“Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında barolara büyük görev düşüyor”
1052 kadın avukatın “eşitlik” talebine rağmen Türkiye Barolar Birliği seçimlerinde sadece iki kadın yönetime seçildi. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şükran Eroğlu, ajansımıza konuştu.
ELİF AKGÜL
İstanbul- Türkiye Barolar Birliği TBB 36. Olağan Genel Kurulu’nda yeni yönetimini seçti. AKP’ye yakınlığı ile bilinen ve 8,5 yıldır görevde olan Metin Feyzioğlu’nun başkanlık yarışını kaybetmesi coşkuyla karşılanırken, toplumsal cinsiyet eşitliği yine sağlanamadı. Ajansımıza konuşan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şükran Eroğlu, yönetime sadece iki kadın üyenin girdiğini belirterek “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında barolara büyük görev düşüyor” dedi.
Yönetime iki kadın girdi
TBB 36. Olağan Genel Kurulu öncesinde 1052 kadın avukat bir deklerasyon yayınlayarak “Şekli eşitlik değil, gerçek eşitlik” istemiş, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için Türkiye Barolar Birliği, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Şiddet, Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Politika Belgesi’nin oluşturulması, TBB bünyesinde Cinsel Şiddete Karşı Destek ve Dayanışma Birimi kurulması, savunmalarda nefret söyleminin üretilmesinin önüne geçilmesi gibi bir dizi talepte bulunmuştu. Ancak seçimlerde iki listede toplam 3 kadın avukat yönetim kurulu için yarıştı, ikisi kazandı.
“Eşit temsiliyet sağlanamadı”
Feyzioğlu döneminin bitişinin olumlu bir sonuç olduğunu belirten avukat Şükran Eroğlu, buna rağmen seçim sonuçlarının kadınların temsiliyeti açısından tatmin edici olmadığının altını çizdi. “CEDAW’dan (Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi) itibaren sürekli olarak kadın temsiliyetinin de eşitlenmesini talep ediyoruz” diyen Şükran Eroğlu, “Bu seçimlerden önce de kadın avukatlar olarak ‘eşit olmak istiyoruz, eşit temsil edilmek istiyoruz’ diye talepte bulunduk ama maalesef bu sağlanmadı” diye konuştu.
Siyasetteki eril anlayışın her tür kuruluşa, sivil toplum kuruluşlarına yansıdığını belirten Şükran Eroğlu, “Biz İstanbul Barosu olarak yönetimde beş kadın, beş erkek olarak eşitliği sağladık. Aynı şeyin bütük barolarda olması gerekiyor” dedi.
Kadınların yönetimlere katılması için cesaretlendirilmesi, teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Şükran Eroğlu, CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’nde kadınlar için destek politikalarının oluşturulmasının özellikle vurgulandığını, tam temsiliyet ve tam eşitlik sağlanana kadar pozitif ayrımcılık yapılmasının belirtildiğini ifade etti.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği için barolar ilk adımı atmalı”
Tüm kurumlarda “toplumsal cinsiyet eşitliğinin topluma öğretilmesinin” elzem olduğunun altını çizen Şükran Eroğlu şöyle konuştu: “Barolar bunun ilk adımını mutlaka atmalı. Çünkü barolar ve baro mensupları hak savunucusu olarak mesleğimizi ifa ediyoruz.”
Avukatlık mesleğinde de cinsel şiddet vakalarının arttığını belirten Şükran Eroğlu, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak tüm kadın avukatlara erişecekleri bir anket üzerine çalıştıklarını, bu anketin çıktıları doğrultusunda İstanbul Barosu’ndan adımlar atmasını talep edeceklerini ifade ederek şöyle devam etti:
“Bu tür durumlarda derhal disiplin soruşturması açılmalı. Suçunun sabit olmasından sonra derhal ihraç edilmeli, mesleği yapması engellenmeli. Çünkü avukatlık mesleği etik gerektiren bir meslek. Toplumun hak ve hukukunu savunurken bir başkasının hak ve hukukunu ihlal edemezsiniz.”
“Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri verilmeli”
Tüm staj eğitimi merkezlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği derslerinin konulmasını talep ettiklerini söyleyen Şükran Eroğlu, “Bütün toplumda farkındalık yaratmak için buna kendi meslek örgütümüzden, stajyer avukatlarımızdan başlayarak bütün avukatlara ulaşmalıyız. Türkiye Barolar Birliği’nin bunu tüm barolara zorunlu kılması gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitimler verilmesi, staj eğitimlerine konulması, kadın avukatlar için özel önlemler alınması, cinsel şiddet ve taciz durumlarında disiplin mekanizmalarının derhal işletilmesi konusunda mutlaka bir karar alınması gerekli. Belki de bu Avukatlık Kanunu’na eklenmeli” şeklinde konuştu.
Bilhassa stajyer kadın avukatlara şikayetlerinde derhal destek verilmesinin önemine dikkat çeken Şükran Eroğlu, geçim kaygısı, işsizlik ya da suçlanma korkusu gibi kaygılar nedeniyle kadın avukatların tacize karşı sesini çıkaramadığı durumlar olduğunu aktardı. Şükran Eroğlu, “Kadın avukatları cesaretlendirmek, desteklemek gerekiyor. Barolara bu anlamda çok önemli görevler düşüyor” dedi.