“Rıza Bey Apartmanı bina değil park olsun”

İzmir depreminde yakınlarını kaybedenler, deprem farkındalığı oluşturması adına Rıza Bey Apartmanı’nın bulunduğu alanın park olmasını istiyorlar. Yetkililer tarafından alanın park olacağı sözünü alan depremde yaşamını yitirenlerin yakınları, bazı kat maliklerinin evlerini tam da Rıza Apartmanı enkazının üzerinde istemesi üzerine planının değiştirildiğini ifade ediyor. Depremde iki kızı, annesi ve iki yeğenini kaybeden Nilay Yücel, “Hala Rıza Bey Apartmanı enkaz alanından evlerini istemelerini vicdanlara sığdıramadık” diye konuştu.

ZEYNEP PEHLİVAN

İzmir- 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de gerçekleşen 6.6 şiddetindeki depremin yarattığı fiziksel enkaz, elbette birkaç hafta içinde tümüyle ortadan kaldırılmıştı; ancak depremin zihinlerde ve ruhlarda bıraktığı o asıl enkazın izleri, hiç de öyle kolay kolay yok olacak gibi görünmüyor. İzmir depremi; ne yazık ki binlerce insanın sevdiklerini, evlerini ya da hatıralarını elinden aldı. Aradan geçen bunca zamana rağmen depremin yarattığı travma hala gündemde. Toplamda 117 kişinin yaşamını yitirdiği depremde, özellikle de Bornova ve Bayraklı ilçelerindeki binalara ilişkin büyük ihmaller oldukça dikkat çekiciydi.

Nilay Yücel, kabul edilmesi güç ihmaller zincirinde;  ne yazık ki annesini, iki küçük kız çocuğunu ve iki yeğenini kaybetti. Depremin sıcak gündeme yerleştiği günlerde hepimizin hafızasına yerleşen o malum apartmanda, Rıza Bey Apartmanı’na kızlarını bırakmıştı.

Yaşadıkları acıya rağmen; Nilay Yücel,  kendisi gibi depremde kız çocuklarını kaybeden Emine Yücel ile beraber Rıza Apartmanı’nın yerine bir park yapılması adına önemli bir kampanyaya öncülük etti. Hem depremde yaşayanları anmak hem de deprem konusunda bir farkındalık oluşturmak amacıyla bir deprem anıtı ve çocuk parkı yapılmasını istediklerini söyleyen Nilay, bu konudaki taleplerini ve devam eden sürece dair detayları ajansımıza aktardı.

“3. dereceden riskli” raporu verilmiş

Bornova ve Bayraklı bölgesinde; içinde Rıza Bey Apartmanı’nın da yer aldığı pek çok bina, çevresinde yer alan binaların aksine deyim yerindeyse yerle bir oldu. Bu durum doğal olarak binalara ilişkin denetim süreçlerini ve ihmalleri akıllara getirdi. Diğer apartmanlar gibi yıkılan Rıza Bey Apartmanı’nın yerine ne yapılacağı ise henüz belirsizliğini koruyor.

“İzmir depreminde 4 ve 6 yaşlarındaki kızlarımızı, annemizi ve iki yeğenimizi kaybettik. Yeğenlerim de 3 ve 9 yaşlarındaydı. Tüm bu acıların üzerine deprem sonrasında Rıza Bey Apartmanı’nda yaşanan ihmalleri duyduğumuz zaman daha çok yıkıldık. Burada bir depremin yıkabileceği tüm kusurlar mevcuttu. Binayı müteahhit sağlam yapmamış, fenni mesul denetim yapmamış. 2012 yılında Bayraklı Belediyesi inceleme yaptıktan sonra ‘3. dereceden riskli’ raporu verilmiş; ancak rapordan sonra herhangi bir işlem uygulanmamış. Oradaki kat sahipleri de güçlendirme veya yenilenmesi ile ilgili bir işlem yapmamış. Sonrasında ruhsatsız bir epoksi işlemi yapılıyor. Tüm bu ihmallerin olduğunu öğrenmemiz acımızı daha da büyüttü.”

