Kadınların canıyla tasarruf edemezsiniz!

Sokak lambaları 15 dakika geç yanıp 30 dakika erken söndürülüyor. Zaten güneşin doğuşunu bile göremeden zifiri karanlıkta okullarına, işyerlerine gitmek zorunda bırakılan kadın ve çocuklar, güvensiz ve her türlü şiddete açık sokaklarda daha da karanlığa itiliyor. Sarayın elektrik masrafı kadar bütçe ayrılmayan kadınlar, karanlık sokaklarda güvende değil!

SARYA DENİZ

İstanbul - Türkiye’de “tasarruf” adı altına inatla sürdürülen kalıcı yaz saati uygulaması 6’ncı yılına girdi. Ülkenin batısında özellikle kadınlar ve çocuklar için ciddi mağduriyetlere sebep olan uygulama son alınan “sokak lambaları” kararı ile farklı boyutta yeniden tartışılmaya başlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın aldığı yeni kararla sokak lambaları normal periyodundan 15 dakika geç yanıp 30 dakika erken söndürülüyor. Zaten zifiri karanlıkta güneşin doğuşunu bile göremeden evlerinden çıkan kadın ve çocukları bu kez daha da karanlık sokaklar bekliyor. Karanlık sokaklar kadın ve çocukları güvensiz ve her türlü tehlikeye açık hale getiriyor. 

Sarayın aydınlatılması daha öncelikli

Yaz saati uygulaması “tasarruf” adı altında hayata geçirildi. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin sokağa taştığı, cinayet mahalinin neredeyse büyük çoğunluğunun sokak olduğu ülkede “Nerden, nasıl tasarruf ediliyor?” sorusu hala yanıtlanmış değil. Kadınların yok sayıldığı 2022 bütçesinde Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü için ayrılan bütçe 22 milyon lira. Bu bütçe sarayın 21,6 milyonluk elektrik faturasına eşit. Bırakın sokakları sarayın aydınlatılması kadınların hayatlarından daha öncelikli. 

Ateş Böcekleri

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla “Ateş Böcekleri Projesi” Türkiye’de her yıl farklı temalarla kadınların yaşadığı şiddete odaklanıyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında “Ateş Böcekleri ile Karanlığı Aydınlat” sloganıyla başlatılan kampanya 10 Aralık tarihine kadar sürüyor. Kampanya herkesi, atesbocekleri.info web sitesi üzerinden “Ben de kayıtsız kalmıyorum!” diyerek kampanyaya sesleriyle katılmaya davet ediyor. Sitede şu ifadelere yer veriliyor:

“Her bir ses kaydı kadın ve şiddetin arasındaki mesafeyi artıracak. Katılımcılar ses kaydını indirebilecek ve arkadaşlarını dayanışmaya davet edebilecek. Kampanya sitesinde ziyaretçiler; ev, sokak, arkadaş grubu, sosyal medya, iş yeri, spor kulübü gibi farklı mekanlarda şiddet içeren durumlar hakkında senaryolara ulaşabilecek ve olası müdahaleleri ve şiddet içeren bir duruma karşı nasıl önlem alabilecekleri hakkında bilgi sahibi olacaklar.”

Kadınlar sokakta güvende değil!

Ateş Böcekleri Projesi’nin 2019 ayağı tam da bugün kadınların karanlıkta kalmalarının nasıl korkulara neden olduğunu gözler önüne seriyor. BM bu konudaki bilindik bir gerçeği kadınların bildirimlerinden yola çıkarak “haritalandırarak” gözler önüne seriyor. Oluşturulan haritada kadınlar Türkiye’nin hemen hemen her noktasında sözlü ve fiziksel tacize uğruyor, sokakta kendini güvende hissetmiyor.

Kadınlar şiddeti haritalandırdı

2019 yılında yürütülen kampanya kapsamında kadınların atesbocekleri.info adresindeki interaktif Türkiye haritasına birer ateş böceği bırakarak bulundukları kentlerde kendilerini güvende hissetmedikleri yerleri belirlemeleri istendi. Yaklaşık olarak 3 bin kadın, tacize uğradıkları, yürümekten korktukları, tehlikeli buldukları karanlık sokakları haritaya bir ateş böceği bırakarak işaretledi. Aynı zamanda karşılarına çıkan kutucuklara da yorumlarını yazdılar ve çok benzer sorunlar yaşadıklarını gördüler.

