ve Abdurrahman Han'ın adaletsizliğini yansıttı.
Bibi Sinci – Meryam
Bibi Sinci veya Meryam, 1864'te muhafazakar bir ailede doğdu. Baba Gazi olarak bilinen babası, birinci ve ikinci İngiliz-Afgan savaşlarında savaş ağasıydı. Bibi Sinci şiirlerinde, Prens Abdurrahman Han’ın işlediği suçlardan bahsediyordu. Bu Abdurrahman Han’ın onu cezaevine koymasına neden oldu. Abdurrahman Han, şarkı söylemeyi, bilimi, bilinci bir engel olarak görüyor ve Bibi Sinci’nin hapishanedeki diğer kadınlara ders vermesinden ve hükümetine başka sorun çıkaracağından korkuyordu. Bu yüzden onu tek kişilik bir hücrede tuttu. Bu amaçla hapishane müdürü Abdurrahman'ın emriyle üç gün içinde Kabil şehrinin uzak bir bölgesinde taştan bir oda yaptırdı. Bibi Sinji bu odaya konuldu. Mahkemede görev yapan Bibi Sinci’nin eşi Abdurrahman Han’ın yanına giderek eşinin serbest bırakılmasını istedi. Bibi Sinci uzun bir tutukluluk süresinin ardından serbest bırakıldı. Şu anda Kabil'de iki mahalle onun adını taşıyor.