Maltepe’den kadınlar haykırdı: İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz

Binlerce kadın “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” sloganıyla İstanbul’da bir araya geldi. Katledilen kadınlar isim isim anıldı, HDP İzmir İl binasına yapılan saldırı sırasında katledilen Deniz Poyraz’ın ismi anıldığı sırada binlerce kadın “Burada” diye defalarca haykırırken hem politik suikast hem kadın katliamı tekrar kınandı. Kadınlar mesajlarını Arapça, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce dillerinde verirken, kadın sanatçılar da mitingde sahne aldı.

Binlerce kadın “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” sloganıyla İstanbul’da bir araya geldi. Katledilen kadınlar isim isim anıldı, HDP İzmir İl binasına yapılan saldırı sırasında katledilen Deniz Poyraz’ın ismi anıldığı sırada binlerce kadın “Burada” diye defalarca haykırırken hem politik suikast  hem kadın katliamı tekrar kınandı. Kadınlar mesajlarını Arapça, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce dillerinde verirken, kadın sanatçılar da mitingde sahne aldı.  

İstanbul - Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) çağrısıyla İstanbul Sözleşmesinin tamamen yürürlükten kardırılacağı 1 Temmuz öncesi kadın ve LGBTİ+ örgütleri “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diyerek Maltepe Etkinlik Alanı’nda bir araya geldi. Binlerce kadın Deniz Poyraz’ın katledilmesine duydukları öfkeyi dile getirirken İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi.

Türkiye’nin birçok yerinden binlerce kadının katılım sağladığı mitingde, kadınlar kortejler halinde alana giriş yaparken, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Kadınlar yaşasın çocuklar gülsün”, “AKP elini sözleşmeden çek”, “Kadınlar için 6284”, “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz”, “Anayasayı uygula”, “Biji Tekoşina Jina”, “Kadın Yaşam Özgürlük”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarını atarak İstanbul Sözleşmesi ile ilgili döviz ve pankartlarını taşıdı. Alana girişte, LGBTİ+ bireylerin taşıdığı flamalara polisin engel çıkarmaya çalıştığı görüldü.

Kadın örgütlerinin yanı sıra mitinge Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kadın milletvekilleri ile DEVA Partisi’nden kadın siyasetçiler de katıldı. Miting, sanatçıların sahne almasıyla başlarken Sanatçı Kalben, “Bütün halkların eşitliğinden, İstanbul Sözleşmesi’nden, yaşamımızdan, güvenliğimizden vazgeçmiyoruz efendiler” diyerek ezgilerini kadınlarla birlikte söyledi.

Arapça, Türkçe, Kürtçe ve İngilizce dillerinde ortak mesaj

Kadınların ortak imzaladığı basın metni dört dilde okundu. Arapça, Türkçe, Kürtçe ve İngilizce dillerinde okunan metnin Kürtçesini TJA üyesi Suna Kaymaz okudu.

Ortak basın metninin ilk paragrafını okuyan Yazar Ayşen Şahin’in ardından Türkçe metnin her bir paragrafı katledilen kadınların yakınlarının da bulunduğu kadınlar tarafından ve oyuncu, aktivist, yazar, öğrenciler tarafından okundu. Yazar Ayşen Şahin,  Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden tek kişilik Cumhurbaşkanı kararı ile çıkılamayacağını ve Meclis’in iradesinin tek kişiye devredilemeyeceğini söylerken, “Bu hukuksuz, bizim için geçersiz karar, isyanımızı, öfkemizi büyüttü” dedi.

Sanatçı Ayşegül Yalçıner şiddetin sıradanlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çekti

Tiyatrocu Ayşegül Yalçıner de şiddetin, kadın katliamının, tecavüz ve tacizlerin artarak sürdüğü ve kadına karşı tüm şiddet biçimlerinin sıradanlaştırıldığı bir süreçte LGBTİ+’ların sistematik olarak hedef gösterildiğini kaydetti. Sözleşmenin kaldırılmasının gündeme alınmasıyla suça zemin hazırlanacağına dikkat çekti.

“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyen milyonlarız...”

Onur Haftası Komitesi üyesi Sidar, “Biz haklarından, hayatlarından, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyen milyonlarız… Haklarımızı güvenceye alan yasaları hayatı pahasına kazananlarız. Ve daha nice hakkımızı mücadelemizle kazanacak olanlarız” dedi.

“Şiddetten uzak bir hayat yaşama hakkının garantisidir”

Sinbo İşçisi Dilbent Türker, “İstanbul Sözleşmesi, din, dil, ırk, sınıf, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, yaş, medeni hal, doğum yeri, göçmenlik gibi nedenlerle ayrımcılığa uğramaksızın şiddetten uzak bir hayat yaşama hakkının garantisidir” diye konuştu. Dilben Türker ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin eşit ve şiddetten uzak yaşam hakkının güvencesi olduğunun altını çizdi.

Katledilen kadınların yakınları: Katiller korunuyor!

