İran’dan Mısır’a Tunus’tan Lübnan’a Ortadoğulu kadınların bir yılı -2-

PANORAMA

Ortadoğu ülkelerinde kadınlar birçok alanda önemli kazanımlar elde ederken, beraberinde erkek egemen sisteminde hedefi haline geldi. Bu anlamıyla kadınların arzu ettikleri başarıya ulaşmalarının önünde hala birçok engel bulunuyor.

XEDİR EL-ABBAS

Haber Merkezi – 2022 yılında Ortadoğu ülkeleri, yerel ve uluslararası kamuoyunu meşgul eden birçok olaya tanık oldu. 2022 yılında kadınların önemli faaliyetleri olduğu gibi siyaset alanına ve kamusal hayata katılımlarını da sınırlayan birçok engel yaşandı. Dosyamızın ikinci bölümünde kadınlara dönük baskı ve engelleri ve kadınların mücadelesini ele almaya devam edeceğiz.

Fas

Fas'ta siyasi anlamda kadınlar, bir dizi anayasal, yasal, siyasi ve insan hakları kazanımlarını elde ettikleri için son yıllarda bazı komşu ülkelere kıyasla önemli ilerlemelere tanık oldu. Fas Parlamentosu’nda 2002 ve 2021 yılları arasında kadın sayısı arttı. Bu da tüm tartışmalara rağmen “kota” sisteminin yarattığı dinamizmi gösteriyor. Temsilciler Meclisi’ne ilişkin 27.11 sayılı organik yasa kapsamında kadınlar için 30 sandalye olan sayı 60’a çıkarıldı. Daha sonra parlamenterler meclisteki 395 koltuk sayısını 90 koltuğa çıkardı. Bu da 95 kadının meclise girmesini sağladı.

Tunus

Tunus, kadınlar için bir yasa çıkarma konusunda her zaman öncü olmuştur. Feminist mücadele, geçen yüzyılın yetmişli yıllarının başlarında, kadın özgürlüğü yürüyüşünün tamamlanması çağrısında bulunan bir dizi talep yoluyla sol hareketlerin faaliyetleriyle tırmandı. Feminist talepler, yasalar çıkarılarak aile hukukunu düzenleyen Kişisel Statü Dergisine tercüme edildiğinden, iki cinsiyet arasındaki dengeyi düzeltti ve reform hareketinin doruk noktası ve kadınların temel hakları ve düzenleme için yasal bir garanti oldu. 1959 Anayasası cinsiyetler arasında eşitliği kutsadı, ardından kadınların oy hakkı, eğitim ve çalışma gibi medeni ve siyasi haklarını tesis eden yasalar, kadınların geçmişte ve hala içinde oldukları ekonomik çarkın dönüşüne katılmalarını sağladı. Bu haklar, Tunus'un kadın haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmaları onaylamasıyla desteklendi.

Kişisel Statü Yasası

Kişisel Statü Yasası, kadınların statüsünü ilerletmek için gelen yasaları çıkaran son yasa değildi. Tam tersi, 2014 anayasası daha fazla hakkı güvence altına almak için getirildi. 21'inci Madde, vatandaşlar arasında ayrım gözetmeksizin eşitliği sağlamanın önemini vurguluyor. 34'üncü ve 40'ıncı maddeler ise kadınların seçilmiş meclislerde temsili ve insana yakışır koşullarda ve adil bir ücretle çalışma hakkına ilişkindir. 2021 tarihli 37 sayılı Kanun da güvencesiz koşullarda kadın işçilerin durumunu destekledi ve ondan önce 58 Sayılı Kanun vardı. 2017, kadına yönelik şiddetle mücadele etmeyi ve feministleri gerçek bir devrimin başlığı olarak değerlendirdi.

Kadınlar öfkeli

Ancak bu yılın 15 Eylül'ünde çıkarılan ve “şahsi başvuru” sisteminin Tunuslu kadınları siyaset sahnesinden dışlayacağı ve kadın haklarını azaltacağı gerekçesiyle sivil toplum aktivistlerini ve kadın hakları aktivistlerini öfkelendirdi. Kadın dernekleri, Tunusluların 25 Temmuz'da oy kullandığı yeni anayasayı, kadınların uzun zaman önce kazanmış olduğu hakların ihlali olarak değerlendirerek reddettiklerini de dile getirdiler.

