39 yıl önce kaybettirilen Maksut Tepeli'nin akıbeti soruldu

Cumartesi Anneleri, 39 yıl önce gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Maksut Tepeli’nin akıbetini sordu.

İstanbul-Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybettirilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılıp yargılanması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemin 932’ncisini online gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemde, 2 Şubat 1984’te Ataşehir Küçükbakkalköy semtinde arkadaşının evine gittikten sonra polislerin açtığı ateş sonucu yaralanan ve gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Maksut Tepeli’nin (28) akıbetini sordu. Açıklamayı 12 Eylül kayıplarından Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu.

İkbal Eren sözlerine, devletin yıllardır kayıplar konusunda yargı makamlarıyla gerçeği örtbas ettiğini ve faillerin cezasız bıraktığını kaydederek “Bütün bunlar yetmezmiş gibi adalet talep edenlerin seslerini bastırmaya ve cezalandırmaya dönük pratik sergiliyor. Hukuki dayanaktan yoksun, siyasi iklimin etkisiyle açılan davalarla biz adalet talep edenleri cezalandırmak istiyor” dedi.

Maksut Tepeli’nin kayboluş hikayesi

Ardından İkbal Eren, 28 yaşındaki Maksut Tepeli’nin kayboluş hikayesini okudu. Tepeli’nin genç bir öğretmen olduğunu aktaran İkbal Eren, 2 Şubat 1984 tarihinde bir arkadaşının ziyaretine gittiği esnada polisler tarafından açılan ateş sonucu yaralandığını dile getirdi. Tepeli’nin polisler tarafından hastaneye götürülmesi gerekirken bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldüğünü aktaran İkbal Eren, “Aynı tarihte gözaltında tutulan üç tanığın beyanlarına göre Tepeli; 5 Şubat 1984 tarihinde Gayrettepe Siyasi Şube’de gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde hastaneye kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı” diye konuştu.

 22 yıl sonra gerçek açığa çıktı

Tüm resmi kurumlar tarafından gözaltına alındığı inkar edilen Maksut Tepeli’nin izini süren ailesi ve avukatlarının, olaydan 22 yıl sonra 6 Şubat 1984 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğüne dair resmi belgelere ulaştığını kaydeden Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üç yıllık ısrarlı girişimler sonucunda da resmi makamlar, Maksut Tepeli’nin Helvacıdede Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini kabul etti. Ancak defin yeri bilgisi açıklanmadığı için Maksut Tepeli’nin mezarı hala bulunamadı. Maksut Tepeli’nin gözaltında kaybedilmesi ile ilgili bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Tanıklara rağmen, belgelere rağmen ailenin şikayeti üzerine açılan üç soruşturma da takipsizlikle sonuçlandı. Maksut Tepeli’nin yaralanması ve işkence ile sorgulanmasında görevli polislerin kimlikleri tespit edildi ancak haklarında takipsizlik kararı verildi.

 Dava zaman aşımına uğradı

Adalet arayışından vazgeçmeyen ailesi ve İHD Avukatlarından Gülseren Yoleri tarafından tekrar yargı önüne getirilen dosya ise 2014 yılında zaman aşımı kararı ile kapatıldı. Anayasa Mahkemesi'ne 2017 yılında başvuruyla ilgili mahkeme; ‘zaman bakımından kabul edilemezlik’ kararı verdi. İç hukuk yollarını tüketen aile AİHM’ye başvurdu. Bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz; 39 yıl önce Gayrettepe Siyasi Şube’de gözaltındayken kaybedilen Maksut Tepeli için hukuku işletin; onun akıbetini açığa çıkartma, tespit edilen faillerini yargılama yükümlülüğünüzü yerine getirin.”