Fas’ta cinsel şiddet beyaz perdeye yansıyor: Amaç sessizliğin kırılması…

Amal Kadın ve Kalkınma Derneği Fas’ta neredeyse tabu olarak ele alınan Fas hukukunda dahi tanınmayan aile içi cinsel şiddete karşı duyarlılılığı tiyatro perdelerini aralayarak anlatacak. Derneğe yapılan başvuralardan derlenen kadın hikayelerinden esinlenerek hazırlanan, “Balkaheit ve La Biha Bih Alawwal Eh” oyunu sahnede.

 

HANAN HARİT

Fas - “Aile içi şiddet” denildiğinde kulaklarımız bir çok kavramı tanır elbette, ancak evililik içinde tecavüz kavramı bilhassa Ortadoğu toplumlarında üstelik bir de kadının erkeğe “helâl” kılındığı taktirde bahsini etmek bile söz konusu olamaz mı? Artık hiç de öyle değil! Fas’ta Amal Kadın ve Kalkınma Derneği, aile içi şidddet olgusundan ve bilhassa da evlilik içinde tecavüz konusunu markaja alıyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 16 günlük aktivizm küresel etkinlikleri çerçevesinde Amal Kadın ve Kalkınma Derneği, “Balkaheit ve La Biha Bih Alawwal Eh” isimli oyunu sergileyecek. Aile içi şiddet, toplumsal cinsiyet rolleri ve özellikle de evlilik içi cinsel şiddet (tecavüz) konusuna eğilen tiyatro oyunu, 29 Kasım tarihine kadar izleyenlerin karşısına çıkıyor.

Oyun özel olarak hazırlandı

Aile içi şiddetin son bulması ve aile içi cinsel şiddetin sonlandırılmasına dikkat çekmek için özel olarak hazırlanan oyun El Hajeb’de bulunna Kültür ve Sanat Merkezi’nde gösterimi yapılacak. Fas toplumunda da tabu olarak algılanan aile içi ilişkiler ve aile içi cinsel şiddetin irdelendiği oyunun özellikle seçildiği belirtilirken, evlilik kurumunda “kadını cinsel köle” olmaktan çıkarmak amaçlanıyor.

Oyunun içeriği arşivlerden derlendi

Peki bu tiyatro oyunu nasıl ortaya çıktı sorusuna gelecek olursak, Amal Dinleme ve Hukuki Rehberlik Merkezi’ne yapılan başvurulardaki arşiv kayıtlarından yola çıkarak ve esinlenilerek hazırlanan gerçek hikayeler olduğu da belirtiliyor. Aslında oyun, bir saha araştırmasının sanata evrilmiş halini gözler önüne seriyor demek yanlış olmaz.

Baha’nın hikayesi…

Moulay El-Wafi Slimani tarafından yönetilen ve yazılan El-Washun El-Hajeb Topluluğu tarafından hazırlanan oyunun sunduğu hikayeler arasında Baha isimli bir kadın da yer alıyor. Eşinden cinsel şiddet gören, dışlanan ve resmi olarak evli bile olmadığı için gördüğü hem fiziki hem de cinsel şiddeti ifade edemeyen, kendisini savunamayan Baha’nın hikayesi bir çok Faslı kadını anlatıyor.

Aile içi cinsel şiddet markaja alındı

Amal Kadın ve Kalkınma Derneği’nin cesur bir girişimi olarak işaret edilen tiyatro oyununun popüler bir aşamaya geldiği ve ilgi ile tiyatro çevreleri tarafından beklendiği aktarılıyor. Amal Kadın ve Kalkınma Derneği Başkanı Hasna Allali, ajansımıza oyunun kadınlara yönelik cinsel şiddetle, özellikle evlilik içi cinsel şiddet ilgili olduğunu altını çizerek belirtti. Hasna Allali, evlilik içi cinsel şiddetin, erkek tarafından kadına baskı ve rıza olmadan yapılan her türlü cinsel yönelimi kapsadığını da ekleyerek, oyun ile bunu dikkatle irdelediklerini aktardı. Hasna Allali, konunun sadece “aile içi tecavüz” olgusunu değil, cinsel her türlü şiddet ve baskıya eğildiğini de kaydetti.

“Kadınlar yaşadıklarını anlatamıyor”

Amal’a Ocak ayından bu yana kadınların büyük bir çocuğunun maruz bırakıldığı cinsel şiddete ilişkin başvuruda bulunduğunu aktaran Hasna Allali, başvuran kadınların eş, arkadaş ve nişanlı olmak üzere en yakınındaki erkekler tarafından cinsel şiddete uğradığını söyledi. Kadınların yaşadıkları cinsel şiddeti anlatamadıklarını kaydeden Hasna Allali, “Kadınlar cinsel şiddet konusunda artık katlanamaz hale geldiğinde yakınlarına anlatmaya başlıyorlar. Bu da genelde ya anne yada kızkardeş oluyor. Kadınlar bize başvurduklarında ise konunun yargıya taşınmasını istemiyorlar. Aile Mahkemeleri de dahil kadınlar aile içi cinsel şiddetin yargılama konusu yapılmasını istemiyorlar” dedi.

“Sessizliği sanat yoluyla kırmayı deniyoruz”

Genel olarak yasal mevzuatlarda evlilik içi cinsel şiddetin tanımlanmadığını sözlerine ekleyen Hasna Allali, sözlerinin devamında şunları ifade etti: “Suç olarak kabul edilmiyor. Suç olarak kabul edilmediği gibi bir de şikayette bulunsa bile kadınlardan ‘ispat’ isteniyor. Fiziksel olarak bunu ispat edebilmek zor ve karmaşık olduğu için kadın bunu beyan etmekten kaçınıyor. Evlilik içerisinde cinsel saldırıyı normalize eden kadınlar için bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Toplumun bunun bir şiddet olduğuna ikna olmasını ve bu algıyı yaratmak istiyoruz. Eğer bu algıyı yaratabilirsek en başta bunu yaşayan kadınların sessizliklerini kırabileceklerini düşünüyoruz ve bunu sanat yoluyla yapmayı deniyoruz.”

Hasna Allali, sadece farkındalık yaratmak değil aynı zamanda evlilik içi cinsel şiddetin suç sayılması, cezalandırılması ve tabu olmaktan çıkarılması için de girişimlerinin olduğuna dikkat çekti.