İranlı kadınlar tarihte büyük bir direniş gösterdi (6)

Sayısız dernek kuran kadınlar medya alanında da varlıklarını korudu

İran’da kadınlar tüm baskı politikalarına rağmen dernekleşme ve basın-yayın alanında önemli yol kat etti. İran, gazetecilerin en çok hapsedildiği ülkeler arasında yer alırken, kadın gazeteciler de çoğu kez yasal tehdit ile karşı karşıya kalıyor.

MALVA MİHEMED

Haber Merkezi – Bir kadın için gazeteci olması, kameraman olması ya da sahada fotoğrafçı olarak çalışması kolay değil. İran başta olmak üzere birçok ülkede kadınların bu anlamda çalışması pek de kabul görmüyor. Ancak İran’daki kadın gazeteciler, bu tabuyu kırmayı başarabildi. Çalışmalarını genişleterek, örgüt ve dernekler kurdu.

Kadın dernekleri çalışmalarını gizli yürüttü

İran Meşrutiyet Devrimi olarak İran Meşrutiyet Devrimi yada halk içerisinde daha çok Anayasa Devrimi olarak belirtilen 1905-1907 yılları arasında İran'da  meşrutiyet ilan edilmiş, yeni bir anayasa hazırlanmış ve meclis açılmıştır. Anayasa'da yapılan değişiklikler sonucu devrime katılan kadınlar 1906'da siyasi alana katılmak istedi. Devrime katılan kadınlar, haklarını talep etmek için gizli kadın dernekleri ve örgütleri kurmaya başladı. Gizli Kadınlar Derneği ve Kadın Özgürlüğü Derneği 1907’de kuruldu. İlk gizli kadın derneklerinden olan Kadın Özgürlüğü Derneği'nin çalışmaları uzun sürmedi. Çünkü dernek açığa çıkarıldı ve çalışmaları durduruldu. Dernek, toplantılarını iki haftada bir başkent Tahran etrafındaki bahçelerde gerçekleştiriyordu. Dernek sadece kadınlar için değil aynı zamanda erkekler de kadın akrabalarıyla birlikte derneğe katılabiliyordu. Ancak oturumlarda erkeklerin konuşma hakkı yoktu.

Kadınlar eylemlerini genişletti

Derneğin en belirgin üyeleri arasında aktivist Sediqe Devletabadi, Şems El-Muluk Cewaher ve İran şahı Nasıreddin Şah’ın kızları Ismat al-Dawlah ve Taj al-Saltanah yer alıyordu. ABD Danışmanı ve İran Genel Hazine Danışmanı William Morgan Schuster’e (1877 - 1960) göre Tahran’da 10 gizli kadın örgütü vardı. Kadınların eylemleri Tahran ile sınırlı kalmadı. 1906 yılında Tebriz Kadınlar Komitesi çalışmaları üzerine bir rapor yayınlandı. Türkiye’nin İstanbul kentine sürgüne gönderilen kadınlar tarafından kurulan Kadın Komitesi, İngiltere, Almanya Kraliyet Mahkemeleri ve Avrupa'daki kadın hakları örgütleriyle temasa geçerek İran'ın ağır yasalarından korunmak için çağrıda bulundu.

Kadınların Gizli Birlikteliği eşitlik talep etti

Kadınların Gizli Birlikteliği, o süreçte en aktif siyasi örgüt olarak görülmekteydi. Kadın haklarının tanınmasını isteyen Kadınların Gizli Birlikteliği, kadın ve erkeklerin siyasi ve sosyal alandaki eşitliğini de talep etti. Ekim 1907'de Al-Waten gazetesinde ilk açıklamalarını yapan Kadınların Gizli Birlikteliği, kamuoyuna İran’ın idari yapısını eleştirdi. Aktivist Shahnaz Azad, Fexr Afaq Parsa, Nusret Moşiri, İsmet El-Meluk Şerifi ve Ebu Qasim Azad, 1918 yılında anayasal dönemin feminist derneği olan “Ulusal Kadınlar/Niswan Weten Xawah” derneğini kurdu. Dernek çalışmalarına 1933 yılına kadar devam etti.

