Saldırı ve ambargo Mexmûr gençlerinin eğitimini nasıl etkiliyor?

Başûrê Kurdistan’a göç etmek zorunda kalan Mexmûr Kampı sakinleri, burada yaşadıkları tüm zorluklara karşın adım adım kurdukları anadilde ve demokratik eğitim sistemlerini KDP ve Türk devletinin saldırılarına rağmen sürdürmekte kararlı.

BERJÎN KARA

Mexmûr-1990’lı yılların başlarında Türk devletinin köy yakma ve koruculuk dayatmaları nedeniyle Botan’dan Başûrê Kurdistan’a göç etmek zorunda kalan binlerce kişi burada da 8 kamp değişmek zorunda kalsa da adım adım kendi eğitim sistemini kurdu.

1998’de yerleştikleri ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından mültecilik statüsü resmi olarak tanınan son kamp Mexmûr Mülteci Kampı’nda ise anadilleriyle demokratik eğitim sistemini inşa eden halk bugünde Türk devleti ve KDP saldırılarıyla yüz yüze.

2014 Ağustos ayında İŞİD işgaline maruz kalan kamp PKK gerillaları ve Mexmûrlu milisler tarafından birkaç günde özgürleştirilen Mexmur Kampı Nisan 2017’den bu yana Türk devletinin hava saldırılarına da maruz kalıyor.  Bu saldırılar öğrencilerin psikolojisini etkilerken Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) 19 Temmuz 2019’dan bu yana uyguladığı ambargo nedeniyle liseyi tamamlayan öğrenciler, üniversite eğitimi almak için Başurê Kürdistan ve Irak’a gidemiyor.

Tüm bu saldırı ve ambargolara rağmen Mexmûr Kampı’nda yaşayan öğretmen ve öğrencilerin eğitime devam etmekte kararlı olduğunu söyleyen öğretmen Bêrîvan Demîr Mexmur’da eğitim sisteminin nasıl kurulduğunu, öğretmen ve öğrencilerin direnişini ajansımıza anlattı.

‘İlk kamptan itibaren okuma yazma kursları açıldı’

Türk devletinin köy yakmaları ve koruculuk dayatmaları nedeniyle 1994 yılında binlerce kişi  Bakurê Kurdistan’ın Botan Bölgesi’nden Başûrê Kurdistan’a göç etmek zorunda kaldı. Göç etmek zorunda kalan halk ilk olarak Başûrê Kurdistan’ın Haftanin alanında Bihêre ve Şeraniş kamplarına yerleşti. Bu kamplara yerleşir yerleşmez çocukların eğitimsiz kalmaması için okuma yazma kursları başlatıldı. Ardından Bêsivê kampına göç etmek zorunda kalan halk burada da kulübeler inşa ederek okuma yazma kurslarını sürdürdüler. KDP’nin baskı ve saldırıları nedeniyle göçlerini sürdürmek zorunda kalan halk her gittiği kampta kendi imkanlarıyla eğitim çalışmalarını sürdürdü ve geliştirdi.

Etruş’ta Kürtçe okumadan Mexmûr’da anadilde eğitim sistemine…

Kürtçe dille eğitim sisteminin temeli 1995 yılında Etrûş Kampı’nda çadırlarda  atıldı. Kürt halkı tüm kuşatma saldırılara karşın hedefinden ve mücadelesinden vazgeçmedi. Bu kampta artık eğitim biraz daha sistemleştirilerek güçlendirildi.

1998 yılında göç edilerek mülteci statüsünün kazanıldığı Mexmûr Kampı’da ise  kendi okullarını inşa ederek yeni bir eğitim sistemi geliştirdiler. Kamp halkı için eğitim ve kendini örgütlenme her şeyin başında geliyordu. Orada kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar, bir bütün olarak halk inşa sürecinde yer alarak, eğitimlerine başladılar. 1998 yılından bu yana kamp genelinde 5 ana okul, 4 ilkokul, bir ortaokul ve bir lise olmak üzere 11 okul inşa edilerek eğitime başlatıldı. Her yıl önemli bir sayıda öğrenci kamptan mezun oluyor.

‘Çok sınırlı imkanlarla eğitimin temeli atıldı’

Berîvan Demîr, Türk devletinin baskıları nedeniyle Botan’dan Başûre Kurdistana göçmek zorunda kalan halkın gittiği tüm kamplarda anadilini, kültürünü koruma ve yaşatmaya çalıştığını belirterek, “Türk devletinin zulmü nedeniyle 1993-94-95 yıllarında Botan’dan  binlerce kişi  yönünü  Başûrê Kurdistan’a çevirdi.  Ailelerimiz, Kürtler olarak varlığını ve kültürünü korumak, koruculaşmamak ve asimile olmamak için göç etmek zorunda kaldı. İlk kampa yerleşmeyle birlikte bir şekilde hemen eğitime başlandı. O başlangıç sürecinde biz çocuk ve öğrenciydik. Ancak şimdi öğretmenler olarak öğrenciler yetiştiriyoruz.

