136 yıllık mücadele mirası: 1 Mayıs -1-

Dünyada işçileri 1 Mayıs’a götüren mücadele köleliğe karşı verilen direnişin 136 yıllık hikayesi. Peki neler oldu 136 yıllık mücadelede, neler değişti ya da değişti mi? Dosyamızda bu soruların yanıtlarını arıyoruz.

Tüm dünyada işçileri 1 Mayıs’a götüren mücadele köleliğe karşı verilen direnişin hikayesi. 136 yıllık mücadelede neler oldu, neler değişti ya da değişti mi? Tüm bu direnişin içinde her yerde ve alanda iki kere sömürülen kadınlar ne yaptılar? Dosyamızda bu soruların yanıtlarını vermeye çalışacağız. Bugün dosyamıza dünya işçi sınıfını 1 Mayıs’a götüren süreci hatırlatarak başlıyoruz. 

ELİF AKGÜL

İstanbul- 19. yüzyılın korkunç çalışma koşullarında işçiler günde 18 saate kadar sadece hayatta kalabilecekleri ücretlere çalışıyorlardı. Sosyal hakları yoktu. Çoğu fabrikaların yakınındaki barakalarda kalıyor, ortalama 40 yaşı geçemiyorlardı.

21 Nisan 1856'da, Victoria'daki Avustralyalı taş ustaları, sekiz saatlik iş günü hareketinin bir parçası olarak toplu bir iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler. Her yıl düzenlenen bir anma töreni haline geldi ve Amerikalı işçilere ilk iş durdurma eylemleri için ilham verdi. 1 Mayıs, Chicago'daki 1886 Haymarket olayını anmak için Uluslararası İşçi Günü olarak seçildi.

1 Mayıs'ta başlayan o yıl, sekiz saatlik işgünü için bir genel grev vardı. 4 Mayıs'ta, kimliği belirsiz bir kişinin bomba atması üzerine polis, grevi desteklemek için yapılan mitingi dağıtmak istedi ve harekete geçti. Polis, işçilere ateş ederek karşılık verdi. Saldırı sonucunda en az dört sivil, yedi polis öldü, yüz on beş sivilin yanı sıra altmış polis memuru da yaralandı.

Takibinde yüzlerce işçi lideri tutuklandı. Dördü hukuksuz bir yargılamanın ardından asılarak idam edildi. İdamların ertesi günü olan 5 Mayıs’ta Wisconsin, Milwaukee'de, eyalet milisleri grevcilere ateş açtı. Milislerin kurşunları bir okul çocuğu ve bahçesinde tavukları besleyen bir erkek de dahil olmak üzere yedi kişiyi öldürdü.

Çağrılara cevap verildi

Fransız sosyalistlerinden Raymond Lavigne’in Şikago protestolarının 1890 yıldönümünde uluslararası protestolar çağrısını takriben 1889’da Paris’te İkinci Enternasyonel’in ilk kongresi toplandı. 1 Mayıs 1890'da ABD ve Avrupa’nın bir çok ülkesinde işçiler çağrıya cevap verdi. Şili’de Peru’da gösteriler düzenlendi. 1 Mayıs, Enternasyonal'in 1891'deki ikinci kongresinde resmi olarak yıllık bir etkinlik olarak kabul edildi.

Yerli ilk 1 Mayıs: 1860

Osmanlı devleti döneminde yer yer 1860'lı yıllardan itibaren Ermeniler tarafından kutlanmaya başlanmıştı. 1886'dan itibaren çok daha kitleselleşerek Bütania, Kilikia ve Batı Ermenistan'ın Ermeni köylerinin çoğunda artan katılımlarla kutlanarak giderek toplumsallaştı ve emekçiler tarafından da kutlanmaya başladı.

1923 yılına gelindiğinde, İstanbul'da tütün işçileri, askeri fabrika ve demiryolu işçileri, fırıncılar, İstanbul tramvay, telefon, tünel, gazhane işçileri 1 Mayıs'ı sokakta kutladı. "Yabancı şirketlere el konsun", "8 saatlik iş günü", "Hafta tatili", "Serbest Sendika ve Grev Hakkı" pankartları taşındı.

Yıl 1976’yı gösterdiğinde Türkiye’de işçi hareketi ve gençlik hareketi omuz omza ilerliyor, faşistlere karşı sınıf mücadelesi veriyorlardı. 1923’ten 50 yıl sonra 1 Mayıs İşçi Bayramı İstanbul Taksim Meydanı’nda yapılan büyük bir mitingle kutlandı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) düzenlediği 1976 1 Mayıs'ı, Türkiye'de kitlesel 1 Mayıs kutlamalarının başlangıcı oldu.