Dernek programında imzası olan 8 kadından bazıları şunlar: Meluk İskenderi, Kubra Janani, Mestura Efşar ve Sefiya İskenderi. Mohterem İskenderi, Fexr Ezmi Argon, Hayda Efşar ve Qudsia Moşiri.

Kadınlar ilk kez 8 Mart’ı kutladı

1921 yılında Roşhenk Naudoust, Cemila Sediqi, Sekina Şebronk ve Uranus Baryab tarafından “Sai Seadet Niswan/Bik Seadet Niswan” derneği kuruldu. Dernek, kadın eğitimi çalışmalarıyla tanınıyordu. Dernek, kadınların siyasi ve sosyal haklarını güvence altına almak amacıyla ülkenin kuzeybatısındaki Reşt kentinde kuruldu. Faaliyetleri arasında 8 Mart'ta İran'da ilk Dünya Kadınlar Günü'nü kutlaması yer alıyor. Öte yandan Pehlevi yönetimi döneminde “Sai Seadet Niswan / Bik Seadet Niswan” dergisi yayın hayatına başladı.

Kadınlar birçok dernek kurdu

Mohterem İskenderi 1992’de Ulusal Kadın Örgütünü kurdu. Daha sonra Mohterem İskenderi, tutuklandı ve evi yakıldı. Ardından 1922’de Gelişmiş Kadınlar Derneği'ne üyelik belgelerini bıraktı. Aktivist Zendoxet Şirazi tarafından ise Devrimci Kadınlar Derneği kuruldu. İranlı Kadınlar Derneği Sözcüsü ve El_Zehr/Şekofa yayıncılarından olan Meryem Emid de El-Muhafizat El-Weteniyat Derneği'ni kurdu. Anayasa dönemine ilişkin bir araştırmada, 1906-1925 yılları arasında en az 25 kadın derneği kurulduğunu gösteriyor. Kimi araştırmalarda da gizli kadın derneklerinden söz edilmektedir. Bu dernekler 1915’te kurulan Kadın İradesi / Himet Xewatîn Derneği, Tebrizli Kadınlar, İranlı Kadınlar Yardımlaşma, El-Ufe El-Nisaiye, Kadın Derneği, Kadın Yönetim Merkezi ve kimi başka derneklerden de söz edilir.

Kadınların toplumsal statüsü arttı

1940’lı yıllarda kadınların toplumdaki rolüne ilişkin farkındalıkta bir artış oldu. 1950’li yıllarda ise kadın haklarını savunan çok sayıda örgüt aktifleşti. “Yeni Yol/Rah Nu” örgütü 1955 yılında Mehra Enciz Dolet Şahi tarafından kuruldu. Uluslararası İnsan Hakları Medyayı Destekleme Kadınlar Derneği, 1956 yılında Safia Feyruz tarafından kuruldu. 1959'da 15 örgüt, İran'da Kadın Örgütleri Yüksek Konseyi adında bir birlik kurdu.

El-Merife/Daniş dergisi ile kadınların sorunları anlatıldı

20’nci yüzyılın başlangıcında eğitimli kadınlar daha çok yönünü yazarlık ve gazeteciliğe verdi. El-Merife/Daniş dergisi ilk kadın sorunları anlamında uzmanlaşmış dergiydi. Bir kadın derneği tarafından 1910’da kuruldu ve editörlerinin tamamı kadındı. Meryem Muzeyn El-Sadar 1913 yılında El-Zehr/Şekofa Dergisini çıkardı. Temel amacı kadınları hurafeler ve dünya edebiyatı hakkında bilgilendirmekti. İran 1914 yılından bu yana kadın dernek ve yayın çalışmalarının genişlemesine şahit oldu. Kadınlar üzerine farklı konular tartışmaya açıldı. Çocuk  evlendirme, siyasi anlamda kadınların güçlendirilmesi, kadınların yasal durumu, tesettürün kaldırılması ve kadınların ekonomik bağımsızlıkları gibi konulara odaklanıldı.