Yemen

Yemen'in güneyindeki Taiz şehrinde ana yolların abluka altına alınmasının ve ana yolların kapatılmasının üzerinden yedi yılı aşkın bir süre geçti. Bu yıl, yerel kadın arabulucular ilk kez Mayıs ayında gerçekleştirilen müzakerelere katıldı ve “Yaşam İçin Taiz Kadınları” Girişimi de dahil olmak üzere girişimler başlattılar. 28 Temmuz'da Yemen hükümetinde bir kabine değişikliği gerçekleşti ve herhangi bir kadın aday gösterilmedi.

Libya

Libya’da 24 Aralık’ta yapılması planlanan ancak ertelenen parlamento seçimleri, kadınların hazırlık ve çabalarını boşa çıkardı. Libya'daki kadınlar, ciddi bir şekilde parlamento seçimlerine hazırlandı; bilgilendirme toplantılarına katılıp, seçimleri kayıt altına almaya katıldı. “Seçimin bilinç elçileri” olarak tanınan ve bu rolü üstlenen kadınlar, görevlerini tüm gücüyle yerine getirdiler. Seçim gözetmenliği üzerine eğitimler almışlar ve seçim gözlem sürecinde en büyük rolü kadınların üstlenmesi hedeflenmişti. Seçime katılmak isteyen kadınların eğitilmesi üzerine kampanyalar üzerine çalıştılar.

118 kadın aday yarıştı

Parlamentoda kadınların temsil oranının yüzde 5 olduğu Lübnan’da 15 Mayıs’ta yapılan 2022 seçimleri için 118 kadın aday oldu. 1963'ten bu yana ilk kez bu kadar kadın seçimler için aday oldu. Bu kapsamda çoğu kişi 2022 seçimlerinin imajının değişeceğine dair iddiada bulunsa da, bu seçimlerde sandık başına büyük bir katılım sağlanamadı. Aksine Lübnan'daki tüm merkez ve bölgelerde oy kullanma oranı yüzde 41,04'ü geçmedi. 2018 parlamentosunda 6 kadın bulunurken şimdi ise 8 kadın vekil bulunuyor.

Parlamentodaki 8 kadın

Temsilciler Enaya Ezz El-Din, Paula Yacoubian ve Strida Geagea tekrar parlamentoya geri döndüler. Ancak mevcut seçimlere katılmayan Bahia Hariri gibi kadınlar, 1992'de parlamento sempozyumuna girmesinden bu yana ilk kez parlamentoya giremediler. En öne çıkan yeni yüzler arasında Halima Al-Qaqour, Nada Al-Bustani (eski bakan), Cynthia Zarazir, Najat Aoun ve Ghada Ayoub parlamentoda yer alıyor.

Afganistan

Taliban'ın Ağustos 2021'de iktidara gelmesinden bu yana Afganistan, Taliban tarafından işlenen insan hakları ihlallerine tanık oldu. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik sistematik baskı korkunç hale geldi. 7 Mayıs'ta Taliban, kadınların toplum içinde yüzlerini tam olarak örtmelerini şart koştu ve Mart ayında, kız çocukları için tüm ortaokulların kapatılmasını emretti. Mart ayında Taliban, Afganistan'daki havayollarına kadınların hem iç hat hem de dış hat uçuşlarında yanlarında erkek bir vasi olmadan seyahat edemeyeceklerini duyurdu. Mayıs ayında Taliban, kadınlara ehliyet vermeyi durdurarak sürücü kursu eğitmenlerini yasakladı.

Kadın doktorlara kısıtlama

Taliban, 25 Eylül'de Belh Vilayeti'ndeki Ebu Ali Sina Hastanesi doktorlarının kadın hastaları tedavi etmesini engelledi. Kadın doktorların erkek hastaları tedavi etmesine izin verilmedi. Aynı hastanedeki kadın doktorlara başörtüsü takmaları talimatı verildi.

Sunuculara peçe dayatması

Tüm TV kanallarında çalışan kadın yayıncıların program sunarken, yüzlerini örtmeleri 19 Mayıs'ta zorunlu kılındı. 12 Mayıs'ta restoranlarda evli olsalar bile kadın ve erkekleri ayırma kararı aldı. Halka açık parklarda kadın ve erkekler için ayrı ziyaret günleri belirlendi. Ayrıca kadınların yer aldığı dizler yayından kaldırıldı ve kadınların tartışma programlarına katılmaları yasaklandı.

