“Türkiye’de hasta tutukluların veda hakkı bile ellerinden alınıyor”
Cezaevlerinde bulunan hasta tutukluların son süreçte tedavi edilemediğine dikkat çeken Diyarbakır Barosu Cezaevleri Komisyonu Eş Başkanı Gizem Miran, tutukluların bu şekilde yaşam haklarının ihlal edildiğine değindi. Adalet Bakanlığının bu anlamda ulusal ve uluslararası mevzuatı uygulaması gerektiğini belirten Gizem Miran, “hasta tutuklu” kavramının toplumda yaygınlaşmış olmasının bile ciddi bir sorun olduğunu ifade etti.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed - Türkiye cezaevlerinde pandemi ile birlikte hasta tutuklular tedaviye ulaşmakta zorluk çekiyor. 604’ü ağır olmak üzere bin 605 hasta tutuklunun bulunduğu cezaevlerinde bu sayı günden güne artarken, yaşanan siyasi sürecin cezaevlerine yansımasıyla birlikte ağır hasta tutukluların ‘veda hakkı’ bile ellerinden alıyor. Hafızasını kaybeden siyasetçi Aysel Tuğluk ve yoğun bakımda bulunan Mehmet Emin Özkan (83) yaşanan sürecin bir özeti olarak karşımıza çıkarken, hasta tutukluların tedavi edilmesi için Amed ve Van’da tutuklu yakınlarının başlattığı Adalet Nöbeti devam ediyor. Pandemi ile birlikte cezaevlerinde derinleşen durumu değerlendiren Diyarbakır Barosu Cezaevleri Komisyonu Eş Başkanı Gizem Miran, Adalet Bakanlığının hasta tutuklular için ulusal ve uluslararası mevzuatı uygulaması gerektiği çağrısında bulundu.
“Cezaevlerine dönük politika yıllardır süregeliyor”
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin bir devlet politikası olarak yıllardır süre geldiğini ifade eden Gizem Miran, pandemi ile birlikte bu sürecin daha ağır yaşandığına dikkat çekti. Hasta tutukluların var olan tedavi ve hastaneye sevk sorunlarına pandemi kısıtlamalarının da ek olarak getirildiğine vurgu yapan Gizem Miran, son iki yıllık süreçte hasta tutukluların tedavi edilemediğine yer verdi.
“Tutuklular iki yıldır tedavi edilemiyor”
Tedavi için hastaneye götürülen tutukluların farklı sorunlar ile karşılaştığını belirten Gizem Miran, yaşanan sorunları şöyle sıraladı: “Hasta tutuklular sağlık hakkına erişim için hastaneye sevk edilseler dahi hastanelerde yoğunluktan kaynaklı tedavi edilmeden cezaevlerine geri getiriliyorlar. Bu süreçten sonra yaşatılan 14 günlük karantina sürecinde hak ihlalleri yoğun olarak yaşanıyor. Kelepçeli muayene kesinlikle insan onuru ile bağdaşmayan bir uygulamadır. Bu sebeple de tedavi olamayan tutuklular var. Güvenlik önlemleri altında bunu bahane eden uygulamalar buna eklenince tutuklular tedavi edilemiyor.”
“Hasta tutukluların veda hakkı ellerinden alınıyor”
Hasta bir insanın cezaevinde bile kalmaması gerektiğini ifade eden Gizem Miran, “Bu ulusal ve uluslararası anlamda da işkence yasağı anlamına gelir. Çünkü işkence yasağı sadece işkence etmemek üzerine kurulu bir hak silsilesi değildir. Hükümetler kişinin bedenine ve ruhuna gelecek her zararı önlemekle yükümlüdür. O yüzden hasta tutuklular kavramının bile toplumda yaygınlaşmış olması ciddi bir sorundur” sözlerini kullandı.
“Türkiye işkence yasağını ihlal ediyor”
“Türkiye bu uygulamalar ile yaşam hakkını ihlal ediyor” diyen Gizem Miran, hasta tutuklular için cezaevinde kalmanın sağlık hakkından önce yaşam hakkı ihlaline dönüştüğünü söyledi. Yaşanan süreçte Türkiye’nin yasalara uygun davranmadığını belirten Gizem Miran, konuşmasına şöyle devam etti: “Veda hakkı kapsamına giren ve ölüm eşiğinde olan hasta tutuklular var. Tedavi edilmedikleri takdirde ölüm sınırında olan hasta tutukluların elinden veda hakkı dahi alınıyor. Bu veda hakkı uluslararası mahkemelerin kararlarında da çok ciddi işlenir. Bu yaşam hakkını ihlal eder, bununla birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 3’üncü maddesinde işkence yasağının ihlalidir. Türkiye bu noktada hem yaşam hakkını hem de işkence yasağını ihlal eden bir noktada yer alıyor diyebiliriz.”
“Ailelerin eylem ve talepleri meşru”
Son olarak Amed ve Van’da ailelerin başlattığı adalet nöbetlerine dikkat çeken Gizem Miran, ailelerin talep ve eylemlerinin meşru olduğuna vurgu yaptı. Adalet Bakanlığına bu noktada ulusal ve uluslararası mevzuatı uygulama çağrısında bulunan Gizem Miran, avukat ve insan hakları savunucuları olarak ailelerin taleplerine ses olmak için gerekli yasal yollara başvurmaya devam edeceklerini söyledi.