Bir gül ağacı geleneği: Hıdırellez

Hızır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştukları gün olarak kabul edilen 5-6 Mayıs’ta "Hıdırellez" de Türkiye’nin birçok kentinde her yıl binlerce kişi düzenlenen şenliklerde buluşurken, pandemi nedeniyle iki yıldır kutlamalar gerçekleştirilemiyor. Ama kırmızı bir kurdeleniz varsa bu sabaha karşı camlarınızdan sarkıtın belki dileğiniz sizi bulur.

Hızır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştukları gün olarak kabul edilen 5-6 Mayıs’ta "Hıdırellez" de Türkiye’nin birçok kentinde her yıl binlerce kişi düzenlenen şenliklerde buluşurken, pandemi nedeniyle iki yıldır kutlamalar gerçekleştirilemiyor. Ama kırmızı bir kurdeleniz varsa bu sabaha karşı camlarınızdan sarkıtın belki dileğiniz sizi bulur.

Haber Merkezi - "UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri"ne 2017 yılında kaydettirilen Hıdırellez için geçen sene olduğu gibi bu yıl da yeni tip koronavirüs önlemleri kapsamında geniş katılımlı etkinlikler yapılamayacak.

Peki Hıdırellez nedir, nasıl kutlanır, ritüelleri nelerdir? Halk inancına göre, Hızır ile İlyas peygamberler her yıl sadece bir kez buluşuyor. Hızır peygamberin karada, darda kalan kişilere yardımda bulunduğuna, onlara kılavuzluk ettiğine, aynı zamanda bolluk ve bereket getirdiğine, İlyas peygamberin de suların koruyucusu olduğuna inanılıyor.

Bolluk, bereket ve şans getirildiğine inanılıyor

Bu nedenle Hızır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştukları gün olarak kabul edilen 5-6 Mayıs’ta "Hıdırellez" kutlamaları için Türkiye’nin birçok kentinde her yıl binlerce kişi düzenlenen şenliklerde buluşuyor. Baharın habercisi olarak kabul edilen Hıdırellez de, Türkiye'nin yanı sıra Irak, Suriye, Azerbaycan, Balkanlar, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’da kutlamalar gerçekleştirilirken, bu önemli günün sağlık, bolluk, bereket ve şans getirildiğine inanılıyor.

Dilekler yazılıp gül ağacına asılıyor ya da gömülüyor

Hıdırellez denince akıllara ilk olarak her tür hastalık ve kötülükten korunmak için yakılan ateşin üzerinden üç kez atlanması ve dileklerin kağıda yazılarak gül ağacının altına gömülmesi ya da asılması geliyor. O gün yapılan bir başka ritüele göre deniz ya da dere kenarından dilek tutularak toplanan 41 taş 1 yıl boyunca saklanıyor bir sonraki Hıdırellez'de bu taşlar suya atılıp, yenisi toplanıyor. Deniz kenarından kırık dalgalardan bir kaba doldurulan deniz suyu da bolluk ve bereket için evin içerisine serpiliyor. Üzerine çeşitli dilek, niyet yazılan kağıtlar açık olarak ve yavaşça bir akarsuya bırakılıyor. Otlarda biriken çiğ damlalarından yoğurt yapılıyor ve hamur mayalanıyor.

Genç kadınlardan alınan takılar çömleğe konuluyor

Genç kadınlardan alınan yüzük, kolye ve boncuk gibi eşyalar içerisi su dolu çömleğin içerisine konup, çömleğin ağzına yeşillik bırakılarak üzeri kırmızı bir yemeni ile örtülüp kilitlenerek gül ağacının dibine bırakılıyor. Ertesi gün çömlek başına toplanan genç kadınlardan birinin üzerinden kilit açılarak maniler eşliğinde çömlekteki eşyalar çıkarılıyor. Bereket getireceği düşünülerek keselere konan bakliyat, gül ağacına asılarak 1 gece bekletiliyor, bu malzemeler 1 yıl boyunca yemeklere az az konarak tüketiliyor. Verim vermeyen ağacın yanına balta ile gidilerek ürün vermesi yoksa kesileceği söyleniyor. 

Bu önemli günde dikiş dikilmiyor, un elenmiyor

Hıdırellez inanışına göre yapıldığı zaman bereket, sağlık, şans ve mülk getireceğine inanılan uygulamalar yapıldığı gibi yapılmasının uygun görülmediği davranışlar da bulunuyor. Doğaya zarar verilmemesi, süt sağılmaması, çift sürülmemesi, boya ve badana yapılmaması, dikiş dikilmemesi, çamaşır yıkanmaması, un elenmemesi, makas tutulmaması gibi inanışlar da yer alıyor.