Kadınlara üniversite eğitimi yasaklandı

Mart ayında da Afganistan'ın Belh Eyaletindeki Taliban, kadın profesörlerin Belh Üniversitesi'ndeki toplantılara katılmasını ve üniversitedeki kız öğrencilerle konuşmasını engelledi. Üniversite veya sınıflarda kız öğrencilerin cep telefonu kullanmasına izin verilmiyordu yılın sonuna doğru üniversiteleri kadınlara tamamen yasakladı.

Kadınlar spor salonlarına alınmadı

Ayrıca 13 Kasım'da, kadınların Kabil'deki parklara ve halk bahçelerine girmelerinin yasaklanmasının ardından kadınlara spor salonları ve hamamlar da yasaklandı. Aralık ayının başında Taliban, ultrason muayenesi bölümünde kadın uzmanların bulunmadığı ve muayenenin erkek uzmanlar tarafından yapıldığı bahanesiyle Herat'taki Hozvi Hastanesi'nde kadınlara ultrason muayenesi yapılmasını yasakladı.

Kadınlardan protesto

Taliban hareketinin uyguladığı bu katı kısıtlamalara tepki olarak aktivistler ve kadın hakları savunucuları protestolar düzenledi. Aralarında Zarifa Yaqubi, Farhat Bubalzi ve Hamira Yusuf'un da bulunduğu onlarca aktivist tutuklandı.

50 kişi öldü

Başkent Kabil'in batısındaki Dasht Al-Barshi semtindeki Kaj Eğitim Merkezi'ne 30 Eylül'de düzenlenen intihar saldırısında çoğu kız öğrenci 50'den fazla kişi öldü, yaklaşık 100 kişi ise yaralandı. Kız çocukları tarafından büyük bir protesto dalgasının patlak verdi. Ancak Taliban, kız çocuklarını rehin aldığı Belh Üniversitesi'nde protestoları bastırmak için darp edip bilinmeyen bir yere götürüldüler.

Yemen

Yemen'de Husiler, kontrol bölgelerine gidip gelmek isteyen kadınlara yeni kısıtlamalar getirdi. Nisan ayı ortasında Husiler, kontrolleri altındaki şehirlerdeki tüm ulaşım şirketlerine bir genelge yayınlayarak kadınların yazılı resmi yazı olmadan seyahat etmelerini yasakladı.

Uzun bir yol

Kadın haklarıyla ilgili metinlerde yapılan bazı yasal değişikliklere rağmen, kadınların tüm taleplerini gerçekleştirmeleri için önlerinde uzun bir yol görünüyor. Bu yıl aktivistler ve insan hakları savunucuları tarafından dile getirilen en önemli taleplerden biri, Fas'ta güvenli kürtajın yasallaştırılması konusunda 14 kişinin ölümü nedeniyle yaygın tartışmalara tanık olduğundan, kadınların kürtaj yapmasına izin veren bir yasanın çıkarılması oldu.

Kadınlar taleplerini sıraladı

Fas'ta Aile Yasası'nın yayımlanmasından 18 yıl sonra, dernekler bu yıl ikinci kampanyayı başlatarak Aile Yasası'nda cinsiyetler arasında eşitliği sağlamak için ve toplumda meydana gelen değişikliklere uygun olarak kapsamlı ve radikal bir değişiklik talep etti.

Mart ayı başlarında Tunuslu dernekler, 2017 tarihli 58 Sayılı Temel Kanunun kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasıyla ilgili 3. ve 19. bölümlerinin gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.

Lübnanlı kadınların tam vatandaşlık hakkı ve çocuklarına vatandaşlık hakkı çerçevesinde Lübnanlı Kadınlar Ulusal Komisyonu, Lübnanlı kadınların tanık olduğu ayrımcılığı hatırlatmak için 6 Eylül'de "Ulusallaştırma Değil, Vatandaşlığa Kabul Etme" başlıklı bir çalışma başlattı.

İklim değişiklikleri dünyayı etkiledi

Her yıl Temmuz ayı ortasında çıkan yangınların yaklaşık 33 hektarlık ormanlık alanı yaktığı Fas ta dahil olmak üzere, tüm dünya yangın, deprem ve sel gibi bazı doğal afetlerin meydana gelmesine tanık oldu. Bu doğal afetler ikisi kadın olmak üzere çok sayıda ölüme yol açtı.

Cezayir'de, Ağustos ortasında Cezayir'in kuzeyindeki 14 eyaleti kasıp kavuran orman yangınlarında en az 43 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı ve en az 200 kişi de yanık ve solunum problemleri yaşadı.

