Kadınlar Diyarbakır’dan seslendi

Binlerce kadın bugün Diyarbakır’dan seslendi ve mücadeleden asla bir adım bile geri atmayacaklarını bir kez daha ilan etti.

Amed- Taciz, tecavüz, cinayet, artan ırkçı yaklaşımlar ve hayatın her alanında şiddeti protesto eden kadınlar Diyarbakır’da Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) çağrısıyla bir araya geldi.

“Irkçılığa ve cinsiyetçiliğe êdî bese, şimdi kadın özgürlük zamanı” sloganıyla İstasyon Meydanı'nda düzenlenen bölgesel mitinge DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Parti Sözcüsü Ebru Günay, HDP milletvekilleri Nuran İmir, Semra Güzel, Rezmziye Tosun ve Ayşe Sürücü'nün yanı sıra Demokratik Toplum Kongresi (DTK) yöneticileri, Barış Anneleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) yöneticileri ve üyeleri katıldı.

Renkler bahane edildi

Bölge kentlerinden gelen kadınlar, yoğun önlemlerin alındığı miting alanına 3 farklı noktada kurulan arama noktasından girdi. Dezenfektan, krem gibi malzemelerin yanı sıra kadınların çantalarındaki defter ve kalemlere de kontrol noktalarındaki polislerce el konuldu. Bazı kadınlar "Jin, jiyan, azadi" sloganı atarak polisin arama noktasındaki tutumunu protesto etti. İki kadın arama noktasında sarı kırmızı yeşil renkler nedeniyle gözaltına alındı.

Miting alanını doldurdular

Engellemelere rağmen giydikleri yöresel kıyafetleriyle miting alanını dolduran kadınlar "Örgütlenelim, özgürleşelim", "Kadın yoksulluğuna hayır", "Talana karşı doğayı savunuyoruz", "Özsavunma haktır" yazılı dövizler ile Deniz Poyraz'ın fotoğraflarını taşıdı. Kadınlar miting programı boyunca sloganlar atarken halaylar çektiler.

Deniz Poyraz’ın annesi konuştu

Miting konuşmalarla başladı. İzmir’de HDP il binasında katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz herkesi selamlayarak, “Hepiniz Denizsiniz benim için. Hepimizin el ele vermemiz gerekir. Hepimizin bir olması gerekir. Deniz Poyraz savunmasız HDP binasında katledildi. Deniz sadece benim Denizim değildi halkının Deniziydi. Katledenin psikolojisi bozuk diyorlar ama bozul değildi. Bozuk olsaydı kendisine zarar verirdi gelip kızıma zarar vermezdi” dedi.

“Kadınlara söz verdik”

HDP’li vekil Nuran İmir, Kürt kadınların zorluk, baskı ve saldırılar sonucu bu alanda olduğunu belirtirken  “Bize saldıranlar bizi tarihten tanısınlar bilsinler. Bugün de kadınlar olarak tüm heyecan ve mücadelemizle bu alandayız. Sakine, Leyla, Fidan, Seve, Hevrin, Pakize ve nice kadınlara söz verdik. Mücadelede yaşamını yitiren tüm kadınları saygıyla anıyorum. Leyle Güven, Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Ayşe Gökkan ve tutuklu bulunan binlerce kadın yoldaşlarımıza selamlarımızı gönderiyoruz” dedi.

“Mutlaka kazanacağız”

Kadınların mücadelesinin baskıcı ve eril zihniyet tarafından engellenmeye çalışıldığına dikkat çeken Nuran İmir, “Sokaklarda bedenler teşhir edildi, Deniz Poyraz katledildi. Yüzlerce kadın derneği kapatıldı. Kadın kurumları kapatıldı ve binlerce kadın tutuklandı. Kadın derneklerine kurumlarına erkekler atandı. Biz kadınların en büyük kazanımı İstanbul Sözleşmesi bir gecede feshedildi. Her konuşmalarında mücadele eden ve özgür olan kadınları istemediklerini söylediler. Onlar köle istiyor ama asla köleliği kabul etmiyoruz. Bizler mücadelemizde geri adım atmayacak ve devam ettireceğiz. Kadının mücadelesini büyüteceğiz, eylemlerimizi genişleteceğiz. Bu yolun sonunda özgürlük var ve bu kadın mücadelesiyle olacaktır. Botandan Serhat'a kadınlar burada. Mutlaka kazanacağız mutlaka kazanacağız” şeklinde konuştu. Nuran İmir, konuşmasında aynı zamanda yıllardır süren tecrit politikasına da dikkat çekerek kadınların özgür yaşamı inşa edeceklerine vurgu yaptı.

