Hasekê/Şehba – Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları 21 Aralık gecesi Zirgan köylerine yönelik bombardımanında 4 kişi yaşamını yitirmişti. Til Temirli kadınlar gerçekleştirdikleri yürüyüş ile saldırıları kınayarak, sorumluların cezalandırılmasını istedi. Kadınlar Şehit Aile Kurumu önünden başlattıkları yürüyüşü Şehit Qendil Dört Yol’a kadar sloganlarla sürdürdü. Saldırılarda yaşamlarını yitiren yurttaşların fotoğrafları taşındı.

“Topraklarımızı terk etmeyeceğiz”

Eylemde konuşan Kongra Star Çiyayê Kizwanan yönetiminden Mehati Mihemed, “Sözde uluslararası sözleşmeler var. Rusya ve Amerika garantör konumda, ancak garantörlüklerinin ne olduğu gözler önünde” dedi. Saldırılar ile Kuzey ve Doğu Suriye topraklarının insansızlaştırılmasının hedeflendiğini kaydeden Mehadi Mihemed, “Tüm saldırılara karşı topraklarımızı terk etmeyeceğiz ve her zaman savunmada olacağız” şeklinde konuştu. 

“Türkiye hava sahamızı nasıl kullanabiliyor?”

Til Temir İlçe Meclis Eş Sözcüsü Semer Xelil ise, “Türkiye nasıl oluyor da uluslararası güçlerin izni dışında hava sahamızı kullanabiliyor? Rusya ve Amerika’nın garantörlüğü o zaman nerede kalıyor?” diyerek, saldırının kendisiyle birlikte birçok soruyu getirdiğini söyledi. Semer Xelil, “Biz halk olarak direnmeyi ve mücadele etmeyi tercih ediyoruz. Topraklarımız her ne olursa olsun terk etmeyeceğiz. Kimsenin yalanlarına da inanmıyoruz” diye konutu. 

Şehba’da kadınlar tutuklular için yürüdü

Şehba Özgür Kadın Meclisi, Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve şüpheli ölümlerle ilgili kadın tutuklularla dayanışmak için yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte Kürt Lider Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaşan tecrit koşullarına da vurgu yapılarak, protesto edildi. Şehba’ya bağlı Ekrezê’de gerçekleşen eylemde, “Zindanlara ses ol”, “Zaman özgürlük zamanı”, “Kadın yaşam özgürlük” sloganları atıldı.

“Hasta tutsakları serbest bırakın”

Özgür Kadın Meclisi Şehba Sözcüsü Naziliye Elî tarafından yapılan açıklamada, Türkiye cezaevlerinde yeni tabutların çıkmaması için kadınların sesini yükseltmesi gerektiği vurgusunu yaparak, “Adaleti yerine getirin ve hasta tutsakları serbest bırakın. Ağırlaştırılmış tecrit insanlık suçudur ve son verilmelidir” denildi.

Açıklama, sloganlarla son buldu.