İranlı kadınlar tarihte büyük bir direniş gösterdi (5)

İran’da feminist hareketin eğitim alanındaki başarısı

İran’da 20’nci yüzyılın başlangıcında kız çocuklarının eğitim hakkı için büyük bir direniş gösteren feminist hareket, tüm engellemelere, baskı, işkencelere rağmen kız çocuklarının eğitim görebilmesi için çok sayıda okulun kuruluşunda ve çalışmalarında yer aldı. 

MALVA MİHEMED

Haber Merkezi - İran’da 20’nci yüzyılda kadınları evden çıkarmayı başaran feminist hareket, kadınların eğitim hakkına dair birçok önemli başarıya imza attı. Kadınlar artık okula gidebiliyor ve üniversiteye kadar okuyabiliyordu. Anayasa Devrimi’nden sonraki yıllarda İranlı feminist kadınların gündeminde kadınların sağlık hizmetlerine ulaşması, çalışma yaşamına dahil olması, toplum ve aile içinde statülerinin değiştirilmesi vardı. Aile içindeki eşitsizlik tüm kadınların ortak sorunu haline gelirken, kadınların aile kanunlarının değiştirilmesi talebi sınıf talebine dönüştü. Bu yüzden sadece eğitimli kadınlar ve “üst sınıf” mensubu kadınlar itirazlarını dile getirdi.

Kız çocukları eğitimden mahrum bırakıldı

Kaçar dönemindeki kız çocukları (1781 - 1925) yedi yaşına kadar Kur'an-ı Kerim’i okuma-yazma ve okuma ilkelerini öğrenirken, kimi kız çocukları ise bunu sadece ailelerinden öğrenebildi. ABD ve Avrupa menşeili oryantalistler tarafından kurulan birkaç okul, azınlıktaki kız çocuklarının eğitimine ayrıldı. 1873'ten sonra her ne kadar eğitim üst sınıf ailelerine ayrılmış olsa da Müslüman kız çocukların bu okullarda okumalarına kısmen de olsa izin verildiği görülüyor. İran'daki eğitim hareketi, özellikle Muzafar El-Din Şah (1853-1907) 1896'da babası Nasıreddin Şah’ın ölümünden sonra yönetime gelmesinin ardından kısmi değişimlerin yaşandığı kayıtlarda yerini buluyor. Bu dönemde çok sayıda okul, eğitim kurumu kurulmasına rağmen kız çocuklarının eğitimi küçük bir grupta-zümrede sınırlı kaldı. Bu kız çocuklarının bir kısmı evlerde yaşını almış kadınlar tarafından dil ve dini ilkeler temelinde eğitimlere tabi tutuluyor ancak geri kalanlar ise eğitimden tamamen mahrum kaldı. Kız çocuklarına 7 yaşından itibaren eğitim yasaklanırken, sonrasında tesettür giymeleri zorunluluk haline getirildi. 

İlk kız mektebi: Piroreş Okulu

Tuba Ruşdi, 1903 yılında 17 kadının olduğu “Piroreş/Al-Tarbiyeh” adlı ilk kız mektebini açtı. Ancak bu okul 3 günden fazla sürmedi. Okulun dördüncü gününde eğitime karşı olanlar okulun tabelasını aşağı indirdi. Anayasa Devrimi'nin (1905-1907) başlamasıyla birlikte İranlı kadınlar, hakları konusunda bilincin yayılmasında önemli rol oynadılar. Çok sayıda kadın kamu işlerine katıldı. 1911 ile 1925 yılları arasında gelişen basın, okul ve derneklerde önemli görevler üstlendiler.

Kız çocukları için okullar açıldı

Feminist Hareket, 20’inci yüzyılın başında, Tahran'da ve diğer şehirlerde birbiri ardına kız çocukları için okullar açtı. Ancak Feminist Hareketin talebine hızlı bir şekilde ulaşması kolay değildi. Feminist aktivistler, geleneklere karşı gelerek zorluklara göğüs gerdi. Feminist aktivistler, yorulmak bilmeden kız çocukları için okulların yayılmasını istedi ve kendilerine muhalif olanlara karşı seslerini yükseltti.