Karanlık sokaklar

Türkiye haritasında ateş böcekleriyle en fazla aydınlatılan illerin başında yani en güvensiz yerleşimler İstanbul, Ankara ve İzmir olarak sıralanıyor. Şikayetlerin şehir merkezlerinde toplanması ise dikkat çekici. Harita üzerinden yapılan şikayetlerin başında ise “karanlık sokaklar” geliyor. Kadınlar sokak aydınlatmalarının yetersiz olduğunu dile getiriyor. Elde edilen bu veriler güvenli kentler yaratılması için belediyeler de paylaşıldı. Ancak bu işin sadece belediyelere bırakılamayacak kadar mühim olduğu da bir gerçek.

Türkiye’nin durumu iç açıcı değil

2021 yılının Kadın, Barış ve Güvenlik Endeksi’ne göre Türkiye 170 ülke arasında 106’ncı sırada yer alıyor. Özellikle pandemi döneminde kadınlar açısından güvenlik kriz haline geldi. Kadınların güvenliğine yönelik tehditler şiddetlendi. 2021 yılının endeks ayrıntıları henüz açıklanmadı, ancak 2019 yılında Endeksin “Güvenlik” ayağı için 15 yaş ve üstü kız çocuk ve kadınlara şu soru soruldu: “Yaşadığın şehir ya da bölgede gece tek başına yürürken kendini güvende hissediyor musun?” Türkiye’de bu soruya olumlu cevap verenlerin oranı 2017’de yüzde 49,9 iken 2019’da yüzde 44,6’ya düştü. Kadınlar özetle güvende olmadıklarını her platformda dile getirdi.

Sokak ortasında saldırıya maruz kaldılar

Türkiye’de İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 2021 yılının 15 Kasım itibarıyla 251 kadın cinayeti işlendi. Türkiye’de sadece basına yansıyan haberlerden derlenen verilere göre 2020 yılının Kasım ayından 2021 yılının Ekim ayına kadar 277 kadın erkekler tarafından katledildi. En son İstanbul Ataşehir'de Başak Cengiz isimli genç bir kadın, hiç tanımadığı bir adamın samuray kılıçlı saldırısının ardından hayatını kaybetti. Bunun hemen ardından  Emrah Yılmaz isimli bir erkeğin yine hiç tanımadığı iki kadına bıçaklı saldırısı gündeme geldi. Ama bunlar ilk saldırılar değil. İstanbul Maltepe’de marketten çıkıp evine doğru yürüyen Hatice Türkoğlu, tanımadığı bir erkeğin saldırısına uğradı. Bahçelievler'de gece geç saatlerde bir kadının tanımadığı iki adam tarafından darp edildiği görüntüleri medyada yer aldı.

Kadınların güvenli kentlere ihtiyacı var

Kadınların karanlıktan çok aydınlık ve güvenli kentlere ihtiyaçları var. Aydınlatılmış alanlara, şiddete ya da tacize maruz kaldıklarında anında başvuru yapabilecekleri koruma altına alınabilecekleri mekanizmalara ihtiyaçları var. Onun içindir ki kadınların yıllardır alanlarda “sokaklar bizim” demeye devam ediyor. Kadınlar, korkusuzca yürüyebildikleri sokakları istiyor.

“Kendimi güvende hissetmiyorum”

BM’nin Ateş Böcekleri Projesi’nde haritaya bırakılan 700’ü aşkın yorumdan bazıları şöyle:

*Caddede otobüs beklerken her gün her saat tacize uğruyorum. Korna çalınıyor, araba yanaşıyor; asla güvende hissetmiyorum.

*Evime giderken karanlık bir sokaktan geçmek beni çok korkutuyor. Ayrıca evime giderken 10 dk yürümem gerekiyor ve orada inşaat var. Her yer karanlık. Aydınlatılırsa daha rahat yürüyebilirim.

*Akşam saatlerinde burada bulunan çoğu erkek göz hapsine alıyor ve biz kadınlara rahatsız edici bakışlar atıyor.

*Bu cadde boyu, özellikle sabah erken saatler ve akşam 7’den sonra tacizler fazla oluyor. Kornayla, farla tacizler en hafif olanları. Yanınızda arabayı durdurup içeri almak istiyorlar. İş çıkışı sonrası yollar çok ıssız oluyor, korkuyorum.

*Burası daima karanlık. Gece geçerken elimizde biber gazı ile korkarak geçiyoruz.

*Sürekli arabadan sözlü taciz. Yolda laf atan insanlar. Fabrikalarda çalışan kadınlara sürekli sözlü taciz uygulanıyor.

*Burası evimizin bulunduğu yer ve ben akşam eve geliyorken korkudan titreyerek başımı kaldırmadan yürüyorum. Kendi evimin sokağında korkmak istemiyorum.