Dünya Kadın Yürüyüşü’nden mektup

Dünya Kadın Yürüyüşü Komitesi'nin miting alanında "Tüm kadınlar özgürleşene kadar yürüyeceğiz" yazılı pankartı asılırken, miting için gönderdiği mektup okundu. Mektupta  “Tüm Kadınlar Özgürleşene Kadar Yürüyeceğiz' diyerek yürüyüşümüze devam eden biz kadınlar, kapitalizmin, faşizmin, ırkçılığın, erkek egemen sistemin yarattığı her türlü şiddete karşı mücadele etmekteyiz. 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde, Dünya Kadın Yürüyüşü’nün de belirttiği gibi biz kadınlar yaşanan gerçekliklere dikkat çekiyoruz. Geçmişten günümüze, halklarımıza ve özellikle de kadınlara yönelik ayrımcılık, baskı ve sömürüyle; suyun, toprağın ve enerji kaynaklarının yağmalanmasıyla; haklarımızın gasp edilmesiyle kar elde eden kapitalizmi, erkek egemenliğini ve bunların ulus ötesi şirketler ve ulusal oligarşiler gibi kurumlarını kınıyoruz” denildi.

“Geri adım atmayacağız”

Mitingde konuşan Saliha Aydeniz de “Kadınlar asla bir adım geri atmayacak. İtaatlara boyun eğmeyecek. Kadınların renklerine zılgıtlarına tahammül edemiyor. Camiyi bile karakola çevirdiler. Kadınların özgürlüğünden korkuyorlar, çünkü kadınlar asla örgütlülüğünden, alanları doldurmaktan vazgeçmeyecektir. Bütün kuşatmalarınız hiçbirimizin geri adım atmasına engel olamayacak” diye konuştu. Konuşmasında Kürt sorununda muhataplık tartışmasına da değinen Saliha Aydeniz, muhattabın Kürt kadınlar olduğunu ifade etti.

Kadınlar miting alanından seslendi

Kadınlar talepleri ile mitindeki yerlerini aldılar. Kadınlar mikrofonlarımıza konuştular.

Hedle Oğur

“Biz bugün kadınların özgür olması, bir daha yaşamlarını yitirmemesi için buradayız. Ben buraya Urfa’dan geldim. Kadın kırımına dur demek kadınların katledilmemesi için buradayım. Bütün kadınlara tek bir çağrım var. Bu baskılara bu zulme ‘dur’ desinler bunların karşısında dursunlar. Biz ‘dur’ demediğimiz sürece asla kimse demeyecek. Bizi katletmeye devam edecekler. Biz artık ölmek istemiyoruz. Biz yaşamak istiyoruz. Kadınlar bir olsun bir olup alanlara çıksın.”

Hülya Baytur

“Ben genç bir kadın olarak yaşanan bu kirli oyunlara dur demek için buradayım. Benim gibi olan böyle düşünen bütün kadınların burada olması gerekir. Bölgede nasıl şeyler döndüğünü neler yaşandığını iyi görüyoruz. Ben kendi gözlerimle görüyor ve yaşıyorum. Buna karşı durmak için bugün buradan sesimi yükseltiyorum. Genç bir kadın olarak bunlara dur demek bu kirli oyunlara son vermek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Kadınlara tek bir çağrım var buraya gelin alanları doldurun.”

Xezal Sürer

“Ben buraya Van’dan geldim. Cezaevindeki kadınların sesine ses olmak için buradayım. Cezaevlerinde yaşanan baskılara son versinler. Dışarıda kadını katlediyorlar içeride de insanlara yapmadıkları işkenceler kalmıyor. Bu zulmün karşısında bir tek ben kalsam bile buna son vermek için her şeyi yapacağım. Bu iktidarın bu zorbaların önünde duracağım. Bütün Kürt kadınları bunların  karşısında dursunlar. Onlar asla istediklerini alamayacaklar. Biz buna son vereceğiz. Bizi bitiremeyeceklerini anlayacaklar.”