İran’da feminist hareketin en temel talebi kadınların eğitim hakkını elde etmek ve kız çocukları için özel okullar inşa etmekti. Çeşitli aktivist gruplar kız çocukları için okulların inşa edilmesini istedi. İran Feminist Hareketinin yazarı ve öncüsü Bibi Khanoom Astarabadi (1858/9 – 1921), 1907'de İran'da “Kız İlkokulu (دبستان دوشیزگان)” adlı ilk kız okulunu kurdu. Ülkede kız çocukların ve kadınların eğitimi o kadar garip görünüyordu ki, okullara “fuhuş evleri” deniliyordu. Bu okulda Arap dili, Fars edebiyatı, din, aritmetik, aşçılık, coğrafya, tarih, hukuk, müzik başta olmak üzere çok sayıda farklı ders de veriliyordu. Okul, Bibi Khanoom Astarabadi’nin 1921’de yaşamını yitirmesinin ardından sonra 22 yıl daha hizmet vermiş ancak 1943 yılında ailesi tarafından satılmıştır.

Bibi Khanoom evini okula dönüştürdü

Bibi Khanoom Astarabadi, evini hem genç kızların hem de annelerinin okuduğu bir okula da dönüştürdü. Bazı yaşını almış kadınlar için bu yaşamlarında ilk kez örgün eğitim deneyimiydi. Ancak ilk günlerde okul dini fanatiklerle karşı karşıya kaldı. Erkekler okulun açılmasına tepki gösterdi. Hatta bazı kız çocuklarının eğitimine karşı çıkanlar okulu yıkmak istedi. Bibi Khanoom Astarabadi’ye karşı Milli Eğitim Bakanlığı'na şikayette bulunuldu. Şikayet üzerine bakanlık, 4-6 yaş arası kız çocuklarına eğitim verilmesine izin verdi.

1911 ve 1912 yılları arasında kız çocukları için açılan okulların koordinesi için kadınlar tarafından konferanslar düzenlendi. Bu kapsamda da yeni okulların inşası için onay almak için meclise ve hükümete dilekçeler sunuldu. Öte yandan kadınların eğitim görmesi için makaleler yazıldı, broşürler hazırlandı ve toplumu bilinçlendirme çalışmaları yapıldı.

Sanat yolu ile finansman

İranlı kadınlar, ilk kız okulunun masraflarını kendileri karşılayarak inşa etti. Sanatsal programlar finansal maliyeti karşılamanın en iyi yollarından biriydi. 1910 baharında Şiraz'daki Atabek Parkı'nda bir tiyatro oyunu düzenlendi. Eylemciler bu oyunla 400 tümen (İran para birimi) toplayarak yetim kızlar için bir okul, yetişkinler için bir eğitim merkezi ve kadınlar için bir sağlık kliniği inşa etti. Kadın dernekleri, kız çocukları için okullar kurarak, zor ekonomik koşullardan dolayı sıkıntı çeken kız öğrencilere kıyafet ve okul malzemeleri temin edildi.

Engellere rağmen başarı elde edildi

“Dar Al-Ilm we Sinaet El-Finun” okulunun kurucusu Maryam Emid, “Nihud El-Feteyat” okulunun kurucusu, Maher Hohr Shanas, “Mektebet Şeriat” okulunun kurucusu ise İran'daki feminist hareketin önde gelen öncülerinden gazeteci ve aktivist Sediqeh Dowlatabadi bulunuyor. Ayrıca Umm Al- Madaris (Mother of Schools) okulunun da kurucusu olarak olan Sediqeh Dowlatabadi, gerici odaklar tarafından okulu kapatılarak, işkenceye maruz kaldı, 3 ay tutukluluk yaşadı. “Mektebet Şeriat” ise mezhep güçleri tarafından kadınların eğitimine karşı tehdit edilmeyen tek okuldu. Tepki görmemesi de bu okulun ağırlıklı dini temelli olmasıydı. Birçok engele rağmen, 1913'te Tahran'daki 63 kız okulunda en az 2 bin 500 kız öğrenci vardı. Yıllar süren mücadele, direniş, gizli eğitim faaliyetleri ve feminist aktivistlerin baskı ve taleplerinden sonra, 1918'de kız çocukları ve kadınların eğitimi halka açık hale geldi. İranlı kadınların en büyük başarısı olarak kabul edilen Tahran'da 10 kız okulu ve resmi bir öğretmen koleji kuruldu. Bu durum İranlı Anayasa Devrimi’nde mücadele eden kadınların önemli bir başarısı olarak görüldü.