Eskiden Bihêr, Bêsîv, Geliyê Qiyametê, Etrûş, hatta Ninova’ya kadar okuma yazması olan gençlerimiz ve az sayıda kimi öğretmelerimiz öğrencilere ilk olarak alfabeyi öğrettiler. Yavaş yavaş heceleri, kelimeleri ve cümleleri öğreterek Kürtçe eğitimin temellerini attılar” diye konuştu. 

‘Mexmûr’da yeni eğitim sistemi kurduk’

Berîvan Demîr Botanlı mültecilerin Başûrê Kurdistan’daki son durağı ve mültecilik statüsünü kazandıkları kamp olan Mexmûr Mülteci Kampı’ndaki eğitim sisteminin nasıl kurulduğunu ise şöyle anlattı: “Maxmûr Kampı’na geçtiğimiz zaman farklı bir sistem vardı. BM’nin ve çevreden hayırseverlerin yardımıyla bazı okullar inşa ettik. Burada da çok zorluk çektik ama bir seviyeye gelene kadar bu şekilde bir birikim yaptık. Kitap, kalem ve kırtasiye malzemeleri gibi ihtiyaçları sağlayabildik. Bu şekilde öğrencilerimizi farklı dersler üzerinde geliştirmeye çalıştık.

Zamanla eğitim sistemi üzerine bir yoğunlaşma oldu ve yeni bir eğitim sistemi oluşturduk.  Kendi anadilimizde ve demokratik bir eğitim sistemi geliştirdik. Öğretmenler ders kitaplarını hazırlamak üzerine yoğunlaştılar ve kendi kitaplarımızı oluşturduk. Yazın kitap hazırlıyan öğretmenler, eğitim dönemi başladığında da bu kitaplardan dersler veriyorlardı. Hala da bu şekilde devam edildiğini söyleyebiliriz. ”

‘KDP ambargosu nedeniyle öğrenciler üniversiteye gidemiyor’

Bêrîvan Demîr Türk devleti’nin işgal ve saldırıları yine KDP’nin ambargo ve olumsuz politikalarının Mexmûr’daki öğrencilerin psikolojisini olumsuz etkilediğini ancak yine de eğitime devam etmek de ısrarlı olduklarını ifade etti.  Bêrîvan Demîr devamla şöyle konuştu: “Eğitime çok önem veriyoruz. Öğrencilerimiz liseyi bitirene kadar onları yetiştiriyoruz. Ancak son yıllarda çok sıkıntı çekiyoruz. 2019 yılında başlatılan KDP ambargosuyla birlikte öğrencilerimizi üniversitelere almamaya başladılar.  Kuşatma ve ambargo nedeniyle ne Irak’ta nede Başûrê Kurdistan’da öğrencilerimizin üniversiteye gidebilme imkânı olmuyor. Bu nedenle bir boşluk oluşuyor ve öğrencilerimiz sadece liseyi bitirebiliyorlar. Türk devletinin bölgeyi işgal etmesi bunun en büyük nedenlerindendir. Bu anlamda toplum, öğrenciler ve öğretmenler olarak büyük sıkıntı yaşıyoruz. Aynı zamanda kampa yönelik 3-4 yıldır kısıtlama var. Hastalık, eğitim, geçim imkanları açısından pek çok zorluk yaşanıyor. Bu durum öğrenci ve öğretmenleri etkiliyor. Hatta ekonomik ve siyasi anlamda da olumsuz etki yaratıyor ve öğrencilerin psikolojisini bozuyor.

‘Her türlü fiziki ve psikolojik saldırıya karşı direneceğiz’

BM’nin mülteci statüsünü tanımış olmasına rağmen Türk devletinin Mexmur Kampı’na saldırılarına ses çıkarmadığını ifade eden Bêrîvan Demîr bu saldırılar öğrencilerin psikolojisini olumsuz etkilediğini söyledi.

Bêrîvan Demîr bu Türk devletinin hava saldırıları yanı sıra kampta yaşayan öğrenciler ve toplumun başka saldırılarla da yüzyüze olduğunu vurgulayarak, “Aynı zamanda DAİŞ’in çevreye yönelik saldırıları oluyor. Coğrafi olarak bir savaş alanıdır. Yani içinde bulunduğumuz Ortadoğu büyük bir savaşın ve kaosun ortasında. Mexmûr’da bu kirli savaş politikaları ve saldırılarına maruz kalıyor. Düşmanın buraya yönelik ağır saldırıları var. Gençleri kandırma politikaları, psikolojik ve fiziksel saldırılar, bombalamalar devam ediyor. Tüm bu saldırılarla kampımızı ve toplumumuzu dağıtmak istiyorlar’’ dedi.  Son olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağır bir tecrit ve Kürtlere dönük her alanda geliştirilen soykırım politikalarına dikkat çeken Berîvan Demîr Mexmûr’un toplumu, öğretmeni ve öğrencisiyle bu politika ve saldırılara karşı direneceğini söyledi.