Safiye Alağaş: Baskı altındayız, çünkü teşhir ediyoruz
Taciz, tecavüz, savaş suçları, tecrit, kadınlara yönelik saldırılar, yaşanan hukuksuzluklar başta olmak üzere birçok konuya dair haber yapan ve yaptıkları haberler nedeniyle haklarında dava açılan ve 31 kez erişim engeli ile karşı karşıya kalan Jinnews, tüm bu baskılara karşı daha kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Ajansın İmtiyaz Sahibi Safiye Alağaş, “Bizim enerji kaynağımız kadınların sesi olmaktan geliyor. Bu yüzden bizim için önemli ve baki olacak şey baskılar değil, mücadeledir” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed - Yayın hayatına 25 Eylül 2017 tarihinde başlayan Jinnews Haber Ajansı kurulduğu günden bu yana yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek 31 kez erişime engellendi. 2018 yılındaki Efrîn saldırısı ve Batman’da İpek Er’e tecavüz eden Musa Orhan haberleri nedeniyle de haklarında dava açılan ajansın bu süreçte birçok muhabiri de gözaltına alınıp tutuklandı. Yaptıkları haberlerin dava konusu olmadığını ve erişim engelinin hak ihlali olduğunu değerlendiren Jinnews’in İmtiyaz Sahibi Safiye Alağaş, bu baskıların devam etmesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvuracaklarını ifade etti.
“Gözdağı vermeye çalışıyorlar”
Ajansa getirilen erişim engellerinin Türkiye’deki faşizmin başka bir yüzü olarak gördüklerini belirten Safiye Alağaş, iktidar tarafından yürütülen bu baskı politikasının ülkenin her yerinde olduğu söyledi. Basın camiasının da farklı yol ve yöntemler ile bu baskılardan en büyük nasibini aldığını ifade eden Safiye Alağaş, erişim engelleri ile gözdağı verilmeye çalışıldığını kaydetti.
“İktidarın hedef tahtasındayız”
Bu baskılara karşı özgür basının bir mücadele hattı oluşturarak yoluna devam ettiğine değinen Safiye Alağaş, kadın haber ajansı olarak iktidarın sürekli hedef tahtasında olduklarına yer verdi. Safiye Alağaş, sözlerine şöyle devam etti: “Biz de basın camiasında bu tür baskılara ve kapatılmalara maruz kalan ajanslardan bir tanesiyiz. ŞUJİN’in 2018 yılında kapatılmasıyla birlikte jinnews haber ajansı açıldı. Oradan gazetecilik yapmaya devam ettik. Şuana kadar sitemiz 31 kez erişime kapatıldı. Kapatmalar da bir tür psikolojik şiddet biçimidir. Bu erişim engelleri de şiddetin geldiği boyutu gösteriyor. Bunların yanı sıra kadın ajansı olduğumuz içinde bu tür baskılar uygulanıyor.”
“İktidar tecavüzleri, tacizleri teşhir etmemizi istemiyor”
Kadın gazeteciler olarak alanda sürekli baskılara maruz bırakıldıklarını ifade eden Safiye Alağaş, “Bugün Türkiye koşullarına baktığımız zaman en fazla kadınlar söz söyleyip alanlara çıkıyor. Nedeni ise, çünkü en fazla kadınlar bu sistemden rahatsız. Biz de ajans olarak sisteme itiraz eden kadınların sesiyiz. Gücümüz yettiğince de sesi olmaya çalışıyoruz. Var olan tecavüzleri, tacizleri ve olayları teşhir etmeye çalışıyoruz. Bu iktidar tarafından istenmiyor, çünkü bir tecavüzcünün teşhir olması sistemin teşhir olması anlamına geliyor. İktidar kendisini teşhir edenleri görmek istemiyor. Siteleri de engelleyerek bunları görünmez kılmaya çalışıyor. Şuan da var olan yöntem de bu. Alanda sitede baskı altındayız ama bunlara karşı biz de yolumuza devam ediyoruz” sözlerini kullandı.
“Hakkımızda sayısız davalar açıldı”
Teşhir ettikleri haberler nedeniyle iktidarı rahatsız ettiklerini ve haklarında sayısız dava açıldığına değinen Safiye Alağaş, devletin haberleri görünmez kılmak amacıyla ajansa erişim engeli getirdiğini söyledi. Ajanslarına bazen bir günde iki kez erişim engeli getirildiğine dikkat çeken Safiye Alağaş, “İşlenen savaş suçlarını, Musa Orhan gibi devletin kendi askerinin Kürdistan’da işlediği suçu herkese gösterdik. Devlet kendi askeri teşhir olmasın, kimse bilmesin diyerek erişim engeli ile olayın üstünü kapatmaya çalışıyor. Bu haberlerin çoğunu ilk biz duyurduk, devlet bu yüzden çözümü ajansı kapatmada buldu. Bunlar dışında sık sık akıllarına geldiklerinde ajansımızı kapatıyorlar ve kapatma gerekçelerini de bize sunmuyorlar. Bu sürekli karşı karşıya kaldığımız bir durum” diyerek, yaşanan süreci anlattı.
“Yaptığımız haberler suç değil”
Yaptıkları haberlerin suç olmadığını ve açılan davaların da hukuksuz olduğuna değinen Safiye Alağaş şunları söyledi: “Efrîn ve tecrit haberlerinden dolayı hakkımız da dörde yakın propaganda davası açıldı. Bugün dünyanın her yerinde tecrit bir insanlık suçudur. Bu davaların hepsinden beraat ettik. Ama bunun yargıya taşınması bile insanı geriyor ve sinirlerini bozuyor. Yaptığımız konular haber, bunlar yargı konusu olmamalı. Gazetecilik mesleğini yerine getiriyorsun, bu nasıl bir tehlike arz ediyor olabilir ki? Ama seni korkutmak ya da engellemek için bu tarz yöntemlere başvuruyorlar. Onlar da bunun suç olmadığını biliyorlar. Ortada suç işleniyorsa bunun haberini yapmak suç değil.”
“Kadınların mücadelesinden enerji alıyoruz”
“Baskı ve engellemelere karşı gücümüzü mücadele etmekten alıyoruz” diyen Safiye Alağaş, Türkiye’de tekleşen bir gazeteciliğin de olduğuna vurgu yaptı. Safiye Alağaş, “Biz eril dil, taciz ve bunun gibi her türlü hak ihlaline karşı mücadele ediyoruz. Bunlardan en çok biz kadınlar zarar görüyoruz. Bu yüzden mücadele de daha güçlü bir duruş sergiliyoruz. Mücadele eden kadınlar olarak asla vazgeçmeyeceğiz. Bizim enerji kaynağımız, kadınların sesi olmaktan geliyor. Bu yüzden bizim için önemli ve baki olacak şey baskılar değil mücadeledir. İktidar gücünü şiddetten biz de mücadeleden alıyoruz. Kadınlar olarak her şekilde güçlü bir şekilde yola devam etmekte kararlıyız.”