Haber Merkezi – Aralarında Avrupa Alevi Kadınlar Birliği, Ben Seçerim Derneği, Tevgera Jinên Azad (TJA), TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, Van Kadın Platformu, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Datça Kadın Platformu, Demir Leblebi Kadın Derneği’nin de bulunduğu Türkiye ve bölgeden 68 kadın kuruluşu, Aralık 2016’dan bu yana cezaevinde tutulan Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Aysel Tuğluk’un Kürt siyasi parti tarihinde eş genel başkanlık yapmış ilk kadın olduğuna dikkat çekilen açıklamada, eş genel başkanı olduğu Demokratik Toplum Partisi (DTP)’nin kapatılmasıyla siyaset yasağı getirilen tek kadın milletvekili olduğu hatırlatıldı.

Annesinin cenazesine ırkçı saldırı yapıldı

Aysel Tuğluk’un aynı zamanda hukukçu, insan hakları savunucusu ve de tüm hayatını Kürtlerin onurlu bir barışla sonlanacak özgürlük ve eşitlik mücadelesine adamış bir siyasetçi olduğunun ifade edildiği açıklamada, Aysel Tuğluk’un verdiği emeklerin, yürüttüğü mücadelenin, kendisini adadığı yaşamdaki duruşunun yakın dönem siyasi tarihinde derin izler bıraktığına vurgu yapıldı. Açıklamada, “Herkesin bildiği gibi annesinin cenazesine yapılan ırkçı saldırı ve gayriinsani tutuma tanıklık etmiş ve yaşadıkları hafızasında onarılamaz hasarlar bırakmıştır. Tedavisini ve muayene sürecini aylarca sürdüren Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulu tarafından cezaevinde kalamayacağına dair oybirliğiyle hazırlanan rapora rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından tam tersi yeni bir rapor hazırlanmıştır” denildi.

“ATK Aysel Tuğluk’un hastalığını inkar ediyor”

Yıllardır etik, vicdan, bilim ve hukuka aykırı raporlarla gündeme gelen ATK’nin politik tutsakların ağır ve ölümcül hastalıklarına rağmen mütemadiyen “cezaevinde kalabilir” şeklindeki tıp bilimine aykırı raporlarından birinin de Aysel Tuğluk için hazırlandığına dikkat çekilen açıklamada, ATK’nin Aysel Tuğluk’un demans hastalığını inkâr ettiği belirtildi. Çelişkiler barındıran söz konusu raporlarla ilgili olarak avukatlarının ‘Üst Kurul’a yaptığı itiraza yanıt verilmediğini kaydedilen açıklamada, “Hastalığının ağırlaşmasına izleyici kalınmaktadır” diye belirtildi.

Dayanışma çağrısı

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Senelerce kadına yönelik her türlü şiddete karşı mücadele yürütmüş, kadın özgürlüğü için mücadele etmiş bir siyasetçi olarak bugün kendisine yaşatılanlara itiraz ediyor; Aysel Tuğluk’un tahliyesini talep ediyoruz. Ayrıca, ‘Kadınlar İçin Adalet’ talebimiz doğrultusunda Tuğluk ve onun gibi siyasi sebeplerle mahpus edilen tüm kadınların özgürlüklerine kavuşması talebimizi yineliyoruz. Aysel Tuğluk’un cezaevinde kalamayacağına dair, kapsamlı bir kurul raporu ortadayken ısrarla bunun gereği yerine getirilmemesi, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere devletin sorumluluğundadır. Tuğluk’un sağlığıyla ilgili gelişebilecek tüm olumsuz sonuçlardan, ‘cezaevinde kalamaz’ raporunu görmezden gelen idari ve adli makamlar sorumlu olacaktır. Ona yaşatılan bu hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkilileri bir kez daha hukuka, bilime ve vicdana uygun davranmaya çağırıyor; Tuğluk’un tedavisinin olması gereken ortamda sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini hatırlatıyor, dayanışma çağrımızı yineliyoruz.”