Kanlı 1 Mayıs

Ertesi yıl 1 Mayıs 1977 yılında ise Türkiye’de hafızalarsan silinmeyen bir saldırının tarihi oldu. DİSK’in Taksim Meydanı’nda düzenlediği 1 Mayıs mitingine 500 bine yakın işçi, emekçi katılmıştı. DİSK başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğindeyse etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üzerinden ve Intercontinental Oteli'nden (şimdiki The Marmara Oteli) kalabalığın üzerine ateş açıldığında alana girişler hala sürüyordu. Silah sesleri dinmeden polis panzerleri sirenlerini çalarak topluluğun üzerine yürüdü. Kazancı Yokuşu`ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.

28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. Ölenlerin çoğu Kazancı Yokuşu'nun başında, park edilmiş kamyon yüzünden sıkışarak katledildi. Tarihe "Kanlı 1 Mayıs" olarak geçecek olan o gün Kazancı Yokuşu'nda 9 kadın katledildi: Diran Nergis, Hacer İpek Sarman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kıymet Duman, Leyla Altıparmak, Meral Özkol, Nazan Ünaldı ve Sibel Açıkalın.

Bozcaadalı bir hemşire olan Kıymet Duman, eşi ve karnında bebeğiyle 1 Mayıs'a katılmak için o gece Kazancı Yokuşu'nda arkadaşı Hacer İpek Sarman'ın evinde kalmıştı. Hatice de Militan Gençlik-Halkın Yolu Dergisi okuru ve veterinerlk fakültesinden bir öğrenciydi, o da Kanlı 1 Mayıs’ta katledildi.

Aslen Antakyalı olan Sibel ise İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisiydi. Katledildiğinde 18 yaşındaydı. Katledilen kadınlar arasında en genç olan kişi Jale Yeşilnil’di. 1960 doğumlu Jale katledildiğinde 17 yaşındaydı, şimdiki adı 50. Yıl Tahran Lisesi olan, Aryamehr Lisesi 3. sınıf öğrencisiydi. Yoldaşları 2 Mayıs tarihinde okuduğu okulun ismini değiştirerek Jale Yeşilnil Lisesi yapmıştı.

1 Mayıs 1977’deki katliamın sorumluları asla yakalanmadı, hesap vermedi. Ama Kanlı 1 Mayıs’ın hesabı yine Türkiye işçi sınıfına ve sol muhaliflere kesildi.

Önce sokak yasaklandı, sonra 1 Mayıs

1979'da İstanbul'da 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı ve sokağa çıkma yasağı kondu. 1 Mayıs'ta İstanbul'da sokağa çıkan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Behice Boran ve bine yakın kişi gözaltına alındı. Behice Boran ve 330 Türkiye İşçi Partili 6 Mayıs'ta tutuklandı. DİSK'e bağlı bir grup sendika ise İzmir'de "izinli" 1 Mayıs kutlaması yaptı.

1980 yılında ise DİSK Mersin'de 50 bin kişinin katıldığı bir miting düzenledi. DİSK Genel Başkan Vekili Rıza Güven mitingde tutuklandı. 12 Eylül cuntasıyla birlikte 1 Mayıs da yasaklandı.

Yasakları yine işçiler kırdı.  1989 yılında 1 Mayıs'ı kutlanmasının yasaklanması üzerine Taksim meydanına çıkmak isteyenler polis saldırısıyla karşılaştılar. Polisin açtığı ateş sonucu Mehmet Akif Dalcı adında 17 yaşında genç bir işçi hayatını kaybetti. Mecidiyeköy ve Taksim'de pek çok kişi tutuklandı.

1990 yılında Aralık ayında toplanan Türk-İş Genel Kurulu'nda 1 Mayıs'ın kutlanması karar altına alınırken, Hak-İş'te tarihinde ilk kez 1 Mayıs kutlaması yapmış oldu. Polis 1 Mayıs gösterilerini önlemek amacıyla İstanbul'da sıkı güvenlik önlemleri aldı. Semtlerde gösteri yapmak isteyen gruplarla polis arasında çatışmalar çıktı. Pangaltı'daki olaylar sırasında üniversite öğrencisi Gülay Beceren polis tarafından vurularak felç oldu.

