“Demesinler ki onlardan vazgeçtiler, akıbetini sormuyorlar, unuttular”
Cumartesi Anneleri 841’inci haftada 1994 yılında gözaltında kaybettirilen Halil ve Kasım Alpsoy için biraraya gelirken, Kasım Alpsoy'un eşi Erdoğan Alpsoy, Galatarasay Meydanı'nın yasaklı olduğuna dikkat çekerek, "Demesinler ki onlardan vazgeçtiler, akıbetini sormuyorlar, unuttular. Hayatımız boyunca aramaya devam edeceğiz" dedi.
İstanbul - Cumartesi Anneleri, “Failler belli kayıplar nerede” sloganıyla düzenledikleri eylemin 841’inci haftasında 1994 yılının 12-18 Mayıs tarihleri arasında gözaltında kaybedilen iki kuzen Halil ve Kasım Alpsoy için adalet istedi. Eylemde söz alan Halil Alpsoy'un eşi Fikriye Alpsoy, “Aramadığımız yer kalmadı, çaldığımız tüm kapılar yüzümüze kapandı. Yaşadığım ve bir damla kanım kaldığı sürece mücadelemden vazgeçmeyeceğim" dedi.
Kasım Alpsoy'un eşi Erdoğan Alpsoy da, Galatarasay Meydanı'nın yasaklı olduğuna dikkat çekerek, "Demesinler ki onlardan vazgeçtiler, akıbetini sormuyorlar, unuttular. Hayatımız boyunca aramaya devam edeceğiz" ifadelerinde bulundu.
Davayı takip eden Avukat Tugay Bek ise, soruşturmanın zamanaşımına uğradığını ve tüm başvuruların takipsizlikle sonuçlandığını söyledi.
Basın metnini okuyan Çiğdem Demirbilek, 841'inci haftada yargı makamlarına, adaletin sağlanması için seslendi. Kasım Alpsoy ve Halil Alpsoy dosyasında adaletin sağlanması için harekete geçilmesi çağrısında bulunan Çiğdem Demirbilek, ne kayıpların akıbetini sormaktan ne de 142 haftadır yasaklanan Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.
Ne olmuştu?
37 yaşındaki Halil Alpsoy 12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte İstanbul Kanarya'daki evine dönerken evin önünde bekleyen polisler tarafından gözaltına alındı. Eşi itiraz edip bağırınca polisler kimliklerini göstererek, "Merak etme. Karakola kadar götürüyoruz. Yarım saat sonra gelir" dedi. 12 Mayıs 1994 gecesi Beyaz Toros araçla götürülen Halil Alpsoy bir daha evine dönemedi. Gözaltına alındıktan 18 gün sonra, İstanbul'a 530 km uzaklıktaki Kırıkkale'deki ormanlık bir alanda ağır işkence nedeniyle tanınamaz halde bulundu. Kardeşleri Halil Alpsoy'u elindeki çocukluktan kalma izinden teşhis edebildi.
Halil Alpsoy'un gözaltına alınmasından bir hafta sonra, polisler amcasının oğlu Kasım Alpsoy'un Adana'daki evine de baskın yaptı. Uzun menzilli silah taşıyan çelik yelekli polisler 18 Mayıs 1994 günü sabaha karşı 30 yaşındaki Kasım Alpsoy'u da gözaltına aldı. Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürülen Kasım Alpsoy, içinde istihbaratçıların da bulunduğu bir ekip tarafından sorgulandı. Gözaltına alındığı günün akşamı serbest bırakılan Kasım Alpsoy’un kimliğine el konularak, "yarın gel kimliğini al" denildi. Ağır işkence gören Kasım Alpsoy, eşine daha önce İstanbul'da gözaltına alındığında kendisini sorgulayan timin Adana'ya gelerek oradaki işkencesine de katıldığını söyledi. Ertesi gün, kimliğini almak üzere bir akrabasıyla birlikte Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı'na giden Kasım, akrabasının tüm gün kapıda beklemesine rağmen girdiği binadan bir daha çıkamadı.
Günümüze dek Kasım ve Halil Alpsoy'un gözaltına alındıkları daima inkar edildi. Devlet ve ilgili kurumları iki kuzeni gözaltına alanları, işkence ile sorgulayanları ve kaybedenlerin yargılanması için etkili bir araştırma veya soruşturma yapma görevini hiçbir zaman yerine getirmedi. Aksine gözaltında kaybetmelere karşı koruma sağlanarak üzeri örtüldü, kayıp yakınlarının hakikat ve adalete erişmesi engellendi.