Kadın Mektubu Dergisi sayısız kez kapatıldı

Toplumda etkisi olan Aktivist ve Gazeteci Sediqeh Dowlatabadi, 1919’da İsfehan kentinde Ziban Zanan/Lisan Hal El-Meria dergisini çıkardı. Aktivist Şehnaz Azad ve eşi Ebû El-Qasim Azad 1914 yılında İranlı Kadınlar Grubunu kurdu. 1920’de Tahran’da Kadın Mektubu/Name Banwan dergisini kuruldu. Dergide sadece kadınların yazıları yayınlanıyordu ve tesettür eleştiriliyordu. Şehnaz Azad ve eşi 1923 yılında “Tesettürün Kaldırılması” Topluluğunu ilan etti. Ancak bu topluluk bir yıldan fazla sürmedi.  Kadın gazeteciler, dergide en baştan beri kadının ekonomik bağımsızlığı için çalıştı. Kadın ve erkek eşitliği üzerine yazılar yazdı. Öte yandan tesettüre ilişkin eleştiriler yazılarda yer aldı. Kadın Mektubu dergisi 1944 yılına kadar çıktı ancak 20 yıllık süreçte sayısız kez kapatıldı.

Sediqeh Dowlatabadi Paris’teki konferansa katıldı

Tahran’daki ABD’li Kız Öğrenci Derneği, 1920’de Tahran’da Kadının Dünyası/Alem Niswan dergisini çıkardı. Dergi siyaset ve medya konularına odaklandı. 1921’de Fexr Afaq Parsa, Meşhede kentinde Kadınların Dünyası/Cîhan Zinan dergisini çıkardı. Melûk İskenderi yönetiminde 1922 yılında Yurtsever Kadınlar Derneği'nin yayınları yayınlandı. Bu 1926 yılına kadar sürdü. Üyeleri 1932’de Tahran’da Ortadoğu Kadınları İkinci Konferansı'na katıldı. Sediqeh Dowlatabadi de Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan Kadınların Seçme Hakları 10'ncu Ulusal Konferansı'na katıldı.

Zin Roz/Modern Kadın dergisi cinsiyet eşitliğine dikkat çekti

Feminist, şair ve öğretmen Zendext Şirazi, 1931 de Dextrab İran/İran’ın Kızları gazetesini Şiraz’da çıkardı. Bu gazeteler İran’daki kadın sorunlarını ele aldı. 1992'de İranlı reformist feminist dergi Zinan/Kadınlar, 1982'den beri Zin Roz/Modern Kadın dergisinin editörlüğünü yapan aktivist ve gazeteci ve bazı dergilerin editörü Şehla Şerket tarafından oluşturuldu. İran'da kadın hakları, eşitlik ve cinsiyet adaletine verdiği destekle ün kazanan dergi, kadınların deneyimleri ve toplumdaki rolleri ile boşanma, çocukların velayeti, aile içi şiddet, kadına yönelik genel şiddet ve fuhuş gibi konulara odaklandı. Ancak aradan geçen 16 yılın ardından 28 Ocak 2008'de İran toplumunun entelektüel ve psikolojik güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle derginin ruhsatının askıya alınması kararı alındı.

Kadın gazetecilere yönelik ihlaller arttı

Eğitim ve Enformasyon Bakanlığı istatistiklerine göre, İran'da yaklaşık 72 bin haber ajansı ve haber sitesi bulunuyor. İran'ın bazı bölgelerinde toplum, gazetecilik alanında kadınların varlığını veya ülkede olup bitenleri takip eden bir kadının varlığını hala kabul etmiş değil. Kadın gazetecilere yönelik ihlaller önemli ölçüde arttı. Uluslararası ve yerel çevreler, İran rejiminin düşünce ve ifade özgürlüğü yönündeki ihlallerini şiddetle kınadı.

Baskılar kadın gazetecilerin hayallerine engel olmadı

İranlı yetkililer, 2015 yılında tutuklanan ve en ünlü Sünnilerden biriyle röportaj yaptıktan sonra bir yıl hapis cezasına çarptırılan gazeteci ve siyasi aktivist Rehana Tabatabai de dahil olmak üzere, kadın gazetecileri sık sık İslam Cumhuriyeti aleyhinde propaganda yapmak ve mezhepçiliği kışkırtmaktan tutukladı. Gazeteci Solmaz Ekder, 2015 yılının sonunda İran'da dini otoriteye karşı propaganda yapmaktan 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

'Kadın gazeteciler için en büyük hapishane'

Sınır Tanımayan Gazeteciler, 2019'da İran'ı “dünyadaki kadın gazeteciler için en büyük hapishane” olarak nitelendirdi. Ayrıca, raporunda tutuklu kadın gazetecilerin isimlerine de yer verdi. Kamuoyu ile paylaşılan isimler arasında; Noşin Caferi, Merdiya Emiri, Asal Mihemedi, Senaz El-Heyari, Ferngiz Mezlum, Hengane Şehidi ve Sefida Moradi yer aldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler, İnsan Hakları Savunucusu Nergis Mihemedî ile birlikte iki kadının da tutuklandığına da dikkat çekti.

