Maguy Ghanem: Pandemi ve kriz gebe kadınları daha çok etkiliyor

UNFPA, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu bünyesinde Lübnan’da uzman olarak çalışmalarını sürdüren Maguy Ghanem, ülkenin içerisinde bulunduğu çok yönlü krizin etkisinin en çok kadınlar ve kadınların da en hassas oldukları doğum öncesi-sonrası dönemlerde yaşandığını söyleyerek, özellikle gebe kadınların desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi.

CAROLİNE BAZZİ

Beyrut – Çalışmalarına 1967 yılında başlayan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), 1993 yılından bu yana da Lübnan’da aktif olarak faaliyet yürütüyor. UNFPA, her doğumun güvenli olup olmadığı, sağlıklı gebelik, cinsel sağlık, üreme sağlığı, aile planlaması, modern gebelik önleyici yöntem kullanımı, anne ölümleri,  toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların güçlendirilmesi, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik toplum cinsiyete dayalı şiddet, çocuk yaşta evlendirme gibi konu başlıklarında çalışmalar yürütüyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu bünyesinde Lübnan’da uzman olarak çalışmalarını sürdüren Maguy Ghanem ile gebelik ve doğum sonrasında kadınların ihtiyaç duyduğu fiziksel ve ruhsal desteği konuştuk.

“Gebe kadınların desteği ihtiyacı var”

UNFPA, 1993'ten beri Lübnan'da faaliyet yürütüyor. Mevcut haliyle ise 2017-2020 Ülke Programı (CP) kapsamında ve 2022'ye kadar uzatıldığı aktarılıyor. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik ve politik buhran ortamında gebe kadınların desteğe ihtiyacı olduğunu aktaran Maguh Ghanem, bu ihtiyacın yalnızca fiziki değil ruhsal olması gerektiğini de savunuyor. Lübnan’ın içerisinden geçtiği çok boyutlu krizlerin kadınları özelde de gebe kadınları etkilediğini, Halk Sağlığı Bakanlığı’nın Ulusal Ruh Sağlığı Programı geliştirdiğini söyleyen Maguh Ghanem, Lübnan’da UNFPA ortaklığında Anne Sağlığı Programı ve Ruh Sağlığı Klavuzları’nın geliştirildiğini ekliyor.

“Pandemi ve kriz psikolojik değişikliklere neden oldu”

Programın Lübnan'daki Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Programı Uzmanı Maguy Ghanem, “Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, anne ve anne adaylarına doğum öncesi ve sonrası evrelerde kadınlarda ruh sağlığı koşullarını belirlemek, sunmak ve bunu sağlıklı bir şekilde yönetmek için bir yol gösterici araç ve bilimsel bir referans oluşturan ruh sağlığı yönergelerini başlattı. Pandemi de dahil olmak üzere Lübnan’da birçok kriz üst üste yaşandı. Psikolojik ve sosyal sorunlar, baskı altında hissetme durumu, hamileliğin psikolojik etkisi ve hamilelik sırasında, hamilelik öncesi ve sonrasında meydana gelen fiziksel ve psikolojik değişikliklere ek olarak kadınlar için azımsanmaması gereken bir hal ortaya koymaktadır” dedi.

“Korku ve kaygı ciddi boyutlara ulaştı”

Gebeliğin sona ermesi ve doğumun gerçekleşmesinin ilk iki haftasında kadınlarda hayal kırıklıkları, dünyaya getirilen bebeğin yaşamı için duyulan kaygının aşırı boyutlarda görülmeye başlandığını aktaran Maguy Ghanem, Lübnanlı annelerin duydukları korku ve kaygıların ciddi boyutlara ulaştığını gözlemlediklerini, bunun için psikolojik desteğin gerekli olduğuna inandıklarını kaydetti. Yeni bebek dünyaya getiren kadınların destekleyici programlarla kaygı ve korku semptomlarını en aza indirmeyi planladıklarını ifade eden Maguy Ghanem, “Doğum sonrası depresyon” olarak tanımladıkları bu durumun ortadan kaldırılmaması halinde tehlike arz ettiğine dikkat çekerek, “Belirtileri ise ağlama nöbetleri-krizleri, derin üzüntü, aşırı yorgunluk, aşırı sinirlilik, hassasiyet, kaygı, korku, endişe, panik en bariz belirtiler arasında yer alıyor ve hatta bebeğe karşı nefret duyma, şiddet eğilimi ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu. Maguy Ghanem, saydıkları belirtileri gösteren tüm kadınların ise psikolojik destek almaları gerektiğine vurgu yaptı.

“Psikolojik sorunların tedavisi mümkün”

Doğru teşhis edildiğinde tüm psikolojik sorunların tedavisinin mümkün olduğunu sözlerine ekleyen Maguy Ghanem, “Sürekli kaygı, hayal kırıklığı, iştah ve uyku bozuklukları veya suçluluk ve umutsuzluk duyguları gibi bazı belirtiler vardır ve bu belirtiler karşısında direk yardım talep edilmelidir yada yardım edilmelidir” ifadelerinde bulundu. Yürüttükleri çalışma ile tüm kadınlara ulaşmak istediklerini belirten Magup Ghanem, ülkedeki yerel ve uluslararası örgütlerle de çalışmalarını yürüttüklerini kaydetti.