Kadınlar çalışma yaşamına adım attı

Gazeteci ve Aktivist Sediqeh Dowlatabadi, 1918 yılında “Seyidat İsfehan” şirketini kurdu ve kadınların ekonomik bağımsızlığını elde etmesi için İsfahan, Yezd ve Kirman'da üç hazır giyim fabrikası açtı. Yine İsfahan’da ilk kadın gazetesi Zaban –e Zanan’ı kurdu, gazete 57 sayı çıktı. Zaban –e Zanan gazetesi İran’da çıkarılan üçüncü kadın gazetesi olarak kayıtlara geçti. Sediqeh Dowlatabadi, 1921 yılında Tahran'a gittikten sonra, “Seyidat İsfahan” şirketinin o şehirde hedeflerinin devamı niteliğindeki “Tajarib Al-Seyidat” şirketini de kurdu.

Pehlevi İran döneminde atılan adımlar

Pehlevi İran’ın kurulmasından (1925 - 1941) hemen sonra İran Şahı Rıza Han Pehlevi, “ülkeyi modernleştirmek” için bir kampanya başlattı. Kampanya ile kadınların koşullarını iyileştirilme konusunda adımlar attı. “İmparatorluk diktatörlüğü” olarak anılan Pehlevi İran’da feminist hareketin etkisi ile imza atılan gelişmeler, ülke yönetiminde yer alanlar için aslında kaçınılmazdı. 1933 yılında Tahran Üniversitesi başta olmak üzere eğitim kurumlarının kız öğrencileri kabul etmesi talimatı da bunlardan biriydi.

12 kadın Tahran Üniversitesi’ne kabul edildi

Şah Mihemed Rıza Han Pehlevi'nin hükümdarlığının başlangıcında, eğitimli kız çocukların oranı 1933'ün başına kadar yüzde 8'e ulaşırken, Tahran'da kız çocukları için eğitim kurumlarının kurulmasından sonra bu oran yüzde 38'e yükseldi. 1928'de aktivistlere İran dışında eğitim görmeleri için maddi yardım verildi. Kadınlar, 1935'te Tahran Üniversitesi'nde okuma isteklerini talep etti. 1936'da ilk kız okulunun kurulmasından yaklaşık otuz yıl sonra, ilk kez 12 kadın Tahran Üniversitesi'ne kabul edildi ve 1944'te kız çocukların eğitimi zorunlu hale geldi.

Kadınların eğitim hayatındaki başarısı gericileri rahatsız etti

“Tarbiyet Muderis”, “Allama Al-Tabatbai” ve “El-Zehra” üniversiteleri, 2001 yılında kadınların sanatta yüksek lisans derecesi için çalışmasını onayladı ve kısa bir süre sonra Tahran Üniversitesi de benzer bir programı onayladı. 2002 nüfus sayımında İran'da okuma yazma bilen kadınların oranı yüzde 70,4'tü. 2006'da İran'daki üniversite öğrencilerinin yarısından fazlası kadındı. Bilim ve mühendislik öğrencilerinin yüzde 70'i de kadındı. Bu, İran'ın muhafazakar gruplarını rahatsız etti. Muhafazakarların kontrolünde olan İran Şura Konseyi Araştırma Merkezi'nin raporunda, "Kızların üniversiteye gitme oranlarının yüksek olması, kadın ve erkek arasında sosyal farklılıklara, ekonomik ve kültürel dengesizliklere neden oldu” denildi.