Dijital medya üzerinde sansür uygulandı

İran'daki İnternet özgürlüğü ve dijital ağlarla ilgili dosya, İran'daki en ünlü insan hakları dosyalarından biri. İran rejimi, dijital medya üzerinde sert bir sansür uyguladı. Bu, Freedom House'un 2016'da, İran'ın medya özgürlüğü konusunda en baskıcı ülke olduğunu kabul etmesine yol açtı. Birleşmiş Milletler raporuna göre de İran rejimi en çok gazetecinin hapsedildiği ülkeler arasında yer alıyor.

Kadın gazeteciler kefaletle bırakıldı

İranlı yetkililer gazeteci ve sivil aktivist Sepideh Qalyan'ı 2019 yılının sonunda 1,5 milyar İran tümanı ceaz ile (İran para birimi) kefaletle serbest bıraktı. Sepideh Qalyan, 2019 İran'ın güneybatısındaki Heft Tepe kentinde şeker kamışı şirketi çalışanlarının protestolarına katılmasının ardından, işçilerin ücretlerinin ödenmemesi ve yetkililerin taleplere kayıtsız kalmasını protesto ettiği için tutuklandı.

Gazeteci ve sivil aktivistler 2019’da birkaç ay tutuklu kaldıktan sonra kefaletle bırakıldı. Aralarında İran'ın ulusal güvenliğini ve kamu düzenini bozmakla suçlanan gazeteci ve sivil aktivist Atefeh Rengriz de bulunuyor. Atefeh Rengriz’e 11 yıl hapis ve 74 kırbaç cezası verildi. Gazeteci Sanaz El-Yeharî ve eşi Emir Husen Mihemedi üniversite işçilerinin haberlerini takip ettikleri sırada tutuklandı.

İran en kötü ülkeler arasında yer alıyor

İran, 2021 Dünya Basın Endeksi'nde en kötü ülkeler arasında yer alıyor ve 180 ülke arasında 178’nci sırada yer alıyor. Raporlara göre keyfi tutuklamalar, tutuklu gazetecilerin sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmaları arttı. İran ve Rojhilatê Kurdistan'da Kürt kadın Jina Mahsa Amini'nin “ahlak” polisi tarafından katledilmesinin ardından düzenlenen protestolarda, aralarında Kirman vilayetinden Betül Bilali ve Samira Eli Nejad'ın da bulunduğu 40'den fazla gazeteci tutuklandı. Ayrıca gazeteci Nilofer Hemdi de tutuklandı ve 26 Eylül'de annesi ve eşiyle yaptığı telefon görüşmesinde tek kişilik hücrede olduğunu söyledi. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'na göre de, ülkedeki protestoları takip eden en az 21 İranlı gazetecinin tutuklandığını belirtti.

İran'da kadın gazetecilerin yüzde 90'ı cinsel istismara uğradı

İran'ın İletişim İdaresi Dergisi tarafından Haziran 2020 yaptığı bir araştırmada, İran'daki kadın gazetecilerin en az yüzde 90'ının cinsel istismara uğradığını duyurdu. Öte yandan İran'ın hükümet ve sivil toplum yetkililerinin yüzde 36'sının cinsel istismardan sorumlu olduğunu ortaya koydu. İran'da kadın gazetecilerin yüzde 65’i sözlü ve yüzde 32’si ise internet üzerinden tacize maruz bırakılıyor. Kadın gazetecilerin yüzde 22'si ülkedeki çeşitli olayları haber yaparken kalabalığın içinde cinsel saldırıya uğradı. İran gazetelerinin yayın kurullarında yer alan İranlı kadın gazetecilerin sayısındaki artışa rağmen hükümetin baskıları, engellemeleri ve gerginlikleri devam ediyor.

Devam edecek...