Saldırılar sürdükçe kadınların sürgünleri de uzuyor

Köylerinden, yaşadıkları topraklardan saldırılar nedeniyle çıkmak ve Til Temir’e bağlı başka bir köye yerleşmek zorunda kalan ve saldırılar sürdükçe sürgünleri de uzayan Kefa Ibeyîd gibi binlerce kadın doğdukları topraklara geri dönmek istiyor. Türkiye’nin saldırıları nedeniyle ayağından yaralanan Kefa Ibeyîd, “Şimdi sakatlanan ayağımın hesabını kimden soracağım” diyor.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê - Türkiye ve bağlı güçlerin saldırıları nedeniyle Til Temir ilçesine bağlı Um El Kêf, Dirdara, Til Şinan, Til Tewîl, Til Cûma ve Aşûri olmak üzere çok sayıda köy sakini top atışları nedeniyle zarar görmeye devam ediyor. Kefa Ibeyîd, top atışları ve saldırıların gerçekleştiği köylerden birinde yaşamını sürdürüyor. Şêx Elî köyü sakini Kefa Ibeyîd, köylerini terk ederek M4 karayolu üzerinde bulunan Til Şinan köyüne göç etmek zorunda kalırken, burada da saldırıların devam ettiğini aktarıyor. Topraklarına dönmeyi dört gözle beklediğini söyleyen Kefa Ibeyîd, Süryani Askeri Meclisi’nin koruması altında yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarının altını çiziyor.

“Türkiye bizi rahat bıraksın”

Kefa Ibeyîd, topraklarına bağlı olduklarını, ancak son yıllarda çok kez göç etmek zorunda kalmalarının nedenlerini şu sözlerle anlatıyor: “Köyümüzden çıktıktan sonra Til Şinan köyünde konakladık ve buraya geçici de olsa yerleştik. Bir gün otururken top atışı sesleri gelmeye başladı. Birde baktık ki üzerimize top mermileri yağıyor. Her şeyimizi yine toplamaya çalıştık. Çocuklarımı korumaya çalışırken ayağıma top parçası isabet etti ve yaralandım. Bizi korumaya çalışan savaşçılar, beni hastaneye yetiştirdiler. 5 aydır ayağımda platin var ve iyileşmesini bekliyorum. Yerdeyim. Yürüyemiyorum. Zorunlu işlerimi de ancak sürünerek yapmak zorunda kalıyorum. Şimdi ne çocuklarıma bakabiliyorum ne de kendime. Eskiden hayvanlarıma çobanlık yapardım, şimdi bunu da yapamıyorum. Bir kaç adım bile atamıyorum. Saldırılardan kaçıp buraya geldik ancak burada da saldırıya maruz kaldık. Türkiye’den bizi rahat bırakmasını istiyorum.”

Çadırlarda zor koşullarda yaşıyorlar

Yeni bir yere yerleşebilmek için ellerinde avuçlarında olan hayvanlarını satmak ve çadır almak zorunda kaldıklarını söyleyen Kefa Ibeyîd, “Kış ve çok soğuk. Ameliyat olduğum için zaten hiç ısınamıyorum. Köyümüzü bırakıp bu çadıra yerleşmek zorunda kaldık. Evimizde kalsaydık en azından sıcak bir çatının altında olurduk. Zengin değildik ama sıcak bir sobanın etrafında yaşamak kışın soğuğunda zenginliktir” diyerek çocukları ile birlikte yüz yüze kaldıkları çadırı işaret ediyor.

Saldırıların bir an önce son bulmasını istiyorlar

Kefa Ibeyîd, kendisi gibi Til Temir’de evlerinden göç etmek zorunda kalan her yurttaş gibi bir an önce evine dönebilmenin, köyüne kavuşmanın hayalini kurduğunu ve bunun için de saldırıların bir an önce son bulmasını umduğunu söylüyor. Köylerine dönmek istediklerini ancak bir yandanda yaşam kaygısı duyduklarını söyleyen Kefa Ibeyîd, “Köyümüze gidersek katledilebiliriz. Köyümüze dönersek top atışları ve ağır silahlarla vuruyorlar” derken, her ne olursa olsun dönmek ve tekrar ait oldukları topraklar üzerinde yaşamak istediklerinin altını çiziyor.

“Ayağımın hesabını kim verecek”

Köyleri sık sık bombardımana maruz kaldığı için göçen Kefa Ibeyîd, şimdi sakatlanan ayağının hesabını kimden nasıl sorabileceğini, parçalanan yaşamının bir araya gelebilmesi için hangi hukukun işletileceğini merak ediyor.