YPJ 3 Êzidî'yi kurtardı: Bir kadın dahi köle kalmayacak

İŞİD teröristlerinin ailelerinin kaldığı Hol Kampı’nda 3 Êzidî kadın YPJ tarafından IŞİD’in elinden kurtarıldı. YPJ Sözcüsü Roksen Mihemed, “Tek bir kadın kalıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizin ve kurtaracağımızın sözünü verdik” dedi.

EBÎR MUHEMED

Qamişlo - IŞİD, her ne kadar Kuzey ve Doğu Suriye’de QSD öncülüğünde Kürt savaşçılar tarafından yenilgiye uğratılsa da hala tüm dünya için büyük bir tehlike anlamına geliyor. Kuzey ve Doğu Suriye ve Şengal’e yönelik vahşi saldırılar gerçekleştiren IŞİD, YPJ/YPG ve QSD savaşçıları tarafından bölgeden temizlendi. YPJ, bugüne kadar esir alınan kadınları IŞİD’in elinden kurtarmak için büyük bir mücadele verdi; vermeye de devam ediyor.

İç Güvenlik Güçleri, YPJ ve QSD’nin 25 Ağustos’ta Hol Kampı’nda başlattığı “İnsani ve Güvenlik Operasyonu’nun” ikinci aşamasına katılarak destek verdi. Operasyon 24 günün sonunda sonuçlandı. YPJ, Sewsen Hesen Heyder, Wefa Elî ve Canê Heyder adındaki 3 Êzidî kadını IŞİD’in elinden kurtardı. Êzidî kadınların kurtarılması ve Şengal’de ailelerine teslim edilmelerine ilişkin YPJ Sözcüsü Roksen Mihemed’le konuştuk.

‘Savunma ekmek ve su kadar önemli’

Savunmanın önemine değinerek “Ekmek ve su kadar önemli” diyen Roksen Mihemed, “Tarih boyunca mücadeleci, direnişçi, yaratıcı kadın, şiddet ve baskıya maruz kalmıştır. Mücadeleci kadın 19 Temmuz’un kıvılcımıyla ayağa kalkabildi; kimlik ve varlığını savunabildi. Kadın Devrimi’yle birlikte kadınlar, varlık, kimlik, var olma ve iradelerini inşa edebildi ve koruyabildi. Eğer kadınlar sistem ve devrimlerini savunmazsa kolay yıkılıp şiddetli saldırılara maruz kalabilir. Bu yüzden Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların kazanımlarının savunulması için YPJ kuruldu. YPJ sadece askeri bir güç değil, aynı zamanda ideolojik bir güçtür. Savunma olmadan hiçbir toplum ayakta kalamaz. Ekmek, su ve hava kadar savunmaya ihtiyaç var” diye konuştu.

YPJ Êzidî esir kadınları özgürleştirme operasyonlarına devam edecek

IŞİD’in Şengal halkına yönelik saldırılarını değerlendiren Roksen Mihemed, “2014 yılında DAİŞ çeteleri Türk devletinin desteğiyle Şengal halkına saldırdı. Şengal halkı bu saldırıyı 74. Ferman olarak tanımlıyor. Bu saldırıların amacı ve hedefleri çok derindi. Êzidîlerin tarihini, kültürünü ve köklerini yok etmek istiyorlardı. 2014 yılında Şengal halkının DAİŞ’in elinden kurtulması için YPJ/YPG savaşçıları, gerillalar, YJA-Star ve HPG büyük bir direniş gösterdi. Êzidî Kürtleri savunmayı kendilerine başlıca görev olarak gördüler. Büyük bir sorumluluk ile hareket ettiler. Kadınları, ezilen kesimleri ve özgürlüğünü arayan herkese yardım etme sorumluluğu bizden isteniyordu”dedi.

‘Tek bir kadın köle kalmayacak…’

YPJ’nin kadınlar için özgür ve güvenli bir yaşam sağlamak için sürekli arayış içinde olacağını sözlerine ekleyen Roksen Mihemed, “Binlerce Êzidî kadın DAİŞ çeteleri tarafından kaçırıldı, binlercesi satıldı. Bu bizim için büyük bir acıydı. Şimdiye kadar akıbeti bilinmeyen Êzidî kadınları kurtarmak için büyük bir mücadele veriyoruz. Hesekê’deki İnsani ve Güvenlik Operasyonu’nda 3 Êzidî kadın kurtarıldı. Çeteler o Êzidî kadınları kendilerine köle etmişlerdi ve onlara şiddet uyguluyorlardı. Temel amacımız şu ana kadar çetelerin elinde olan Êzidî kadınları kurtarmaktır. Êzidî Kürtlere sözümüz tek bir kadın çetelerin elinde kalıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimiz yönünde. Bu anlamda sözümüz hala geçerlidir” ifadelerini kullandı.

‘YPJ’ye inançları daha da güçlendi’

YBŞ-YJŞ ve Rojava’daki Mala Êzidî/Êzidî Evi arasındaki ilişkilere değinen Roksen Mihemed, “YBŞ ile aramızda güçlü bir ilişki var. Mala Êzdiyan ile de aynı şekilde ilişkilerimiz güçlü. Aramızda bir plan yaparak DAİŞ’in elinde olan 3 Êzidî kadını kurtardık ve ailelerine teslim ettik. Bu, kadınların güvenli bir şekilde kendi topraklarına ulaşmaları için önemli bir adımdı. Kadınların aileleri çocuklarını gördüklerinde büyük bir sevinç yaşadılar. Bu adımın YPJ’nin yapması, onların kadınlara olan inançlarının daha da güçlenmesine vesile oldu” diye belirtti.

Êzidî kadınların örgütlenmesi

“İşgalci Türk devleti Êzidî toplumunu ve Şengal kadınlarını yok etmek istiyor” diyen Roksen Mihemed, son olarak şunları söyledi: “74’üncü Ferman’ın ardından Êzidî kadınlar kendi örgütlemeleri ve hakları için ayaklandı. Özgür yaşam umudu daha da gelişti. Her türlü şiddete karşı durmak için zihinsel anlamda büyük bir direniş verildi.  Bizler kadınlar olarak kadın mücadelesini geriletmek isteyenlere karşı dünyanın her yerinde birlik olmamız gerekiyor.”