TJA: Afgan kadınların sesine ses olacağız

Taliban’ın Afgan hükümetini yeniden ele geçirmesinin birinci yılı nedeniyle açıklamada bulunan TJA, “Düşman olduğumuz zihniyet de, sürdürdüğümüz mücadele de ortak. Afgan kadınların sesine ses olacağımızı ve bu sesi büyüteceğiz” dedi.

Haber Merkezi - Tevgera Jinên Azad (TJA), 15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afgan hükümetini yeniden ele geçirmesinin birinci yılı nedeniyle yazılı açıklamada bulundu. Bu bir yıl içerisinde, savaş, açlık, yoksulluk, şiddet korkusu ülkenin her yanını sardığı belirtilen açıklamada, dünya devletlerinin bu zulmü izlemekle yetindiği ifade edildi.

“Kadınlar ve kız çocukları hedef alındı”

Açıklamada, “1990’larda başlayan ve ABD’nin el altından desteklediği Taliban şeriat ilan ederek Afgan halkını, öncelikle de kadınları ve kız çocuklarını hedef aldı. 20 yıl boyunca kendi halkına karşı savaş yürüten Taliban rejimi; kadınları burkaya hapsetti, kadınların ve kız çocuklarının eğitim alma ve siyasete katılma haklarını engelledi. Kadınların sağlık hizmetine erişimini zorlaştırdı, kamusal alanda konuşan, gülen kadınlar cezalandırıldı. Kadınlar, şeriate uygun davranmadığı için recmedildi, idam edildi. Okula gitmek isteyen kız çocukları kezzapla yakıldı” sözleri dile getirildi. 

“Afgan kadınlar mücadeleyi büyütmeye çağırıyor”

Afganistan’da kadınların yıllardır, sadece haklarını savunmakla kalmayıp köktendinciliğe, işgale, savaşa karşı da mücadele ettiği kaydedilen açıklamada, “Son bir yıldır tüm dünya devletlerine ve sistemlerine karşı da mücadele veriyorlar. Bu zulmü izleyen ve göz yuman her devletin Taliban rejimine ortak olduğunu haykırıyorlar. Dört direnişçi Afgan kadının öncülüğünde bu acımasız rejime karşı örgütlülüğü büyüterek başlayan mücadele, devletler tarihine kara bir leke düşürüyor, yoktan var edilen kadın devrimiyle... Afgan kadınlar, ikiyüzlü otokratlara karşı, Afgan erkeklerini ve dünya kadınlarını mücadelelerini büyütmeye çağırıyorlar” denildi. 

Bir yıldır sokaklarda, evlerde örgütlenerek özgürlük mücadelesi veren Afgan kadınların, Taliban rejiminin hedefi olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu sözlere yer verildi: “Toplum açlık ve yoksullukla kırılırken mücadeleyi büyüten kadınlar; gözaltılara, işkencelere ve şiddete maruz kaldılar. Sürgüne, savaşa, göçe zorlandılar. ‘Babam hiç barış yüzü görmedi, ben görmedim, çocuğum da görmüyor. Nesillerden nesile biz savaş mağduruyuz’ diyen kadın aktivist Dr. Zakira Hekmat, Afganistan halkının 30 yıldır savaşa ve zulme nasıl mahkûm edildiğini anlatıyor. Artık devletlere bir çağrıları yok! Uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin bu bir yıl içinde yaşanan Taliban zulmüne sessiz kalması, Taliban kadar bu suça ortak olduklarını gösteriyor.

“Bu rejimi tanıyoruz”

Afgan kadınlar, dünya kadınlarına sesleniyor ve sesleri olmamızı, adalet mücadelelerini büyütmemizi istiyorlar. Kürt kadınları olarak otoriter ve totaliter rejimlerin 40 yıldır süren savaş ve şiddet politikalarına karşı mücadele veriyoruz. Sürgün ediliyor, öldürülüyor, cezaevlerine atılıyoruz. Bu rejimi tanıyoruz.

“Coğrafya değişse de direniş pratiği değişmiyor”

‘Bir kadın hakları aktivisti olarak gelecek nesillerden umudum çok büyük. Kadınların bu barbar baskı rejimine karşı direnişine inanıyorum. Bu direniş Afganistanlı kadınlar için yeni bir şey değil. Onlarca yıldır sürüyor.’ diye başlıyor söze Selay Ghaffar Mezopotamya Haber Ajansı'na verdiği röportajda. Coğrafya değişse de mücadele ve direniş pratiği asla değişmiyor. Taraflar binlerce yıldır aynı. Kadınlar, bıkmadan usanmadan binlerce yıldır barbarlığa ve otoriterliğe karşı mücadeleyi örgütlüyor. Bugün direnişin sembollerinden olan Afgan kadınların mücadelesini selamlıyor ve direnişimizin aynı kökten beslendiğini söylüyoruz. Düşman olduğumuz zihniyet de, sürdürdüğümüz mücadele de ortak. Afgan kadınların sesine ses olacağımızı ve bu sesi büyüteceğimizi duyuruyoruz.”