Usta tiyatrocu Lübnan’dan sesleniyor: Gelin hep birlikte tiyatromuzu ayakta tutalım

Dünyayı etkisine alan pandemi sanat dünyasını da ve elbette tiyatroları da etkiledi. Tiyatrolar uzun süredir perdelerini kapattı. Tiyatro sanatçısı Nidal El Ashqar Lübnan’dan sesleniyor: “Tiyatro kapanırsa, Beyrut’un kupkuru, kapalı bir çölden farkı kalmayacak. Gelin hep birlikte tiyatromuzu ayakta tutalım.”

Dünyayı etkisine alan pandemi sanat dünyasını da ve elbette tiyatroları da etkiledi. Tiyatrolar uzun süredir perdelerini kapattı.  Tiyatro sanatçısı Nidal El Ashqar Lübnan’dan sesleniyor: “Tiyatro kapanırsa, Beyrut’un kupkuru, kapalı bir çölden farkı kalmayacak. Gelin hep birlikte tiyatromuzu ayakta tutalım.”

KAROLİN BAZİ

Beyrut –Beyrutlu usta tiyatro sanatçısı Nidal El Ashqar, dünyanın üçüncü bir savaş yıkımı gibi bir yıkım yaşadığını düşünüyor; pandemi ve kapanların yoğunlaşması ile birlikte. Lübnan’da tiyatronun durumunu değerlendirirken, ekonominin çöküşüne ve devlet desteği gerekliliğine dikkat çekerken tiyatronun elzem oluşunu hatırlatmayı da ihmal etmiyor.

“Hayat durdu ve tiyatro da durdu!”

Tiyatrolar perdelerini kısa aralıklarla seyirciye açıldı. Pandeminin uluslararası boyuta yayılması ile birlikte krize dönüşen durumu Beyrut’tan değerlendiren Nidal El Ashqar, “Ülkeler kapandı, elbette hayat durdu. Hayat durdu ve tiyatro da durdu. Tiyatro, ancak hayatlarımız normale döndüğünde geri dönüşünü yapabilir. İnsanlar ancak kendilerini rahat hissettiklerinde eğlenmek ve kültürel etkinlikler izlemek isteyebilir” diyerek dünyada ve ülkelerinde pandemi ile birlikte yaşanan krizin ekonomik boyutunun da azınsanmayacak düzeyde olduğunu ekonomik zorluklardan kaynaklı tam açılma yaşansa bile tiyatronun hemen kendisini toparlayamayacağını düşündüğünü söylüyor.

Usta sanatçı korona salgın sürecinin bireysel sanatları etkilemediğini ancak sahne sanatlarını çok büyük derecede etkilediğini söylüyor.

“Salgına ek olarak, Lübnanlılar ciddi bir ekonomik kriz içinde yaşıyorlar. Açlık ve yoksulluk varken kim tiyatroya gitmeyi düşünebilir ki? Böyle bir beklentide içerisinde olmak ayıp olur. Yazar, ressam, söz yazarları belki de bu süreçten üretebildikleri için etkilenmemiş olabilirler ancak toplu sanat çalışmaları yürütenler ciddi bir etkilenmenin içerisinde.”

“İnsanlığımızı kültür ve sanat yoluyla koruyabiliriz”

"Şehir tiyatrosunun kapıları hala açık ve tiyatroda çalışan işçilerin maaşları ödeniyor" diye belirten sanatçı, kapıların açık tutulmasının insanların tiyatroya gelebildiği anlamını taşımadığını da ekliyor sözlerine. El Medine Tiyatrosu’nun izleyici kapasitesinden örnek verererek, “400 kişilik bir salano ancak 120 kişi alınabilir. Bu da yetersiz bir sayı yine de bu koltuk sayısını bile doldurmakta zorlanıyoruz. İnsanlığımızı kültür ve sanat yoluyla koruyabiliriz.” diye konuşuyor.

Tiyatronun geleceğinden ciddi kaygılar duyduğunu aktarırken de ekliyor, “Kültür Bakanlığı, tiyatrolar başta olmak üzere ferdi değil topluluklar halinde sanatsal etkinlik yapan tüm kültürel çalışmaları artı olarak desteklemeliler ve devletin de bu konudaki halka katkısı olmalıdır. Elbette kalan tiyatroların kapanmasından korkuyorum. Çünkü tiyatronun finansmana ihtiyacı var ve bunu finanse edecek hiç kimse yok. Devletin tiyatroyu finanse etmesini, umursamasını ve desteklemesini bekliyoruz, bunun için sesimizi yükselttik, yükseltmeye de devam edeceğiz.”

“Tiyatro kapanırsa Beyrut’un kupkuru, kapalı bir çölden farkı kalmayacak”

Ajansımız mikrofonları aracılığı ile tiyatro severlere seslenmek istediğini belirten Nidal El Ashqar, “Lübnan'da hepimizin korkunç acılar çektiğini biliyorum ama tiyatrolarımızın kapanmasına izin vermemeliyiz çünkü tiyatrolarımız kapanırsa kültürümüzün kapısını da kapatırız. Tiyatro kapanırsa, Beyrut’un kupkuru, kapalı bir çölden farkı kalmayacak. Gelin hep birlikte tiyatromuzu ayakta tutalım." diyor.