Ablası Mutlu Kaya katledilmeye çalışılan ve diğer ablası Dilek Mutlu ise astsubay olan fail tarafından katledilen Songül Kaya ise şöyle konuştu: “İstanbul Sözleşmesinin ardından, mücadelelerimiz sonucunda 6284 sayılı yasayı çıkardık, bu kanun etkin uygulandığında nice kadın hayata tutundu. Etkin uygulanmadığında niceleri aramızdan erkek şiddetiyle ayrıldı. Her gün işkence edilen, dövülen, öldürülen, taciz edilen, kaybedilen kadınların ve LGBTİ+’ların haberlerini alıyoruz. Faillerin saklandığını, korunup kollandığını, delillerin karartıldığını, kaza ve intihar süsü verilerek, yüksekten düştü denilerek kadın cinayetlerinin şüpheli hale getirildiğini görüyoruz.”

Sağlık Emekçisi Yasemin Bakır, İstanbul Sözleşmesi’nin ile kamu görevlilerinin etkin görev yapmasını sağladığını söyledi. Şiddetin önlenmesi, şiddet görenlerin korunması, en temel ihtiyaçlarının karşılanması hususunda kamu görevlilerinin etkin görev yapmasının sözleşme ile sağlandığının altını çizdi.  

Katledilen Seda Kurt’un annesi: Katillerin sırtı sıvazlanıyor

Katledilen Seda Kurt'un annesi Bedia Akar, kadınların en çok boşanmak istedikleri erkeklerden, ayrılmak istedikleri partnerlerinden veya en yakın ve akrabaları olan erkeklerden şiddet gördüğünü hatırlattı. “Aile içi diye üstü örtülen, karakollarda uzlaştırılan, yargıya taşınmayan şiddet vakaları bizi yaşamdan koparıyor” diyen Bedia Akar görevini yapmayan kolluk güçlerinin kadınları şiddet ile baş başa bıraktığını hatırlattı. “Erkek yargı failleri aklarken, siyaset cezasızlığı beslerken faillerin sırtı sıvazlanıyor. Hayatını savunmak için şiddet gördüğü erkekleri öldürmek zorunda kalan onlarca kadın, binlerce düşünce suçlusu hala cezaevlerindeyken, çıkarılan aflar, yapılan infaz yasası düzenlemeleriyle binlerce şiddet faili erkek serbest bırakılıyor” dedi.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin müfredatlarda olmamasına vurgu

Kampüs, derslik ve yurtların taciz haberleriyle, şiddet olaylarıyla, kadın ve LGBTİ+ düşmanı söylemlerle gündeme geldiğine dikkat çeken Boğaziçi Üniversitesi Direnişçisi Özlem Damla Arık, “Eşitlik mücadelesi veren üniversite kulüplerinin kapısına vurulan mühürlerle, tacizi önleme birimlerinin işlevsizleştirilip kapatılmasıyla, eğitimin tüm kademelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin adının bile geçmemesi için müfredatlara, mevzuatlara yapılan müdahalelerle dolup taşıyor. ”

Müzisyen Nuray Balık,  bölgesel savaşlar, ekolojik afetler, ekonomik çöküşün göçü giderek daha fazla zorunlu hale getirdiğini; göçmen kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasının daha da önem kazandığını belirtti.

Lise öğrencisi Gülşah Fadime Akşahin de İstanbul Sözleşmesi’nin devletlere “her türlü şiddet eyleminin çocuklar üzerindeki etkisinin önlenmesi için sen sorumlusun! Çocukları korumak, şiddete karşı bariyer olmak için ulusal insan hakları kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özellikle de kadın örgütleriyle işbirliği yapmalısın” hatırlatmasında bulundu.

Aylin Sözer’in öğrencileri de mitingden mesajlarını verdi

Katledilen İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Aylin Sözer’in öğrencileri adına söz alan Revşan Aydınarığ şunları dile getirdi: “Sözümüz açık, kararımız net: Biz yalnızca İstanbul Sözleşmesi’ne dokunulmamasını değil, Sözleşmenin tüm gereklerinin acilen yerine getirilmesi için acil eylem planı açıklanmasını istiyoruz.”

Öznur Salar, maruz kaldığı erkek şiddetine rağmen hayatta kalan kadınlardan biri olarak mitinde yerini aldı. “Yarınlarından umut duyulan bir hayat, neşemizi, arzularımızı, hayallerimizi, sevincimizi doya doya yaşadığımız bir dünya için, rengarenk var oluşumuzda bir tek rengimizi soldurmamak, aramızdan bir tek kişinin eksilmeyeceği bir yaşamı inşa etmek için sınır tanımayan mücadelemize güveniyoruz! Birbirimize güveniyoruz, birliğimize güveniyoruz.”

Katledilen kadınlar isim isim anıldı

Mitingde, katledilen kadınların isileri okunarak hep bir ağızdan, “Burada” diye haykıran kadınlar, HDP İzmir il örgütü binasına yapılan saldırı sırasında katledilen Deniz Poyraz’ın adı anıldığı sırada defalarca “Burada, burada” diye diyerek haykırması dikkat çekti.

Sanatçılar Pınar Aydınlar ve Rewşen Çeliker şarkılarını kadınlar için ve kadınlarla birlikte söyledi.