Lübnan’da bir kadın projesi: Toprak

Aktivistler Erica Akkari ve Jihan Akiki, Lübnan'ın Bekaa Vadisi'ndeki Zahle kasabasında yenilenebilir, sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir topluluk tarım modeli olan "Toprak Çiftliğini” kurdu. Kadınlar, projeleri ile ödül de kazandı.

SUZANNE ABOU SAİD

Beyrut – Ne ekonomik zorluklar ne de iklim değişikliğinin etkileri kadınlara geri adım attırmıyor. Lübnanlı iki genç Erica Akkari ve Jihan Akiki, “Toprak Çiftliği” projesini hayata geçirdi. Proje, Lübnan halkı ile Lübnan'daki mülteci toplulukları ve marjinal gruplar arasındaki sosyal bölünmeleri iyileştirmek amacını taşıyor. Toprağı onarmak ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak isteyen gençler, üstün kalitede çeşitli organik ürünleri elde etmek istiyor.

Toprağa doğal otantik tohumlar ekiliyor

Projeleri hakkında konuşan Erica Akkari, “Permakültür, yani sürdürülebilir ve kendi kendine yeterli olmayı hedefleyen tarımsal ekosistemlerin geliştirilmesi ilkelerini benimserken, benzersiz bir toprak çiftliği olmak için çalışıyoruz. Ancak daha geniş kavram Regeneratiftir. Bu melezleri veya genetiği değiştirilmiş olanları kullanmıyoruz. Küçük arazi parçalarına doğal otantik tohumlar ekiyoruz. Lübnan'ın havası ve toprağı için uygundur, en üretken ve en verimli olanıdır. Bu tohumların bir kısmını önümüzdeki sezonlarda yeniden dikilmek üzere çiftlikte hazırlamaya çalışıyoruz” dedi.

İki kadının projesi ödül aldı

Sürdürülebilir tarım sertifikası aldığı Kanada'da farklı tarım yöntemleri öğrendiğini ve dört yıl boyunca Kanada ve Lübnan'da çeşitli çiftliklerde çalıştığını belirten Erica Akkari, “İki yıl önce Jihan Akiki ile birlikte ‘toprak çiftliği’ projesini kurdum. Proje, geleneksel tarımdan üç kat daha fazla üretim yapmamızı sağladı. Bu proje ile 25 bin ABD Doları ile Rockefeller Vakfı Gıda Sistemi Vizyon Ödülü'nü kazandık” ifadelerinde bulundu.

Alternatif ürünler benimseniyor

Farklı sebze parçaları arasındaki bariyerleri, faydalı böcekleri çeken veya mahsuller arasında bir bariyer oluşturan bitkileri kullandıklarını sözlerine ekleyen Erica Akkari, “Arsaya tek ürün ekip yıllarca benimsemek yerine, ekin çeşitlendirmesini ya da çiftliğin bütününe bir katkı oluşturan alternatif ürünleri benimsiyoruz. Bazı çiçek türlerini, belirli araziye hizmet eden sınırlar olarak ve kullanılan fidelere göre farklı şekillerde ekiyoruz. Arılar ve böcekler gibi tozlaşma yapan böcekleri çekiyoruz. Örneğin, bu bitkilerin ihtiyaç duyduğu gölgeyi ayçiçekleri ile sağlıyoruz. Çiftlikteki her şey, doğal ekosistemlerin sağlığı ve sürdürülebilirliği açısından önemli ve ayrılmaz bir role sahiptir” şeklinde konuştu.

Ürünler pazardaki yerini aldı

Bu ikinci sezonları olduğunu sözlerine ekleyen Erica Akkari, “Bu proje sayesinde geçen yıl çeşitli tarım ürünlerini dağıtabildik ve yaklaşık 900 kişiyi besleyebildik. Lübnanlılara ve mültecilere yerel derneklerle işbirliği içinde bağışlar ya da organik pazara bazı ürünler satıyoruz. Ticari unvanımız, sebze yetiştiriciliği, meyve ağacı yetiştiriciliği ve diğerlerini genişletmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Karşılaştıkları sorunlardan da bahseden Erica Akkari, kuyudan elektrik jeneratörü alarak suyun pompalanmasından kaynaklanan yüksek maliyetlere dikkat çekti.

Belçika’dan çiftliğe geldi

Çiftlikte yaşayan Suriyeli mülteci ve dört çocuk annesi Waad Ibrahim Al-Ali, bir yıldır çiftlikte çalışıyor.

Çiftliğin benzersiz konseptinden etkilenen iki sosyal hizmet görevlisi olan Belçikalı Yadi Hornart ve Laura Van Bladel de dahil olmak üzere çiftliğe bölge ve çevresinden gönüllüler de katıldı. Laura Van Bladel, “Çiftliği Instagram'da gördükten sonra Belçika'dan geldim. Bu çiftliği diğerlerinden ayıran şey, tarımda çalışan bir kadın ağı olmasıdır. 4 ay önce çiftliği ziyaret ettim. Daha sonra Lübnan'da birkaç çiftlikte ve meyve bahçesinde gönüllü oldum” dedi.

Yadi Hornart ise projenin güzelliğinden nasıl etkilediğinden söz etti.