“Vicdanlara sığmayan bir durum”

Deprem sonrasında o bölgede yakınlarını kaybeden diğer insanlarla bir duygu birliği yakaladıklarını söyleyen Nilay, hem acılarını biraz olsun azaltmak hem de yaşadıkları çevrede depreme dair bir farkındalık oluşturmak amacıyla başlattıkları kampanya sürecini ve sonrasındaki gelişmeleri şu şekilde aktardı:

“Açıkçası orada diğer yakınlarını kaybedenlerin hikâyelerini de öğrenince sadece kendi kayıplarımıza değil onların da yaşadıkları acılara da ortak olduk. Sonra her daim bir araya geldik. Kardeşim, Rıza Bey Apartmanı’na ait enkaz alanının park olmasına ilişkin bir kampanya fikrini ortaya attı. Sadece burada yaşamını yitirenlerin anılması için değil bu kampanyayı aynı zamanda bir deprem farkındalık alanı olması için de başlattık. Bu ihmallerin unutulmaması adına bir çocuk parkı ve yeşil alan yapılmasını istedik. Bu isteğimizin Çevre ve Şehircilik Bakanı ve Cumhurbaşkanı tarafından yerine getirileceği duyuruldu. Bir süre sonra Ankara’ya gittik, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Fatma Varank ile görüştük. Buraya bir anıt park projesinin uygulanmayacağını ve ev yapılacağını öğrendik. Nedenini sorduğumuzda da oradaki kat maliklerinin evlerini yerinde istediklerini söyledi. Buna çok şaşırdık, çünkü Cumhurbaşkanı ve Çevre ve Şehircilik Bakanı, hak sahiplerinin hiçbir mağduriyet yaşamayacaklarını söylemişlerdi. ‘Aynı bölgeden, evleri verilecek’ denmişti. Bu açıklamalardan sonra; hala Rıza Bey Apartmanı enkaz alanından evlerini istemelerini vicdanlara sığdıramadık.”

“Enkaz alanına bir bina dikilmesini istemiyoruz”

Merkezi Seferihisar olmasına rağmen pek çok bölgeyi etkileyen İzmir depremi, Rıza Bey Apartmanı’nda 10 tanesi çocuk olmak üzere 37 kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. 20 kişi ise orada yaşamayan ve tesadüfen orada bulunan insanlardı. Evleri yıkılan kimi insanlar enkaz alanına yeni bir park yapılması durumunda evsiz kalmaktan çekiniyor. Bu durum, Nilay’ın ve diğer depremzedelerin yürüttüğü park ve anıt kampanyasının da hayata geçmesini zorlaştırıyor.

“Devlet,  insanlara isterlerse o proje alanından ya da rezerv alanından evlerini alabileceklerini söylediler. Kimse, hak kaybına uğramayacak. Buraya büyük bir konut projesi zaten yapılacak ve böyle büyük bir projeye mutlaka bir yeşil alan da bırakılması gerekiyor. Biz tam da bu yeşil alanın Rıza Bey Apartmanı’nın enkaz alanında bırakılmasını istiyoruz. Bir hafta süren arama kurtarma çalışmalarının ve 37 can kaybının yaşandığı bu özel yerde istiyoruz. Talebimiz sadece bu! Enkaz alanına bir bina dikilsin istemiyoruz. Orada yürüyecekse çocuklar yürüsün, koşsun istiyoruz. Ben orada kat sahibi değilim, ama çocuklarım oradaydı. Buraya yapılacak olanla proje ile ilgili hak sahibi olmasam da söz sahibi olmak istiyorum. Orada tesadüfen bulunan 20 insanın da söz sahibi olmasını istiyoruz. Artık bu projeye İzmirlilerin sahip çıkmasını da istedik. Çünkü burası İzmir’in kent hafızası için de önemli bir alan ve İzmir halkı isterse, yeterince sahip çıkarsa, oraya bir park yapılır diye düşünüyorum.”