Akademik bölümlere kız öğrencilerin kabulü iptal edildi

Aşırılık yanlısı parlamenterler, erkeklerden daha fazla kadının üniversite öğrencisi olması konusundaki “endişelerini” dile getirdi. 2008'de ülke, tüm üniversite bölümlerine kayıtlı olanların yüzde 30'unun kadın ve erkeklerin birlikte olmasını öngören bir plan başlattı. Haziran 2011'de İran Eğitim Bakanlığı, bazı akademik bölümlere kız öğrencilerin kabulünün iptal edildiğini duyurdu. 2012 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte İranlı kadınların 70'ten fazla üniversite bölümünde öğrenim görmelerini engelleyen hükümetin kararının uygulanmaya başlaması içeride ve dışarıda eleştirilere yol açtı.

Kız çocukların resimleri kitap kapaklarından kaldırıldı

Hükümet kararının ardından, başta öğretim görevlileri olmak üzere akademik çevre, hükümetin yeni yaklaşımdan rahatsız olduklarını belirtti. Bunun üzerine ülkede siyaset sınıfı ikiye bölündü ayrıca insan hakları aktivistleri bu kararı kadınlara karşı bir haksızlık olarak değerlendirdi. Ders kitapları kapaklarında 2020'de kız çocuklarının resimlerinin kaldırılmasının ardından ülkede büyük bir öfkeye neden oldu. Üçüncü sınıf matematik ders kitabının tasarımında değişiklik yapılarak tüm kız çocukları resimleri kitap kapaklarından kaldırıldı. Milli Eğitim Bakanlığı konuya ilişkin yaptığı açıklamada, kız çocuklarının fotoğraflarının silinme sebebinin “kapak çok kalabalık oluyordu” gerekçesine dayandırdı.

İranlı kadınların farklı bilim alanlarında başarıları

Birçok İranlı kadın, farklı bilim alanlarında başarılı oldu. Ermeni kökenli, İran'daki ilk kadın fizik profesörü olan astronom ve fizikçi Alenush Terian (1921-2011) gibi isimler çeşitli bilim alanlarında başarılı oldu.

Kimyager Tahira Kagdache, 1994 yılında Model Profesör olarak tanımladı. 1995 yılında İran'ın en iyi bilim yazarı ve çevirmeni oldu. 2003 yılında ise kimya alanında kalıcı bilimsel kişilik olarak tanımlandı.

Meryem Mirzahani (1977-2017), 1994 ve 1995 yıllarında Dünya Matematik Olimpiyatlarında altın madalya kazandı. Dinamik çalışmaları onu 2014 yılında Dünya Madalyası kazanan ilk kadın yaptı. Ve ülkesinde İran Matematik Derneği Kadın Komitesi'nin önerisiyle Uluslararası Dünya Matematik Dernekleri Komitesi tarafından Matematikte Dünya Kadınlar Günü olarak adlandırıldı. Ancak bu efsane, yıllarca matematiği ve bu alandaki etkili keşifleri geliştirmeye çalıştıktan sonra, 14 Temmuz 2017'de kanser nedeniyle hayatını kaybetti ve adını dünyada sonsuza dek ölümsüzleştirdi.

Anuşe Ansari, 18 Eylül 2006'da uzaya çıkan ilk İranlı kadın oldu. Aslında bununla birlikte aynı zamanda İlk uzay blogcusu, ilk kadın uzay turisti ve ilk Müslüman kökenli kadın astronot olarak kayıtlara ismi geçti. 1966 yılında dünyaya gelen Anuşe Ansari İranlı kökenli ABD’li iş kadınıdır.

Mühendis Leyla Iraki, 1989 yılında Tahran'da doğal bir köprü tasarladıktan sonra İran'da ve tüm dünyada ün kazandı.

Kadınlar geçtiğimiz yüzyılda mühendislik, matematik, fizik ve diğer birçok alanda başarılı olmalarına rağmen hala erkek egemen bir dünyada çalışmaktadırlar.

Devam edecek...