Katliamdan 30 yıl sonra yine Taksim

Kanlı 1 Mayıs’ın 30. Yıl dönümüne denk gelen 1 Mayıs 2007’ye kadar Taksim Meydanı işçilere kapalıydı. 2007’de binlerce işçi ve emekçi Fatih, Beşiktaş ve Şişli güzergahlarından Taksim’e yürüyüşe geçtiler. Polis yine saldırdı. Tüm Taksim abluka altına alınırken, yüzlerce kişi polis şiddetine maruz kaldı, gözaltına alındı. Ama devletin çabaları sonuç vermedi. Yüzlerce kişi 1 Mayıs 2007’de 30 yıl önce katledilenleri anmak ve 1 Mayıs alanına yeniden sahip çıkmak için ara sokaklardan Taksim Meydanı’na ulaştı.

2008 ve 2009 yıllarındaki 1 Mayıslar da bezer yasaklama, tedbir ve polis şiddetine rağmen bir şekilde Taksim Meydanı’na ulaşan işçilerle sonuçlandı. AKP hükümeti ilk olarak “makul sayıda kişiye izin verileceğini” açıklasa da makul sayı işçiler tarafından belirlendi.

22 Nisan 2009 günü TBMM Genel Kurulu'nda, 1 Mayıs'ın, "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla tatil olmasına ilişkin kanun tasarısı kabul edildi. 5 binden fazla insan, Taksim meydanında 1 Mayıs'ı kutladı. Öte yandan yine yüzlerce kişi 1 Mayıs’ta gözaltındaydı.

2010 yılında 32 yıl sonra Taksim Meydanı ilk kez 'eyleme' açıldı. Taksim Meydanı'na üç ana yoldan çıkıldı; Gümüşsuyu, Mecidiyeköy-Şişli ve Tarlabaşı Bulvarı. Programdan önce sendikalar 1977'de meydana gelen olaylarda ölenler için Kazancı Yokuşu'na karanfil bıraktı. Büyük bir coşku ve heyecanla 200 binin üzerinde katılımcı ile görkemli bir kutlama yapıldı. Batman'da Cumhuriyet Meydanı, 20 yıl aradan sonra ilk kez 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. Ankara'da göstericiler 1 Mayıs'ı Sıhhiye Meydanı'nda kutladı.

Taksim’in yasaklanması: 2013

2013 yılı toplumsal hareketlerin, kitlesel protestoların ve devletin şiddet dozunu artırdığı bir yıl oldu. Sadece 27 gün sonra Gezi direnişi ile Taksim hesaplaşmasına girecek olan AKP iktidarı, 1 Mayıs 2013’te Taksim Meydanı’nı “Taksim Yayalaştırma Projesi inşaatı” nedeniyle “güvenlik önlemi” bahanesiyle kapattı.

Bu açıklamaya rağmen kitleler Taksim'e gitmeye çalıştı, pek çok yerde polisle göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. ÇHD, en az 26 kişinin gözaltına alındığını; üçü ağır toplam yedi kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını açıkladı. Tarlabaşı'nda polisin attığı gaz fişeği kafasına isabet eden 17 yaşındaki Dilan Alp, ağır yaralandı.

Yasaklar yeniden

2014 yılında 1 Mayıs 2014 kutlamalarına hükümetin izin vermeyeceğini açıklaması üstüne Taksim Meydanı'na çıkan tüm yollar polis tarafından kapatıldı. 39 Bin polisin görev yaptığı İstanbul'da OHAL ilan edildi. Şişli'deki DİSK binası önünde toplanıp 1 Mayıs'ı kutlamak için Taksim'e yürümek isteyen işçilere polis saldırdı. Aralarında gazetecilerin de olduğu onlarca kişi yaralandı, 100'den fazla kişi gözaltına alındı. Polis Beşiktaş'ta ana arterlerde ve ara sokaklarda biber gazı, su ve plastik mermiyle yoğun bir şekilde saldırdı. ÇHD yaptığı basın açıklamasında 3'ü avukat 266 kişinin gözaltına alındığını yaklaşık 50 kişinin ise yaralandığını belirtti.

2015 yılı birçok açıdan demokratik hakların kullanımında bir milat oldu. İlerleyen yıllarda fiili yasaklar 15 Temmuz Darbe Girişimi ile birlikte “kanunlaştı”. Taksim işçiler, madencilere, Kürtlere, kadınlara, sosyalistlere, LGBTİ+’lara kapatıldı. Buna rağmen 1 Mayıs mücadelesiyle başlayan bu alan kavgası hala sürüyor, halk Taksim’den vazgeçmiyor.

Yarın: 1 Mayıs ve çalışma yaşamında kadınlar