Depremler ölüm getirdi

22 Haziran'da Afganistan ve Pakistan'ın bazı bölgelerini 5,9 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. En az bin 543 kişinin ölümüne ve 2 binden fazla kişinin yaralanmasına neden oldu. 17 Ocak'ta Afganistan'ın batısında 5.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 5 Eylül'de Afganistan'ın kuzeydoğusunda meydana gelen ve çok sayıda evin yıkıldığı 5,3 büyüklüğündeki depremde en az 28 kişi öldü, 40'tan fazla kişi yaralandı. 2 Temmuz'da İran'ın güneyinde 6'dan büyük üç deprem meydana geldi. En az beş kişi öldü ve 44'ten fazla kişi yaralandı. 5 Eylül'de, Çin'in güneybatısındaki Sichuan Eyaletinde tahmini olarak yaklaşık on kilometre derinlikte bir deprem meydana geldi ve 93'ten fazla kişi öldü, 400'den fazla kişi yaralandı ve birçok ev yıkıldı. Endonezya'nın Java adasında 21 Kasım'da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremde 310'dan fazla kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı ve çok sayıda bina hasar gördü.

Sel ve yağışlar

16 ilde 85 ilçede, yollarda, bazı konutlarda ve tarım arazilerinde ağır hasara ve can kayıplarına neden olan şiddetli yağışlar sonucu birçok ülkeyi etkisi altına alan benzeri görülmemiş bir sel dalgası meydana geldi. 77 kişi öldü.  5 Temmuz'da Afganistan'ı kasıp kavuran seller, Afganistan'ın beş ilinde 39 kişinin ölümüne ve yaklaşık 2 bin 900 evin yıkılmasına veya hasar görmesine neden oldu. Temmuz ayı sonlarında İran'ın çeşitli bölgelerinde meydana gelen sürekli sel ve seller 80'den fazla insanın ölümüne neden oldu.

Hayvanlarda etkilendi

Haziran ortasında Pakistan'da şiddetli muson yağmurlarının neden olduğu sellerde bin 481 kişi öldü, 12 bin 748 kişi yaralandı ve 1.75 milyon ev hasar gördü, bunların 569.800'ü tamamen yıkıldı ve 908 bin 13 büyükbaş hayvan öldü.

Sudan'da 17 Ağustos'ta çok sayıda vilayetleri de kapsayan seller yaşandı. Bu seller yaklaşık 50 bin evin yıkılmasına ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 75 binden fazla insanın ölümüne neden oldu.

Farkındalık kampanyası

Bu yılki Notre Dame Küresel Uyum Endeksi'ne göre Yemen'in iklim değişikliğine karşı en savunmasız 182 ülke arasında 172'nci sırada yer aldı. İklim değişimine yönelik Yemenli kadın örgütleri Şubat ayı ortasında çeşitli şehirlerde elektronik farkındalık kampanyası başlattı. "Çevremiz geleceğimizdir" sloganıyla başlatılan kampanya ile çevre kirliliğinin ve iklim değişikliğinin ciddiyeti konusunda farkındalık yaratmayı amaçladılar.

Nobel bilim ödülünde adı yer aldı

Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu, Temmuz ortasında Tunusluların kötüleşen bir çevresel gerçeklikten muzdarip olduğunu ve felaketlerin habercisi olan kirlilik hacminin her yıl arttığını doğruladı. Bu yıl, iklim değişikliği konularında on yıldır çalışan Sudanlı genç kadın Nisreen Al-Saim'in adı, Nobel Bilim Ödülü'nün kısa listesinde yer aldı.

Kadınlardan çevre etkinlikleri

Gazzeli kadınlar, 30 Mart'a çevre sektörünün bozulmasından dolayı kadın ve kız çocuklarının yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için "Kadın ve Su Mücadele ve Yüzleşme Stratejileri" sloganıyla bir etkinlik düzenledi.

Arap Çevre Günü etkinliklerinin anısına, 16 Ekim'de kadınlar, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması gerektiğini vurgulamak için "Yeşil İyileşme İçin Birlikte" sloganıyla Filistin Çiçekleri Sergisi düzenlediler.

Arap Kadın Sivil Toplum Ağı ve "Kavşaklar" Vakfı'nın Oxfam işbirliğiyle 12 ve 13 Ekim tarihlerinde "İklim Adaleti ve Arap Kadınlarının Katılımı" konferansı düzenledi.

Bitti…